Gazeteci Metin Göktepe’nin polisin işkenceleri sonucu katledilmesinin ardından her doğumgününde düzenlenen 10 Nisan Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri bu yıl da sahiplerini buldu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Lokali’nde düzenlenen ödül törenine Göktepe’nin annesi Fadime Ana’nın yanı sıra çok sayıda gazeteci katılarak ödüller takdim edildi. Törende Göktepe’nin doğumgünü anısına da pasta kesildi.
Şık ve Şener: “Türkiye’de gazeteci olmak”
Ödül töreni anısına geçtiğimiz günlerde Oda TV davasından tahliye olan gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener’in katıldığı, “Türkiye’de Gazeteci Olmak” başlıklı panel düzenlendi. Gazeteci Celal Başlangıç’ın moderatörlüğünü üstlendiği panelde Şık ve Şener, Türkiye’de gazeteci olmanın zorluğundan ve yaşadıkları koşullardan bahsettiler.
Şık: “Tüm muhalifleri ortadan kaldırıyorlar”
Bir yılı aşkın cezaevinde kaldığı süre boyunca yaptığı gazeteciliği sorguladığını söyleyen Ahmet Şık, Oda TV davasının yanı sıra Ergenekon, Balyoz, KCK, Devrimci Karargâh hatta Şike gibi davaların emniyet içinde cemaat mensuplarının operasyonu olduğu ifade etti. Şık, “Bu işlerin hepsinin altında emniyet içindeki cemaate mensup ve çete gibi çalışan bir grup polis kendi siyasal ikballeri uğruna her kurum ve kişiyi bu torbaların içerisine dolduruyorlar. Elbette yargılananlar arasında kamu vicdanının kabul etmeyeceği suçlu olanlar da var ama sürece karşı çıkan tüm muhalifleri ortadan kaldırıyorlar” dedi.
“Kendi medyamızda yazmaya devam edeceğiz”
Sadece okur yazar olmanın yaşanan hukuksuzluğu görmek için yeterli olduğunu söyleyen Şık, “Silivri’de şu an masum olduğunu düşündüğüm insanlar yatıyor. Bir yıl boyunca bunları düşündüm, ne yazdım, vicdanım temiz mi? Şu anda üstünde çalıştığım kitaplar var. Biz kendi medyamızda yazmaya devam edeceğiz. Haksızca içeride olan herkese adalet bekliyoruz” diyerek içeride oldukları dönemde desteğini ortaya koyan herkese teşekkürlerini iletti.
Şener: “Cemaat medyasının hesap vermek gibi derdi yok”
Gazeteci Nedim Şener de yaptığı konuşmada, “90’lı, 2000’li yıllarda da gazetecilerin infazcı, tetikçileri de vardı. Gazeteciler o günkü koşulları arar hale geldi. Şimdi AKP ve cemaat, sermaye yapısıyla karşılaştık. Biz kamu hizmeti yaparken cemaat medyasının hesap vermek gibi bir derdi yok. İfade özgürlüğünü yaşatmak için basın özgürlüğünün olması gerekiyor” diye konuştu. Şener, Demirören’in Milliyet’i satın aldıktan sonra işine son vermesine de değinerek, “Henüz gözaltındayız, maaş almak zorundayım, zaten tutukluyum, bunu yapan işadamı bunu düşünmüyor. Neden Nedim Şener’i istemiyorsun? İktidara yakın görünmek daha önemli” dedi.
“Çakallar azdır ama namuslular fazladır”
Yaptığı işin gazetecilik olduğunu, gerçekleri yansıttığını ve politik bir duruşunun olmadığını ifade eden Şener, “Benim politik duruşum yok sadece gerçeklerle ilgileniyorum, gerçekleri gösteririm gerisini insanlar tartışır. Kitap çalışmaları var aklımda, Hrant Dink cinayeti ile ilgili ayrıca bir çalışma yapacağım. Hrant Dink cinayetinde adaleti sağlayamadığımız için hiçbirimiz rahat yüzü görmüyoruz. Çakallar azdır ama namuslular fazladır. O yüzden umutlu olmamız gerekiyor” diye konuştu.
