Köşelerde ‘tahliye krizi’: Geri zekalılar, çanak yalayıcılar, kamikaze hakimler...

Hafta sonu başlayan “tahliye krizi” Cemaat’e ve iktidara bağlı yayın organlarının köşelerinde de sertleşerek sürüyor. Bugün kullanılan sıfatlardan bazıları şunlar: Kamikaze hakimler, komplocu geri zekalılar, diktatörün çanak yalayıcıları, Netanyahu Gülen, kamikaze hakimler...

AKP ile Cemaat arasındaki krizin “tahliye krizi” ile kazandığı boyut, Cemaat’in ve iktidarın yayın organlarının köşelerinde de giderek sertleşen tartışmalarla sürüyor. Son birkaç yıla kadar Ergenekon, Balyoz, Odatv gibi siyasei davalarda kullandıkları yöntemler bugün kendi mensuplarına karşı kullanılan Cemaat’in yayınlarında AKP’nin hukuku ayaklar altına aldığı, hukuku çiğnemek üzere komplo teorileriyle uydurma bahanelere yarattığı ve bir diktatörlük kurduğu iddiaları ön plana çıkıyor. Havuz medyasının köşelerinde ise yargının “paralel yapı”dan temizlenmesi, Gülen’e kadar uzanılması gerektiği iddiaları gündemde tutuluyor.

Bugün yayımlanan köşe yazılarından bazı bölümler şu şekilde:

Mümtazer Türköne, “Bu Panik Niye”, Zaman

(...) İktidar medyası bu panik halini manşetlerine taşıyor. Akit’in “Atın şu hainleri” manşeti ile Sabah’ın “Bunun bir yaptırımı olacak” başlığı, Başbakan Davutoğlu’nun “Meydanı size bırakmayız” lafıyla uyumlu bütün yargı mensuplarına yönelik bir tehdit ve şantaj değil mi? Beyler söz konusu olan hukuk, adalet ve vicdanlarından başka emir dinlememeleri beklenen yargıçlar. Burası Türkiye. Hangi kabile devletinde yaşıyorsunuz, hangi ucuz diktatörün çanağından besleniyorsunuz? Sizin bugün aklınıza gelmeyen hukuk kısa bir süre sonra tepenize bindiği zaman kimsenin sizi örnek almayacağına güveniyorsunuz. Bu konuda haklılar: Evet, hukuk onlara da lâzım olacak ve bizler o zaman da hakkın ve adaletin yanında olacağız. Lakin bu kadar suçun altından nasıl kalkacaklar?

Bülent Korucu, “Hukuk Nerede? Dağa Kaçtı...”, Zaman

(...) Bir tahliye kararından dolayı açığa alınan, bakan ve HSYK eliyle arenada yandaşlara parçalatılan yargıçlardan sonra hukuk güvenliğinden söz edilemez. Yargıçlar iktidarın hoşuna gitmeyecek kararları verebilir mi? Mesela seçim kurulu başkanı bir yargıç endişe yaşamadan hile tespiti yapabilir mi? Cevap hayırsa hukukun kaçtığı dağ yanmadan yetişmekte fayda var.

Nazlı Ilıcak, “Komplo Teorileri ve Gerizekalılar”, Bugün

Hidayet Karaca’nın ve polislerin tahliye kararının uygulanmaması, tam bir hukuk katliamı. Hepimiz, Türkiye ne hale geldi diye üzüldük. Ama meselenin bir de mizahi yönü var. Daha doğrusu güleriz ağlanacak halimize!

Meğer tahliye talimatını, bir hafta önce Fethullah Gülen, herkul.org sitesinde yayınlanan bir dua ile vermiş. (...)

Haydi bu iddiayı bazı troller dile getirdi… Ya koskoca Başbakan’a ne dersiniz? (...)

