Yasemin Çongar’a

Bugün, oltaya takılma potansiyeli olan AKP beslemesi liberallerin büyük bölümü, köşelerini Türkiye-Almanya maçına ayırmışlar. Bize de oltamıza kala kala Yasemin Çongar kaldı.

Yasemin Çongar'la ilgili kısa bir hatırlatma ile başlayalım. Yasemin Hanım nereden gelip nerelere gitmektedir?

1980'li yıllarda sosyalist kimlikli "Yarın Dergisi'ne yazılar yazar,
Sonraları Milliyet ve CNN'de Vaşington'un sesi olarak çalışır,
ABD'li bir diplomat (CIA görevlisi) ile evlenir, daha sonra eşini bırakıp Türkiye'ye gelir,
Şu anda Taraf Gazetesi'nde ABD'nin, AB'nin ve AKP'nin sesi olarak yazmaktadır.
Epeydir, siyasetteki misyonunu, darbeye(!) karşı demokrasi (siz AKP'cilik anlayın) kahramanlığına soyunarak yerine getiriyor.

Taraf'taki bugünkü yazısında, Ahmet Altan abisini referans göstererek, demokrasi kahramanlığındaki ısrarlı tutumunu sürdürüyor.

Yazısına, önce Obama'nın ABD'deki muhafazakarlar-liberaller arasındaki ortak payda ile ilgili sözlerini hatırlatarak başlıyor. Ardından da 10. Cumhurbaşkanı A. Necedet Sezer'in "açılımı izliyoruz ama ortak payda bulacak hal mi var?" saptamasına getiriyor sözü. Sezer'in, sistemin sıkışmışlığına, çaresizliğine ilişkin bu saptamasına karşı "darbeye 70 milyon adım"la bir reçete çıkarıyor. Yazısına, bir gün önce Ahmet Altan'ın yazısından bir bölümü aktarıyor. Tünel'den Taksim'e yürüyen "darbeye karşı 70 milyon adım"cılardan çok heyecanlandığı anlaşılan Altan'ın, "Muhafazakarlarla sol demokratların el ele vermesi gereken bir dönemden geçiyoruz. Ortak bir amacımız var çünkü" sözlerine Çongar, katkıda bulunuyor, "... çünkü giderek ortaklaşan değerlerimiz var."

Aslında Çongar, Hadi Uluengin'in Hürriyet'te çıkan "lahika-1" yazısını okusaydı, Hadi'nin de hayal dünyasından yararlanabilirdi. Hadi yazısında yürüyüşte, hicaplılarla (örtünmüşlerle), piercingli gençlerin nasıl sarmaş dolaş yürüdüklerini anlatıyordu. (Hayal dünyasını fazla mı zorluyor dersiniz?) Nereye yürüdükleri malum, AKP savunuculuğuna!

Yürüyüşten ve yürüyüşün bileşiminden Çongar da çok etkilenmiş anlaşılan, yazısına da bunu yansıtmış:

"Darbeye karşı ses çıkarmaya kararlı muhafazakarlar, aynı kararlılıkta demokrat solcularla birlikte yürüyordu.

AKDER'den Lambda'ya, Yüzleşme Derneği'nden Amargi'ye, SDP'den Genç Sivillere... Barış Meclisi'ne geniş bir yelpaze yürüyordu.

Troçkistlerle muhafazakarlar, çevrecilerle eşcinseller, ana meselesi Kürt sorunu olanlarla feministler darbeye karşı ortak bir ses veriyordu."

Ve Çongar yazısının sonunda, Türkiye'de demokrasinin, laikliğin, hukukun üstünlüğünün geleceğini bu bileşimde gördüğünü belirtiyor.

Ehhh... ne denir? Yasemin Hanım öyle görsün... Ama Çongar ve benzeri beslemelerin asıl hedeflerinin neler olduğu bizi ilgilendirir. Bu kesim:

&bull Darbe çığırtkanlığı ve karşıtlığı üzerinden AKP destekçiliği yapmaktadır.

&bull Bu söylem, zaten ülkemizdeki tüm siyasal süreçlere müdahale eden Vaşington ve Brüksel'i, daha etkin müdahale için göreve çağırmaktır.

&bull AKP karşıtlığı üzerinden yükselmekte olan işçi-emekçi muhalefetine karşı AKP'ye korumacılık yapmaktadır.

&bull Özeti, zaten kolu kanadı kırılmakta olan ülkemizi, değerlerimizi, geleceğimizi emperyalist odaklara sunmaktadır. Ülkemizin geleceğini karartma projesini hayata geçirme peşindedir.

Kitlelerin bilincine "sol" tanımlamayla sokuşturulan ve AKP'yi koruma, AKP karşıtlığının önünü kesme işlevi olan kişi, grup ve oluşumların ortak payda, ortak akıl gibi adlandırmalarla yaptıkları da düşündürücüdür. Türkiye'de sol-sosyalizm tarihinin hiçbir evresinde bu denli bulamaç haline getirilememiştir ve bu bağlamda yorucu bir dönemi yaşıyoruz.
B.P