Yeni Akit yazarı: Tiyatronun devrimbaz kodamanları kaos peşinde

Yeni Akit yazarı Hasan Karakaya, bugün yayımlanan yazısında "İstanbul’un tiyatro sahneleri 'Gezici'lerin işgali altında!” başlıklı yazısında “ ‘Sanat’ ve ‘sahne’ler, hâlâ ‘devrimbaz kodamanlar’ın işgali altında!..” ifadelerini kullandı.

Yeni Akit yazarı Hasan Karakaya, İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda yer alan yöneticilerin ve sanatçıların "Türkiye’yi yeni bir kaos ortamına sürüklemeye çalıştıklarını" iddia etti.

Karakaya yazısında, İstanbul Şehir Tiyatrosu çalışanlarına “manevi işkence uygulandığını” söyleyerek, “İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda ‘devrimci kodaman’lara, ‘homoseksüel’lere, ‘lezbiyen’lere ve her türlü ‘Sol-Sosyalist ideoloji’ye kucak açılmış, kollanmış, korunmuş ama, “bizden” denilen yöneticiler, yine “bizden” olan sanatçılara kapılarını kapatmış, onları yok saymış, bir anlamda “manevi işkence” uygulamıştır!..” dedi.

Karakaya'nın yazısından ilgili bölüm şöyle:

 “Sanat” ve “sahne”ler, hâlâ “devrimbaz kodamanlar”ın işgali altında!.. Onların “saltanat”ları devam ediyor, “sahne”lerde onların “homurtu”ları yankılanıyor!..

Niye?..

Çünkü efendim; “bizden” denilen, “içimizden biri” gözüyle bakılan,“bizimle aynı havayı soluyan” bazı yöneticiler, getirildikleri “makam”larda, maalesef “ruhsal değişim ve dönüşüm”e uğradılar, bu esnada“omurga”larını kaybettiler!..

Maalesef “dik” duramıyorlar!..

“Bizden” bildiğimiz insanlar; “denge”ler, “yenge”ler, “diskur”lar ve“uçkur”lar uğruna, maalesef “kırmızı çizgi”lerini çiğneyip, “kodamanların safı”na geçtiler ve “onlardan” oldular!..

Böyle olunca;

“İstanbul’un sanat ve sahne bahçesi”nde tek meyve yetişmedi, “yetişmiş”olanlar, ya da “yetişme istidadı” gösterenler ise “kırağı vurmuş çiçek” gibi örselendi, kurutuldu...

Meselâ; Şehir Tiyatroları bünyesinde olup da, Doğu Fikir Sanat Derneğiçatısı altında toplanan “sanatçılarımız”, maalesef “karşı taraf”la değil,“kendi dâvâ büyükleri” ile mücadele etmek zorunda kaldılar!..

Açık ve net;

İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda “devrimci kodaman”lara, “homoseksüel”lere,“lezbiyen”lere ve her türlü “Sol-Sosyalist ideoloji”ye kucak açılmış, kollanmış, korunmuş ama, “bizden” denilen yöneticiler, yine “bizden” olan sanatçılara kapılarını kapatmış, onları yok saymış, bir anlamda “manevi işkence” uygulamıştır!..

Hâlâ da böyle!..

Biliyorum; bu yazdıklarıma İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Abdurrahman Şen itiraz edecek, “Yok böyle bir şey” diyecektir!..

O halde “etrafına” bir baksın ve kimlere kol-kanat gerdiğini, “koruduğu”insanların ne “halt”lar karıştırdığını, “yok” saydığı sanatçıların da ne“çile”ler çektiğini bir görsün!..

İKİNCİ GEZİ KALKIŞMASI!

Mevzu açılmışken, “aktüel bir gelişme”den söz edelim...

Malûm; bir-iki gün önce, “eylem esnasında öldürülen Berkin Elvan”üzerinden yeni bir “Gezi Kalkışması” başlatılmak ve Türkiye, yine bir “kaos ortamı”na sürüklenmek istendi!..

Bu “kampanya”nın başrollerinde de “malûm sanatçılar” vardı...

Ekranlarda, “ışıktan yoksun yüzleri”yle çektikleri “video”lar yayınlandı...

Bize soruyorlardı:

“Rahat uyuyor musunuz?.. Huzurunuz yerinde mi?”

Sonra, “çağrı”da bulunuyorlardı:

“Hayatı durdurun!”

Kimlerdi bunlar?..

Erdoğan’ın deyimiyle, “millete tepeden bakanlar, elitistler, jakobenler ve milletin hükümetine parmak sallayanlar”dı!..

Aynı “kampanya”yı “Gezi Kalkışması” esnasında da açmışlar, aynı “çağrı”yı“Gezi İsyanı” esnasında da yapmışlardı!..