Mehmet Ali Birand’a...

Meşhur iddianeme açıklanır gibi olunca, köşe yazarları da tavır alır gibi olmaya başladılar. 600 yıllık örgüt geçmişi ve Mustafa Balbay'la İlhan Selçuk'un Cumhuriyet gazetesini bombalatma iddialarının gülünçlüğü nedeniyle "İddianame fos çıktı"cılar sayıları 15'i bulan, aralarında üst düzey subayların da bulunduğu gizli tanıkların kimbilir neler "ötebileceği"nden hareketle "bekleyelim görelim"ciler iddianamede günlüklerin bile yer almamasından hareketle "dağ fare doğurdu"cular ve iddianamede elbette günlüklerin de yer alacağından hareketle "bu daha henüz buzdağının görünün yüzü"cüler ayrıştılar.

Olayı en "heyecanlı" halkasından yakalayan isim ise Mehmet Ali Birand olmuş: Bu iş komutanların birbiriyle hesaplaşmasına gider. Onun da kökeni 2002 senesindeki atamalara uzanır, bu durumda Özkök ile Kıvrıkoğlu karşı karşıya kalır, sonuna kadar hesaplaşılır, işte o zaman neyin ne olduğu anlaşılır, gerekli ayıklanma yaşanır.

Meselenin halef selef iki genel kurmay başkanının darbe planlarındaki anlaşmazlığa bağlanması, sonrasındaki atamaların ve ayıklanmaların bu çekişmeye bağlı olarak yapıldığının ve dışarıda kalanların el mahkum çeteleştiklerinin ya da bir terör örgütüne dönüştüklerinin anlaşılması ve tüm bu tabloda Özkök'ün birinci tanık, Kıvrıkoğlu'nun birinci sanık olması, anlaşılan o ki, Amerika'yı pek bir rahatlatır.

Teslimiyet tamamlanır.

Gazetecilerin dillerinin altında bakla makla kalmamış olur.

Birand'ın başlangıçta bir çorbaya benzettiği dava, giderek hünkar beğendiye dönüşür, tadından yenmez.

İşte böyle. Basının çoğu kalemi, iddianameyi basına duyuran savcının Örnek'in darbe günlüklerini bu iddialar arasına katmamasına, hatta onca cümle kurmuş olmasına rağmen "darbe" sözcüğünü cümle içinde kullanmamasına dikkat çeker ya da bir bölümü de bundan yakınırken, Mehmet Ali Birand en cesurları çıkıp, adeta "iddiaları sonuna kadar götürmüş" durumda.

Bravo.

İddianame demişken, artık kaç "a" ile yazılıyorsa İddaaa'nın ihale şartnamesi de değişmiş durumda.

Uzun pazarlıklar sonucu değişen yeni şartnameye göre Doğan Grubu da ihaleye katılabilecekmiş. Böylece, D-Smart'ı futbol kumarıyla entegre hale getirerek yeni vurgunlar yapma fırsatı yakalayacakmış.

Doğan Grubu'nun "objektif" yazarları, bu tür pazarlıklardan pay kapıldıkça, "dağ fare doğurdu"culuktan vazgeçip tonlamalarını değiştirmektelermiş galiba.

Biz de bir yerden duyduk, bu da bir iddiaaaaaa...

İ.K.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/9437116.asp?yazarid=69
Mehmet Ali Birand, "Ergenekon Komutanlar Hesaplaşmasına Dönüşüyor", Hürriyet - Posta, 15 Temmuz 2008