Haftalık olarak dijital platformda yayımlanan soL Dergi’nin 14’üncü sayısı çıktı. Derginin yeni sayısında, beşinci yıldönümünde Haziran Direnişi farklı boyutlarıyla ele alınıyor.
Alpaslan Savaş “Haziran’ın sınıfı yok mu?” başlıklı yazısında, direnişin Türkiye işçi sınıfının örgütlenme dinamiklerine dair verdiği önemli işaretleri değerlendiriyor.
Aydemir Güler “Gezi’ye kül serpenler” başlıklı yazısında, direnişi yok etmek için saldıran iktidar cephesinin yanına eklenmesi gerekenleri, hareketi içerden çürütenleri yazıyor. Bunlar arasında halkın pusulasız kalmasında asıl rol oynayanın Kürt siyasi hareketi, HDP olduğuna işaret ediyor.
Yavuz Karamahmutoğlu “Gezi Parkı’ndan Haziran Direnişi’ne TKP” başlıklı yazısında, direnişin gün gün bir dökümünü yapıyor ve TKP’nin direnişin kritik anlarındaki rolüne yer veriyor.
Nevzat Evrim Önal “Mutsuzluğumuzun baharı” başlıklı yazısında, Haziran Direnişi’nin beşinci yıldönümünde “anılardan gayrı” geride kalanları sorguluyor ve Haziran’ın ideallerini yaşatmanın nasıl mümkün olacağını yazıyor.
Ali Delişmen “Gezi devrim miydi?” başlıklı yazısında, Haziran’ı devrimci bir alternatifi güçlendirecek bir çizgide tutanın onun bir “renkli devrim”e dönüştürülememesi olduğunu belirtiyor ve Haziran’ın devrimin ne olmadığını hatırlattığı için de tarihsel olarak değerli olduğunu vurguluyor.
Fırat Arapoğlu “Geleceğe Dönüş: Gezi Parkı Direnişi” başlıklı yazısında, direnişle ortaya çıkan mizah, ironi ve isyanın görsel dilini değerlendiriyor. Arapoğlu, direnişin; sponsorlu, destekli olarak sanatçılara ait görülen estetik ve poetik bir alanın, toplum ve onun isyanı tarafından geri alınışını gösterdiğini yazıyor.
Ulaş Özer “Haziran Direnişi’nin şarkıları”nı değerlendirdiği yazısında “ritmik ve prozodik yapısı ile müzikal üretimin bir parçası sayabileceğimiz sloganları” da hatırlatıyor.
Eren Korkmaz “Suriyelileri ülkeden göndermek” başlıklı yazısında cumhurbaşkanı adaylarının Suriyeli göçmenleri istismar konusu haline getirdiğini yazıyor ve ülkedeki göçmen işçilerin sınıfsal sorunlarının işçi sınıfının genel mücadelesinin bir parçası haline getirilmesi görevine işaret ediyor.
Bu Düzen Değişmeli Platformu Bursa 1. Bölge bağımsız milletvekili adayı Salih Çam kendisiyle yapılan söyleşide “Emekçilerin iktidarını kurana kadar mücadeleye devam” diyor.
soL Dergi’nin sorularını yanıtlayan Bu Düzen Değişmeli Platformu Diyarbakır bağımsız milletvekili adayı Selahattin Turğa ise “Kürt sorununu sermaye sınıfı çözemez, çözümün tek yolu sosyalizm” diyor.
Levent Özübek “Şostakoviç’in Ölüm Şarkıları” başlıklı yazısında Lorca, Apollinaire, Rilke ve Küchelbecker'e ait şiirlerin ve insan sesinin kullanıldığı çağımızın en çarpıcı senfonilerinden bestecinin 14. senfonisini ele alıyor.
İsmail Sarp Aykurt “Spor Gazeteciliğinin Kilometre Taşları: Nerede Kalmıştık?” başlıklı yazısında geçmişten günümüze dünyada ve Türkiye’de spor gazeteciliğini ele alıyor.
soL Dergi’ye abone olarak yeni ve eski sayılara ulaşabilirsiniz. Abonelik için aşağıdaki görsele tıklayınız.