NTV'nin canlı yayına bağlamadığı Cumhuriyet avukatı Tora Pekin bunları söyleyecekti

Cumhuriyet gazetesinin ve gazetenin tutuklu 9 yöneticisinin avukatı Tora Pekin, NTV’deki Nagehan Alçı, Mehmet Tezkan ve İsmet Berkan’ın konuk olduğu programa ilişkin “Telefonla programa bağlasalardı şunları söyleyecektim” diyerek yazılı bir açıklamada bulundu.

Cumhuriyet gazetesinin ve gazetenin tutuklu 9 yöneticisinin avukatı Tora Pekin, NTV’deki Nagehan Alçı, Mehmet Tezkan ve İsmet Berkan’ın konuk olduğu programa ilişkin açıklamada bulundu.

Programda Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyonun konuşulduğunu söyleyen Avukat Tora Pekin, programa telefonla bağlanmak istediğini bildirdiğini ancak bütün gece beklemesine karşılık geri dönüş olmadığının altını çizdi.

Tora Pekin, “Telefonla programa bağlasalardı şunları söyleyecektim” diyerek yazılı açıklamada bulundu.

İşte o açıklama:

5 Kasım akşamı bir arkadaşımın uyarısı üzerine NTV’yi açtım ve Ahmet Arpat’ın sunduğu programda Nagehan Alçı, Mehmet Tezkan ve İsmet Birkan’ın, Cumhuriyet gazetesi soruşturmasıyla ilgili konuştuklarını gördüm. Kısaca izlemem ne olduğunu anlamama yetti. NTV’de çalıştığını bildiğim gazeteci Erdoğan Durna’yı aradım, programa katılma isteğimi derhal ilgili kişilere iletmesini, isteğimin kabul edilmemesi halinde konuyu kamuoyuna duyuracağımı olabilecek en net şekilde açıkladım, o da gerekli yerleri arayacağını söyledi (saat 22.24). Ne konuşulduğunu 10 yıldır bildiğim için TV’nin sesini kısıp bekledim, telefonum meşgul çalmasın diye de kullanmadım. Hiç kimse aramadı. Bu durum bilinsin. Dokuz (rakamla, 9) arkadaşımızı tutukladılar. Cumhuriyet gazetesini susturmak istiyorlar. Bunun zeminini de böyle programlarla, medya aracılığıyla yapıyorlar. “Masumiyet karinesi ilkesi”ne bir nebze saygı duyup telefonla programa bağlasalardı şunları söyleyecektim:

BİR

Nagehan Alçı, dün Ergenekon, OdaTV ve diğer siyasi kumpas dosyalarında yürüttüğü faaliyetini, bugün aynen Cumhuriyet davasında yürütüyor.

Bu hanımı ciddiye almak, bu hanımla programa çıkmak söz konusu bile olamaz. Dün, Ali Fuat Yılmazer gibi bugün terör örgütü üyesi sanığı emniyetçilerce kullanılıyor ve o programlarda iftira atıyordu. Bugün Yılmazer tutuklu; Alçı başka odaklardan aldığı yalan yanlış bilgilerle, yine algı üretmeye, ortalığı bulandırmaya çalışıyor. Söylediklerine cevap vermeyi zül sayarım. Tezkan ve Birkan da böyle yapmalı, bu kişiyi ve yapmaya çalıştığını meşrulaştırmamalıydı (diyecektim, dedirtmediler).

İKİ

Önümüzdeki soruşturma dosyası, biz avukatlar için yeni değildir. Bu dosya, yöntem olarak, bugün FETÖ/PDY Terör Örgütü olarak kodlanan şebekenin hazırladığı dava dosyalarının devamıdır. Hatırlayalım mı? Ergenekon, Balyoz, OdaTV, KCK, ÇHD, Askeri Casusluk ve benzeri davaların dosyaları. Yöntem bire bir aynıdır. Sadece birtakım aktörler yerlerini yenilerine bırakmıştır. Nagehan Alçı, Mehmet Metiner gibiler aynı kalmıştır (diyecektim, dedirtmediler).

ÜÇ

Tekrar ediyorum, o hanımın ve benzerlerinin dillendirdiği iddialara cevap vermeyi zül sayarım. Ama size ne sordular, dosyada ne varmış diye sorarsanız, iki örnek vereyim.

İlk örnek: Aydın Engin’e ve diğer arkadaşlarımıza sordular: Ahmet Faik İnsel isimli PKK ile ilişkili şahıs, Aydın Engin’e 250.000.- TL’lik havale göndermiştir, aşağıda dökümü vardır, bu nedir dediler. Döküm falan göstermediler. Aydın Engin, “o arkadaşım, yazar Ahmet İnsel’dir. İkimiz de o kadar parayı bir arada görmemişizdir. Bu olsa olsa Ahmet’in bana, Hrant Dink için hazırladığımız internet sitesinin masrafı olarak gönderdiği 250.-TL’dir”, dedi. Bu dosya, 250.-TL’nin 250.000.-TL yapıldığı, olduğu bile şüpheli yasadışı fişleme işlemleriyle insanların yaftalandığı bir dosyadır.

İkinci örnek: 40-50.000.- TL’lik bir havale sordular. Bu FETÖ/PDY Terör Örgütü ile bağlantılı bir şirketten gelmiş, dediler. Derhal inceledik, öğrendik ve cevap verdik. Bir yatak markasının ve diğer ürünlerinin reklam parasıdır, yedi (rakamla, 7) ilan için alınmıştır, dedik. Ama, dedik, o zaman dilimi içinde, aynı markanın Hürriyet 70, Sabah 86, Star 32, Yeni Şafak 53 ilanını almıştır. Beş gazeteye verilen toplam ilanın yüzde 97’sini diğerleri almış, biz yüzde üçünü aldığımız için şu anda buradayız, dedik. Dinletemedik.

Savcılık ve hakimlikte muhatap olduğumuz soruların tamamı bu şekildedir. Yanıtlayamayacağımız tek bir soru yoktur. Ama gerçekte bir soruşturma dosyasının konusu olabilecek hiçbir soru yoktur. Dosyada arkadaşlarımızın suçlanmasına neden olacak tek bir kanıt dahi yoktur. Dosyanın tamamı saçma sapan, siyasal hezeyanlardan ve kimi zaman düpedüz üretilmiş sahte belgelerden oluşmaktadır (diyecektim, dedirtmediler).

DÖRT

Bu dosyanın savcısı Murat İnam, Ankara 16. Ceza Dairesi’nde başlayacak bir davada FETÖ/PDY Terör Örgütü üyesi olmakla suçlanmaktadır, hakkında iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmektedir, yurtdışına çıkışı yasaklanmıştır. Bu dosya böylece daha doğmadan ölmüştür. Yeri gelmişken hatırlatmak gerekir, bu dosyadan medet umup Cumhuriyet gazetesine çökmek isteyenler, bu dosya kadar kirlidir (diyecektim, dedirtmediler).

BEŞ

Cumhuriyet gazetesinin yüz akı dokuz arkadaşımızı, hukuka, vicdana aykırı olarak tutuyorlar. Buradaki tek amaç gazeteyi, 93 yıllık Cumhuriyet gazetesini, başka bir şey için değil sadece ve sadece gazetecilik yaptığı için, gazetecilik dışında hiçbir şey yapmadığı için susturmak istiyorlar (diyecektim, dedirtmediler).