Kahraman bakkalla süpermarket hikayesi

20 yıldır ekmeğini yiye yiye bitiremedik şu güzelim oyunun. Gazetelerin orta sayfa manşetini mütemadiyen süsleyen bakkal ile süpermarket müsabakası, uzatmalarla birlikte devam etmekte. Fakat bu sefer Tayyip Erdoğan, bakkalların moral motivasyonunu düşürecek bir hamle yaptı: ‘Türkiye’nin tüm bakkalları, birleşin!’

Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan işbilir bir tüccar olduğundan kelli, bir alışveriş merkezin açılışında bakkalların kendi aralarında birleşip süpermarketlerle rekabete girmeleri gerektiğini söylemiş. Yani bir nevi, klanlar dış tehdite karşı birleşip üretim tarzını değiştirecek, üretici güçleri geliştirecek, böylece sosyal üstyapıyı da müreffeh yarınlara taşıyacaklar. Güzel fikir.

Devamı da var. Daha doğrusu, fazlası da: Bakkallar birleşirken, tabii ki ekonomik usüllerle değil, sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla temrenlerini sivriltecekler süpermarketlere karşı. Sivil toplumumuz öyle bir büyüdü ki, artık mahalleye sızacak. Halil Berktay Tayyip Erdoğan’a hak verecektir: Sahi, bakkal dediğin küçük esnaf da, sivil toplumun içinde değil miydi? Birleşseler de devleti dışarıdan sarıp sarmalasalar fena mı olurdu?

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken ise, “Meclis’te 3 parti var, birleşsin Türkiye daha mutlu bir ülke olsun.” demiş. Üç değil, dört fakat mesele bu değil. Mesele, Palandöken’in Tayyip Erdoğanlaşıp, bakkalları “toplumsal barışın teminatı” olarak ilan etmesi.

Doğru olabilir. Mahalle aralarında, kasalara oturarak gazoz içme, bakkalın akranıysa bira tüketimi, kızlara laf atma, veresiye, camdan sepet sarkıtma gibi güzide faaliyetlerin otağı olan bakkallık müessesesi, birleşme halinde adı geçen fiillerin olmadığı bir yer olarak toplumsal barışa elbette katkıda bulunamayacak.

Tayyip Erdoğan, temsil ettiği sınıfın düşünce tarzını yansıtırken, aslında “küçük burjuva” zihniyetinin de gönlünü okşamıyor mu? Esnafın kendisini “büyütme” metodu olarak “birleşme”nin gündeme getirilmesi, esnafın süpermarket gibi olabilmesi için kahraman olmayı bırakması gerektiğini telkin etmiyor mu?

Ferhan Şensoy’un oyunundaki aritmetik hesabı bir kez daha gündemdedir. Eskiden katakulli yapan mahallenin Hacı Bakkal’ına, mahalleden çıkıp oyunu kurallarına göre oynaması söyleniyor ülkenin Başbakanı tarafından. Kahraman bakkalın yapması gereken, hem oyunu kurallarıyla oynaması, hem de hamuduyla götürmesidir.

Tayyip Erdoğan, işbilir bir tüccar olarak, toplu cebellezilerde hamut için iskonto yapmaya hazırdır.