Özel Yetkili Mahkeme 'solcuları' TKP’yi yine 'darbecilik'le suçladı

Turnusol adlı yayın organı, soL portalın Balyoz davasında çıkan kararla ilgili değerlendirmeleri üzerinden TKP’yi faşistlerle ve darbecilerle işbirliği yapmakla suçladı. ÖYM’lere karşı çıktığı “sanılan” Turnusol’un bir ÖYM tarafından alınan kararı canla başla savunması ise siteyi bilenleri şaşırtmadı.

“Yetmez ama evetçiler”in sesi Turnusol, bu defa da soL portalın Balyoz davasında alınan skandal kararıyla ilgili haberini diline doladı. soL’da yazılanları TKP’nin “resmi görüşü” gibi algılamakta ve sunmakta ısrar eden site, Balyoz kararı sonrasında TKP Merkez Komitesi imzasıyla bir açıklama yapılmış olduğunu ise gözden kaçırdı. Başka bir ifadeyle Turnusol, küfür etmek için doğrudan TKP’yi muhatap alabilecekken, soL’un kararla ilgili haber-analizini “TKP’nin görüşü” olarak sunmayı tercih etti.

Kuşkusuz soL portal ailesi olarak bundan gocunmuş değiliz. soL portal’ın Türkiye Komünist Partisi’nin siyasi çizgisine sahip çıktığı, zaten soL’u izleyenler açısından bir sır değil. Ancak Turnusol, esas olarak TKP’ye kara çalmak amacıyla yayımladığı söz konusu yazıda gereksiz bir dolayıma başvurarak, soL’un haberini hedef seçmiş. Oysa TKP’nin kendi imzasıyla yayımladığı açıklama yine soL portal sayfalarında ve aynı gün yayımlandı…

Ama daha önce de teşhir ettiğimiz bu sitenin yazarları, okumaktan pek hoşlanmıyor ya da TKP gibi siyasi partilere hakaret etmek için öylesine sabırsızlıkla yazıyorlar ki, gazeteciliğin en temel ilkelerini unutuyor, haber konusu yaptıkları kaynakların kendisine dahi bakma ihtiyacı duymuyorlar.

Ancak bu belki de tartışmanın en önemsiz boyutu. Zira misyonu ve ufku o kısacık “yetmez ama evet” sloganıyla özetlenebilecek Turnusol’dan dürüstlük ya da “iyi gazetecilik” beklemek boşuna.

“Darbecileri” kim yargıladı?
Turnusol, TKP’ye düşman… Burası gayet açık. Ancak Turnusol ve bağlı bulunduğu siyasi grubun kendisini başka devrimci öznelere düşmanlık üzerinden tanımlamanın ötesinde ne şekilde tarif ettiği konusunda bir belirsizlik var.

Örneğin Turnusol’a göre Balyoz davasında TSK’nın üst düzey yöneticileri ilk defa “sivil bir mahkeme” tarafından “darbe teşebbüsünden” yargılanıp ceza almış. Bu ifadeyi okuyan ve Turnusol’un ne olduğunu merak eden bir okur, aynı sitenin arama motoruna “özel yetkili mahkemeler” (ÖYM) diye yazmayı düşünebilir. Bunu yaptığında karşılaşacağı en yakın tarihli haberin başlığı şu: “ÖYM’lerin sadece ismi kalktı”. Aynı okur haberin spotunda ve ilk cümlesinde ise şunları görecek: “Özel yetkili mahkemeler kaldırıldı ama HSYK’nın yeni ‘yetkili’ mahkeme kurma ve buraya istediği isimleri hâkim ve savcı olarak atamasına yönelik düzenleme yapıldı. Ergenekon ve Balyoz gibi davalara aynı heyet bakacak.”

Haliyle bu iki “haberi” artarda okuyan bir kişi, Turnusol’un ne dediğini anlayamayacak. İlkinde “darbeciler ‘sivil bir mahkeme’ tarafından yargılandı ve cezalandırıldı” diyen Turnusol, ikincisinde aslında ÖYM’lerin kalkmadığını, Balyoz ve Ergenekon gibi davalara aynı heyetlerin baktığını söylüyor. İlkinde ÖYM’yi “sivil mahkeme” diye niteleyerek meşrulaştıran Turnusol, bundan yaklaşık iki ay önce (diğer haberin tarihi 2 Temmuz) yer verdiği üçüncü yargı paketiyle ilgili haberde, ÖYM’lere karşı olduğu izlenimi veren bir habere, hukuk alanındaki “olağanüstü hal”in cismen değil, ismen değiştiğini ima eden bir başlıkla yer veriyor. Başka bir ifadeyle Türkiye’de hukuk alanının gelmiş olduğu duruma işaret ediyor. Tabii bu haberi kendilerinin yazdığını ve yine okumadan bir başka yerden kopyalamadıklarını varsayarsak…