Jüri onur ödülü Zeynep Kuray’a
Panelin ardından Metin Göktepe Ödül Komitesi’nin hazırladığı Ödül Jürisi’nin seçtiği gazeteci ödülleri dağıtıldı. Şu an Bakırköy Kadın tutukevinde olan BirGün muhabiri Zeynep Kuray’a cezaevinde hazırladığı, “Kadınlar Vardır, Kadınlar Hapiste” haberi Jüri Onur ödülüne layık görüldü. Ödülü Nedim Şener BirGün Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Aydın’a takdim etti. Aydın, Kuray’ın cezaevinden gönderdiği teşekkür cevabını okudu.
Jüri özel ödülleri üç gazeteciye verildi
Jüri Özel Ödülleri Evrensel’den Elif Görgü’nün, “Bir Bardak Su” haberine, Radikal’den Mesut Hasan Benli’nin “Aklından Bile Geçirme” haberine ve Sabah’tan Bilge Eser’in, “Silahı Çevirip Tetiğe Bastı” haberine takdim edildi. Ödülleri sahiplerine gazeteci Ahmet Şık, TYS Başkanı Mustafa Köz ve Canan Kaftancı takdim etti.
Televizyon ödülü Mete Çubukçu’ya
Televizyon dalında jüri özel ödülü Mete Çubukçu’nun “İkinci Tahrir ayaklanması” haberine verilerek ödülü Ertuğrul Mavioğlu takdim etti. Çubukçu, “Nedim ben haberi yaparım, politik duruşum yok dedi. Haberin kendisi politiktir, haber sizi bir yere götürür. Metin Göktepe de politik duruşuyla, haberiyle bir yere varmaya çalışan arkadaşımızdı. Buradayız, çabamız yettiğince burada olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Yerel basın ödülü ise Nabız Gazetesi’ne verildi. Gazete adına Gençağ Karafazlı ödülü İktisatçı yazar Mustafa Sönmez’in elinden aldı. Fotoğraf ödülünü Hürriyet Daily News’ten Selahattin Sönmez’in, “Sakın Konuşma” başlıklı fotoğrafına layık görüldü. Sönmez ödülünü Kemal Türkler’in kızı Nilgün Türkler Soydan’dan alarak teşekkürlerini iletti.
Fadime Ana: “Hepiniz benim için Metin’siniz”
Görüntülü haber ödülü de Show TV’den Burak Ersemiz ve Deniz Pirinçciler’in Van depremini anlatan haberine verildi. Ödülü Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe takdim etti. Fadime Ana, “Bugünü her zaman bekliyordum, Metin ve arkadaşlarını görmek istiyorum diye. Çok teşekkür ederim. Hepiniz benim için Metin’siniz” dedi. Ersemiz, “Ödülümü anneciğimin elinden aldığım için mutluyum. Bu ödülü, üç isim, Hayat, İzzet, İhsan için alıyorum” diyerek duygularını ifade ederken Pirinçciler de, “Halk için haber yapmaya çalıştım. Metin kardeşim gibi. Bu ödül beni onurlandırdı” diye konuştu.
Yazılı haber ödülü Pozantı haberine
Son ödül de yazılı haber ödülüne gitti. Adana Pozantı haberini yapan DİHA’dan Zeynep Kuriş’e ödülünü TGC Başkanvekili Turgay Olcayto sundu. Kuriş, “Bu ödülü gece gündüz can pahasına gerçekleri açığa çıkarmak için çalışıp tutuklanan onlarca gazeteci yoldaşıma hitap ediyorum. Ödülü almamı sağlayan Pozantı haberini besleyen, büyüten şu an tutuklu Özlem Ağuş’a da atfetmek istiyorum” diye konuştu.
Kokteylle devam eden ödül töreninde Metin Göktepe’nin doğumgünü sebebiyle de pasta kesildi.
(soL - İstanbul)