Cameron'un bilmeceleri

İngiltere Başbakanı, TOBB'da gerçekleştirdiği Evsahibine Methiye Merasimi'ni "bir bilmecem var çocuklar" şarkısıyla başlatıyor, TOBB Patronlar Korosu "haydi sor sor" ile eşlik ediyor ve Cameron,"hangi Avrupa ülkesi bu yılın başında yüzde 11 büyüdü hangi ülke AB'deki 27 ülkenin hepsinden daha çok genç nüfusa sahip hangi ülke bizim bir numaralı televizyon üreticimiz?" sorularını sıraladıktan sonra, yanıtı gene kendisi, hem de Türkçe olarak "Tabii ki Türkiye" şeklinde veriyor.

Eskiden ülkemizi ziyaret eden her meşhur yabancıya "şiş kebap raki çok guzel" tekerlemesi ezberletilirdi, bundan böyle daha kısa ve daha yalaka bir alternatif olarak "tabii ki Türkiye"nin kullanılacağı anlaşılıyor. Nitekim gazeteler, konuk başbakanın yeni sloganı cümle alem öğrensin diye tam üç kez yinelediğini yazıyor. TOBB camiası sloganı tuttu mu, bir iki tane "David buraya, yumruk havaya" çektiler mi bilemiyoruz, fakat gazetecilerden biri çıkıp "OECD ülkeleri arasındaki 'İşsizlik Top Ten Listesi'nde 2.lik, UEFA Avrupa 'Bebek Ölüm Oranı Kupası'nda 3.lük, Dünya Tersane ve Maden Ölümleri Ligi'nde uzak ara şampiyonluk kazanan, asgari ücret dalında ise Amatör Küme'ye terfi müsabakaları oynayan ülke hangisidir?" diye 4 ilave soru daha sormuş olsaydı, David'in "tabii ki Türkiye" sloganını 3 yerine 7 kez atmasını sağlayabilirdi doğrusu yazık olmuş.

Bilmece meraklısı Cameron "Türkiye'nin büyümesinden korkanlar, Türkiye'nin ihracattan elde ettiği faydaların Türkiye'de kalacağını düşünüyorlar ama biz bundan faydalanabiliriz" diyor ki, size bırakacak kadar enayi değiliz mealindeki bu cümle de bir nevi ince-bilmece içeriyor. Allahın İngilizi bizim GSMH'mizden nasıl faydalanacak, bilmece bu. Neyse ki Bilmececi Amca bizleri merakta bırakmıyor, konuşmasının ilerleyen bölümlerinde Türkiye'deki devasa İngiliz yatırımlarını (Vodafone, Tesco ve HSBC örnekleriyle) övüyor "korumacıların kazanmasına izin veremeyiz" diyerek, gümrük duvarları ve yatırım sahaları yabancı sermayeye açık kaldığı sürece, ülkemizdeki GSMH bayramlarından kendilerinin de "fayda" sağlayacağına işaret ediyor. Bilmecenin yanıtı "siz büyüdük diye göbek atarken, aslında İngiliz şirketleri zenginleşir" oluyor söylemeye çalıştığı budur.

Cameron, 400 yıl önce İngiltere'nin diplomatik temsilcisinin, İstanbul'a Kraliçe Elizabeth'ten hediyeler getirerek dedelerimizi tavladığını ve ticari ilişki kurduğunu da anımsatıyor, "400 yıl sonra, ben de aynı nedenle onun ayak izlerinden Türkiye'ye geldim" diyor. Bırak bu ayakları da, ayak izlerini de, hediyelerden bahset şeklinde TOBB'çular homurdanıyor tabii ama maalesef resmi ayak-izi-takipçisi kendi hediyelerinden hiç söz açmıyor, insan "ben de çam sakızı çoban armağanı bir hediye -misal bir İngiliz sicimi- getirdim" demez mi, demiyor işte. Neden getirmemiş derseniz, işte orası bilmece ve biz yanıtı biliyoruz: Artık TC hükümetleri yabancı şirketlerle ticari ilişki kurmak için, hediye almak ne kelime, üste para (yani vergi muafiyeti, bedelsiz arsa tahsisi, vs) ödüyor ya, ondan...

Ama gene de hediye konusunda ısrarcı ve şakacı bir TOBB mensubu çıkıp Cameron'a "mister, hani nerde hediyeler" sorusunu yöneltmiş olsaydı, alacağı yanıt hazırdı sanıyorum: "Size koskoca Maliye Bakanını verdik ya, daha ne istiyorsunuz!"

Mustafa Adalı