Ofsaytı bozan, elini kaldırandır

Ana muhalefet partisinin açıkladığı -hiç de radikal sayılamayacak- ekonomik vaatlere karşı, tüm piyasa artistlerinin "kaynak nerede" sorusuyla havalara sıçraması bayağı gülünç kaçıyor.

Hani, tartışmalı gollerde ofsaayt diye bağırıp elini kaldıran oyuncu genellikle ofsaytı bozanın ta kendisidir ya, işte ona benziyor. Kaynak sorusunu soranlar, kaynağın tam da başında oturan "kaynak sahipleri" oluyor. (Öyle ya, siz "kaynaksız" bir yoksulun "kaynağını göstermezseniz bu subvansiyonu kabul etmem" türünden bir şovuna tanık oldunuz mu hiç, düşünün bakalım.)

Holding iktisatçılarının dilindeki "kaynak bulamazsınız"ın tercümesi, "kaynak bizim, alamazsınız"dır:

Cnbc-e'deki manken-spikerlerin "ama kaynak yok" bilgiçliği, "Şahenk Abi'mizin kaynaklarına el sürmek yok" anlamındadır.

Doğan'ın ekonomi kurmaylarının "kaynak nerede" sorusu, "olsa dükkan sizin, ama bizim kaynakları Tayyip çoktan tüketti" yakınmasıdır.

Habertürk ve Bloomberg'in briyantinli yiğit'i, vaatlere ilişkin "Parayı nasıl bulacaksınız... Lider maifestostu (??) yok noktasından 70'lerin sloganlarını andıran sosyalist hatta komunist bir ekonomik dinamik hatırlatmış" gibi (harfi harfine böyle) abuk sabuk cümleler kurarken, "Ciner'in kaynağına dokunmayan vergi denetmeni bin yaşasın" demek istemekte, lakin panikten iki lafı bir araya getirememektedir.

Hepsi bilmektedir: Tayyip'in önce Uzan sonra da Doğan üzerinde test edip patentini aldığı "ceberrut" kaynak yaratma usullerini AKP'den sonraki iktidarlar da -"devletin devamlılığı" esasınca- kullanabilecek, "bu yaptığınız popülizm" diye sızlanan her şirketin muhasebe departmanı Maliye'nin vergi-cellatları tarafından basılabilecektir.

Ki boşuna da değildir: Resmi rakamlara göre, şirketlerin kazandığı her 100 TL'nin 70 TL'si Maliye'ye beyan edilmemekte ve vergilendirilmemektedir. Yani, şirketlerin potansiyel "kaynağı" beyan ettiklerinin üç katıdır.

Kaynak kendi ceplerinde, "ofsayt var, kaynak yok" feryadıyla havaya kalkan ellerindedir.

Mustafa Adalı