Hürriyet’ten Doğan Hızlan’a...

İtiraf ediyorum, günün yumurtasını seçmek için, bugünkü köşe yazılarını kötü niyetle ya da belli bir "kasıt"la taradım. Onları tararken, ister istemez gazetelerin ilk sayfalarına da şöyle bir göz atıyorsunuz. "Kasıtlı" bir şekilde arayıp taradığınız mevzuyu ilk sayfasından duyuran üç gazete olduğunu fark ediyorsunuz. Sürpriz değil, biri Taraf, hem de tarafına çok yakışan bir üst manşetle "Yalanı Yazarak Yendi". İkincisi biraz sürpriz, ama ne de olsa ortalama okura hitap eden, onun beynini her allahın günü ortalama değerlerle yeniden yıkayan bir gazete Milliyet'in üst manşeti şöyle, "Soğuk Savaş'a Damgasını Vurdu". Üçüncüsünün sürpriz olup olmadığı konusunda bile yorum yapamıyorum, ancak haberi son derece objektif bir biçimde verdiği ortada: Milli Gazete'nin üst manşeti, "Yazar Aleksandr Solijenitsin Öldü".

İlk sayfalardan köşe yazarlarına yöneldiğimizde, öleni anma görevinin, Türk medyasının vasat eleştirmeni, görev adamı Doğan Hızlan'a düştüğünü hemen fark ediveriyoruz.

Edebiyatıyla değil, anti komünist siyaseti, daha doğrusu propagandasıyla ünlenip ödüllendirilen bir yazar için olabilecek en "ters" ya da saçma başlığı atmış yazısına: "Politikaya karşı edebiyatı savundu"

De buyur ağa!

Hazret, sıkı edebiyat eleştirmeni ya, anlar bu işlerden, o diyorsa doğrudur, şimdi edebi değerini anlatacaktır diye okumaya başlıyoruz. Ama o ne, yazının içinde başlığını destekleyecek tek bir şey yok. Tam tersine hep politikayla anıldığını gösteren işaretlerle dolu, "Yazar özgürlüğü ile rejim baskısı arasındaki sıkışık bölgede yaşadığından, farklı ölçüler uygulandı eserlerine", "Soğuk Savaş sırasında ona yapılanlar, Rus hoşgörüsüzlüğünün uluslararası sembolü sayıldı", "Nobel'i aldığı yıl, ülkesinin siyasal rejimini en yüksek perdeden eleştiriyordu, ödüle değer bulunmasında bu muhalefetin de etkisinin olduğu söylendi", "Geçen yıl Başkan Putin ona Devlet Ödülü'nü evinde ziyaret ederek verdi.Yazarların özgürlüğünün her şeyden üstün olduğunu, rejimlerin bu hakkı ellerinden alamayacaklarını savundu" vb. vb.

Edebiyat nerede?

Edebi açıdan bir önemi var mıdır gerçekten de? Belki şu şekilde vardır: Ortalamanın altında bir propaganda yazarının, emperyalist güçler tarafından kullanıldıktan ve ödüllendirildikten sonra, işi bitince bir kenara bırakılıvermesinin 20. yüzyıldaki en önemli örneklerinden biridir.

Daha ötesi?

ABD'nin Vietnam işgalini savunacak kadar alçaklaşan bir propaganda aletidir.

Her zaman ortalamayı yazan Hızlan, Soyvet deneyimi ve Soğuk Savaş dönemi düşünüldüğünde ortalama olanı yazayım, araya da bir iki edebi değer lafı sıkıştırayım demiş, onu bile becerememiş.

Ama üzülmesin. Zaten uzun süredir anan eden yoktu kendisini. Solijenitsin nerenin kasabası unutulup gitmişti.

Şimdi öldü, ama "taraftarlarınca" dahi badem gözlü yapılamayacak kadar kıymetsiz biri bunca emeğe, bunca çabaya, bunca Nobel heyhelciğine yazık, günah değil mi?..

İ.K.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/9585100.asp?yazarid=4&ampgid=61&ampsz=78394 Doğan Hızlan, "Politikaya karşı edebiyatı savundu", Hürriyet, 5 Ağustos, 2008.