Diyelim ki, gerçekten bir operasyon talimatı verilmek isteniyor. Devletin her hücresine sızdığı söylenilen ve çok sayıda sahte belge hazırlayarak, teknolojiye ileri derecede hâkim olduğu belirtilen bir “örgüt”, talimat vermek için böyle ilkel vasıtalar mı kullanır? Sümeyye Erdoğan’ın öldürüleceğini ya da CHP’ye büyük maddi fonlar tahsis edileceğini Fuat Avni’nin Doğrudan Mesajı (DM) üzerinden Umut Oran’a haber veriyorlar. MİT TIR’larına yönelik o büyük operasyon, “İslâm’la şiddet bağdaşmaz” cümlesi içine sığdırılıyor. Tahşiye için, dizi senaryosunu kullanıyorlar…

Akla ziyan ama hâlâ bu komplo teorilerine inan geri zekâlılar var.

Mehmet Metiner, “Yargı Paralelcilerden Arındırılmalı”, Star

Netanyahu (F. Gülen) talimat veriyor, hâkim cübbeli birileri harekete geçiyor. Haşhaşilik bu işte. 

Gözü kapalı itaat...

Bir kamu görevlisi kendi yetkisinde olmayan bir konuda hemen sahneye fırlıyor ve yetki gaspında bulunuyor.

Darbecilik bu işte....

Yargı üzerinden hukuk düzenine ve yargı sistemine alenen darbe girişiminde bulunuyor. Bunu hafta sonuna özellikle denk getiriyorlar ki bir oldu-bitti yapsınlar... (…)

Bir hâkim veya savcı Fethullah Sabbah’tan gelen talimat üzerine gözünü karartırcasına darbe girişiminde bulunabiliyorsa çok tehlikeli bir örgütle karşı karşıyayız demektir. Açık söylüyorum: Yargı içindeki paralelci unsurlar derhal tasfiye edilmelidirler.

Ali Bayramoğlu, “Tahliye Skandalı”, Yeni Şafak

Cemaatin kendisini bu şekilde teşhir etmesi belki sıradan bir tahliye hamlesidir, belki seçim öncesi “yargıya müdahale var, yargı siyasallaştı kampanyası”yla ses getirme arayışıdır. 
Ancak bugün koku öylesine keskin, çürüme öylesine açık ki, bunların hiçbir karşılığı yok. (...)

Peki bu tablo bize ne anlatıyor?
Her halde iktidarın yargıya müdahalesini değil… 
Anlattığı, tersine, enformel bir yapının, yargı içinde kümelenmiş, hakim yetkilerini kullanan bir grubun adalete müdahalesidir. 
Bu tablo, bir grup muhalifin görmediği, doğruladığı, kanatları altına girdiği bir dokuya işaret ediyor.
Ortaya bir kez daha çıkmıştır ki, yargı içinde kümelenen bu hastalıklı doku varlığını sürdürmektedir.
Bu dokuya karşı alınacak tedbirlerin demokrasinin sürdürülmesiyle eş anlamlı olduğuna hiç şüphe yoktur. 

Abdülkadir Selvi, “Yarın Çok Daha Geç Olabilir”, Yeni Şafak

“Uzaktan kumandalı yargıç olmaz” dedi Anayasa Mahkemesi Başkanı. Peki hafta sonu ne oldu? Pensilvanya'dan gelen talimat üzerine, cezaevinden adam kaçırılmaya çalışıldı. (...)

Gülen, yargı darbesinin talimatını tam 1 hafta önce vermiş. Alamut kalesinden, pardon Pensilvanya'dan talimat gelince paralel hakimlere sorgusuz sualsiz bir şekilde bunu yerine getirmek düşmüş. Tam bir kamikaze durumu yani. (...)

Onun için köklü çözümler bulunması kaçınılmaz oldu. HSYK'nın incelemesinin ötesinde aynen emniyette olduğu gibi bir yasal düzenleme ile paralel yargıya neşter vurulması artık bir zorunluluk haline geldi. 
Bundan kaçınılırsa yarın kaçınılamayacak bedeller ödenir.