Obama ne diyordu?

"Eli sopalı Obama" fotoğrafı Türkiye'ye hakaret olarak yorumlandı. Lakin Obama'nın sopayı tutarken Erdoğan'la ne konuştuğu üzerinde pek durulmadı.

Tayyip'in beyzbolla alakası o sopayı ince uzun bir bisküvi çeşidi zannedecek düzeydedir, Kübalı beyzbolcuların ABD'yi (ABD'nin "milli" sporunda) her olimpiyatta madara etme geleneğini falan da tartışacak değiller herhalde, öyleyse ne konuşuyorlardı, Obama o fotoğraf çekilirken Tayyip'e ne anlatıyordu?

Tam olarak bilemeyiz ama ABD Başkanı'nın yüzündeki gülümsemeye bakarak keyifli bir mevzuda geyik yaptıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ve soruyu geliştirebiliriz: Tamam, Obama gülümsüyordu da, neye? Euro krizi ve Suriye trajedisinin domine ettiği şu ağlanası konjonktürde bir "Dünya lideri" bir "Ortadoğu lideri"yle konuşurken neye gül(ümsey)ebilirdi?

Bu hususta ilk akla gelen, Türkiye'nin az-okunur-çok-gülünür web sitelerinde aynı günlerde yer alan bir fıkradır. Fıkranın DDT rumuzlu anlatıcısı (ilk D, "devrimci"den geliyor) "Türkiye'de kimilerinin Suriye'ye dış askeri müdahale yapılacağı şeklindeki iddialarının temelsiz olduğunu" söylemektedir. Fıkracı DDT, ABD Suriye'ye saldırmaz, bırak bombayı dedete bile atmaz demektedir ki -danışmanlarının "baksanıza efendim, Türkiye'de Suriyeli muhaliflerin bu işi bizsiz kıvıracağını düşünen komikler var" uyarısıyla haberdar olduysa eğer- Obama'nın bu fıkraya kasıklarını ve sopasını tuta tuta güldüğünü varsayabiliriz.

Obama'yı keyiflendirmesi muhtemel ikinci vaka, sefir Ricciardone'nin Üsküdar'da sergilediği Karagöz-Hacivat şovudur. Irak ve Afganistan'daki seri operasyonlardan sonra artık tabanca kabzasında çentik atacak yer bulamayan bir elit "diplomat" İstanbul'un göbeğindeki bir orta oyununda "yağr bağna biğr eğleğnceee" nakaratıyla (Iraklıların kapı komşusu) Türklerin kahkaha ve alkışlarını toplar da, Obama tebessüm etmez mi hiç?

ABD Başkanı işte bu iki olay nedeniyle gevrek gevrek sırıtmış ve Erdoğan'a "Sizde o DDT, bende de bu Ricciardone varken, biz Ortadoğu'luların ensesine daha çook şaplak atar, her seferinde de makara yaparız" demiş olmalıdır.

Elindeki sopa mı "valla ben böyle komik ikiliye gülmeyeni döverim arkadaş" anlamındadır.

Mustafa Adalı