8 Ocak 1996’da görev başındayken polisler tarafından gözaltına alınan ve götürüldüğü Eyüp Kapalı Spor Salonu’nda dövülerek öldürülen Metin Göktepe, Evrensel gazetesi muhabiriydi. Ümraniye Cezaevi’nde öldürülen devrimci tuksakların cenaze törenine giderken polis tarafından “sarı basın kartı” olmadığı için engellenen Göktepe, cenazeyi izlemek için ısrar edince gözaltına alınmıştı. Gözaltında ‘iskemleden düştüğü’ için öldüğü bildirilen Göktepe’nin işkenceye maruz kaldığı, vücudunda çok sayıda darp izi bulunduğu ve bir kaburgasının da kırık olduğu Adli Tıp tarafından rapor edilmişti.
Rapora rağmen, ‘Kastı aşan cinayet’
Dava sonucunda, beş polis memuruna "kastı aşan insan öldürmek" ve "faili belli olmayacak şekilde insan öldürmek" suçlarından 7 yıl 6'şar ay, bir polis memuruna ise 20 ay hapis ve beş ay kamu hizmetinden uzaklaştırma cezası verilmişti. Dava, Yargıtay'ın cezaları 28 Eylül 2000'de onamasıyla sonlanmış ve sanıkların bir kısmı 17 ay hapiste kalırken, 19 Aralık 2000'de yürürlüğe giren Şartlı Tahliye ve Ceza Erteleme Yasası kapsamında salıverilmişlerdi.
Metin Göktepe’yi döverek öldüren polislerin avukatlığını ise önce Elif Şafak davasıyla sonra da Ergenekon davasında avukatlık yaparken evinde ölü bulunmasıyla gündeme gelen Ahmet Ülger yürütmüştü. Ahmet Ülger davayla ilgili olarak istediği kararı nasıl çıkartabilidiğini bir televizyon programnında yayımlanan gizli kamera görüntüleriyle açık etmişti.
Sorgulayıcı ve gerçeğe dayanan haberciliğiyle bilinen Göktepe, bugün mezarı başında anıldı.
(soL – Haber Merkezi)