Turnusol’u merak eden okur bu siteden bir tutarlılık ve dürüstlük bekliyorsa, “yalnızca ismi değişen” ve bir olağanüstü hal aracı olduğu apaçık olan ÖYM’leri “askerleri yargılayan sivil mahkeme” diyerek meşrulaştırmaya çalışan bu yayın organının beklentilerini boşa çıkaracağını yalnızca bu iki haberden yola çıkarak dahi anlayabilir. Okur, yargılananların niteliğinden, dava süreçlerinde ne olup bittiğinden bağımsız olarak, söz konusu sitenin bu mahkemeleri işine geldiğinde meşru, gelmediğinde gayrimeşru kabul etmesini, en hafif ifadeyle bir tutarsızlık ve riyakarlık olarak görecektir kuşkusuz. Tabii o okur, Turnusol’u ve temsil ettiği siyasi çizgiyi hiç bilmiyorsa…

Kapatın artık bu defteri
soL’un Balyoz davası ile ilgili olduğu gibi, rejim değişikliği sürecinin kritik bütün siyasi davlarıyla ilgili söyledikleri belli. Bunlarla ilgili değerlendirmelerimizi Turnusol’un “darbeci”, “faşist işbirlikçisi”, “Kürt düşmanı” gibi yakıştırmaları üzerinden yeniden tartışma ihtiyacı duymuyoruz.
Ancak Turnusol’a daha önce yönelttiğimiz bir eleştiriyi tekrar etmeden geçmeyeceğiz: Ya okuduklarını anlamıyorlar ya da hiç okumadan yazıyorlar. Üstelik belli ki bu durumu bir varoluş biçimine çevirmiş durumdalar. TKP’nin kendisinin açıklama yaptığı bir konuda, TKP’nin soL portalda yazılan bir haber üzerinden eleştirilmesi de bunun bir göstergesi olmalı.

Daha önce Turnusol’un bu tavrını Suriye’yle yaşanan uçak gerilimi sürecinde TKP’nin yaptığı bir açıklamayla ilgili yazdıkları üzerinden teşhir etmiştik. TKP’nin açıklamasında, Tayyip Erdoğan düşürülen uçakla ilgili açıklamaları ve Suriye’ye yönelik saldırgan politikaları nedeniyle istifaya çağrılıyor, bununla birlikte AKP’yi yeterince “şahin davranmamakla” suçlayan ana muhalefet partisi eleştiriliyordu. Turnusol ise TKP’nin bu açıklamasını “TKP CHP’den daha ‘vatansever’ çıktı!” başlığıyla haberleştirerek, kendince TKP’nin “ırkçılığını” ve savaş taraftarlığını deşifre ediyordu!

Turnusol yazarlarına, hakkında atıp tuttukları açıklamaları hiç değilse adamakıllı okumaları gerektiğini hatırlattığımızda ise bu kez ilkinden de vahim bir yanıtla karşı karşıya kalıyorduk: “TKP, ‘vatanı en çok kim seviyor’ edebiyatını milliyetçilerden aparmış, bir de başkalarını ‘esas biz vatansever siz vatan hainisiniz’ diyerekten eleştiriyor”.

Türkiye’yi hızla Suriye’yle savaşa sürükleyen, Suriye hava sahasında ne işi olduğu hâlâ açıklanmayan savaş uçağının düşürülmesi sonrasında Suriye’ye karşı “muharebe kurallarını” değiştiren AKP’yi ve uçak krizi sırasında “daha şahin politika” öneren CHP’yi eleştiren TKP’nin “milliyetçiliği” de böylece ispatlanmış oluyordu!

Aynı siteye göre, Türkiye halklarının önemli bir bölümünün meşruiyeti olmadığını teslim ettiği, toplumu sindirmek üzere iktidar tarafından tasarlandığını gördüğü davalardaki garabeti teşhir etmek de “darbecilik” oluyor…

Turnusol yazarlarının, bir varoluş biçimi haline getirdikleri bu tavırdan artık vazgeçmeleri ve bu defteri kapatmaları gerekiyor. Bunu yapmadıkları takdirde zaten az olan okurları hepten tükenecek.

soL