Kendisini hapse attırmak isteyenlerin tarafına döndü

AKP’nin seçimlerden büyük bir üstünlükle çıkmasının ardından medyada da dönüşüm yaşanmaya başlandı. En hızlı dönen Oray Eğin oldu.

AKP’nin yüzde 50 oy alarak çıktığı 12 Haziran seçimlerinin ilk etkileri medyada görülmeye başlandı. En keskin dönüşüm Oray Eğin’de yaşanırken bu durum yandaş kalemleri bile şaşırttı.

13 Haziran’da yayımlanan yazısında AKP’yi överek başlayan Oray Eğin, neden ve nasıl döndüğünü anlatan yazıları ardı ardına yayımladı. Türkiye’nin sağcı ve muhafazakar bir ülke olduğunu ve bunun artık kabul edilmesi gerektiğini savunan Eğin, “Başbakan Erdoğan Türkiye'nin lideridir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli siyasi figürlerinden biridir. Bu başarı sadece alkışlanabilir: İnsanları ikna etme gücü, başarısının eşdeğeri yoktur. Ona meydan okuyacak bir tek güç bile kalmamıştır” dedi.

Yandaş basının ve AKP’nin tezlerini ardı ardına sıraladığı “Türkiye’nin seçimi, insanların seçimi” başlıklı yazısında okurlarını çok şaşırtan Eğin şöyle yazdı:

Bu seçim sonucu Başbakan Erdoğan'ın en az 2023'e kadar (belki de daha fazla) Türkiye'nin lideri (ya Başkan ya Başbakan) olacağını tescillemiştir. Ortadoğu'da Türkiye'nin liderliği konusunda da hiçbir engel yoktur. Kendi ülkesinde kuvvetli bir lider, dünyada da etkin olur. Türkiye fırsatı iyi kullanırsa bölgesel güç olacak.

Bununla da yetinmeyen Eğin, “Sandıktan çıkan sonuç Türkiye'nin seçimidir. İnsanların seçimidir. Yüzde 50 civarında oy alan bir parti Türkiye'nin de çoğunluğunun onayını almış demektir. Bu sonuca sadece saygı gösterilebilir. Bu ülke 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir' ilkesi üzerine kurulmuştur ve millet bu iradeyi Başbakan Erdoğan ve ekibine vermiştir. Bu sonuçtan memnun olmayanlar da bu sonuçla yaşamayı öğrenmek zorundadır” dedi.

Dönüşe kılıf
15 Mayıs’ta yayımlanan yazısında çeşitli toplum kesimlerine cevaplar yetiştiren Eğin, dönüşünün nedenini de şöyle anlattı:

Köşe yazarının görevi biraz da senin keyfini kaçırmak, ezberini bozmaktır. Böyleyizdir biz, dün kötü dediğimize bugün iyi deriz. 'Gördüğümüzü yazmak' üzerine programlanmış beynimiz, nasıl değiştirelim. Dün bize küfredenler bugün alkışlar, dün alkış tutanlar küfreder. Sen fanatik olmaya devam et. Halbuki 'Ne İsa'ya ne Musa'ya' kıyılarında, kimseye yaranmadan geçirilecek huzurlu bir hayat vardır bizler için. Her güne Groucho Marx'ın sözüyle başlarım: 'Beni üye kabul eden hiçbir kulübe üye olmam.'

Aynı yazıda dönüşünün normal karşılanması gerektiğini anlatan Eğin söyle yazdı:

Öncelikle iktidara hoşlarına gitmese de gazeteciliğin bu olduğunu göstermemiz gerekiyor. Kuvvetli iktidarların eleştirel yoruma her zaman daha fazla ihtiyaçları olduğunu anlatmamız şart. Eğer kendilerinden 'AK Parti' diye bahsetmemizi istiyorlarsa, öyle bahsedelim mesela. Eğer icraatlarını övmemizi istiyorlarsa ve kafamıza yatıyorsa, eskisi gibi görmezden gelmek yerine övmekten çekinmeyelim. Bunun adı 'taviz' ya da 'dönmek' değil benim için, sadece bir uzlaşı. Eğer bir karşılığı olmazsa da ne yapalım, kaybedecek bir şeyimiz yok zaten. En azından uzlaşmayı deneyen, elini uzatan taraf biz oluruz.

“Türkçe Olimpiyatları” son nokta
Dün yayımlanan son yazısında Türkçe Olimpiyatları’na davet edilmesinden ne kadar mutlu olduğunu anlatan Eğin, kendisine gelen davetiyeyi ve bu davetiyenin onun için ne anlama geldiğini de şu satırlarla anlattı:

Peki bu davetiyeye neden anlam yüklüyorum?
Bakın, son beş-altı yılda Türkiye her alanda çok gerildi, her türlü diyalog karşılıklı koptu. Cemaat de bundan nasibini aldı kuşkusuz. Onlar bizi, biz onları ötekileştirdik, bir aşamada da iş tartışmadan çıkıp saf tutmaya kadar vardı. Bu kutuplaşma giderek karşılıklı düşmanlığa kadar vardı, tehlikeli bir noktaya gelmeye başladı. Ve bu süreç kimse için iyi olmadı. Ben bana uzatılan elin kıymetini biliyorum. Bunu kopan diyaloğun yeniden inşası için temiz bir sayfa olarak yorumluyorum. Bu diyalog çabasının benimle sınırlı kalmayacağını da ümit ediyorum. Aynı elin her kesime uzanmasını diliyorum. Tam da bu yüzden, o uzatılan ele karşılık vermek için gitmek isterdim Türkçe Olimpiyatları'na.

Nagehan Alçı bile şaşırdı
Oray Eğin ile en çok tartışan köşe yazarı olan Nagehan Alçı da bu dönüşüme çok şaşırdı. Eğin’i sert bir dille eleştiren Alçı, bu dönüşümün seviyenin de düşmesi anlamına geleceğini gösterdi:

Daha düne kadar AK Parti hükümetini devirmeyi amaçlayan yasadışı bir çetenin emriyle yazılar yazan, bu çete ilişkileri hakim kararıyla yapılan resmi izlemelerle kanıtlanmış birinden bahsediyorum. Baktı ki artık yolun sonunda, dümeni kırıvereyim bari dedi. Bir anda başladı, darbeyle devrilmesi için çabaladığı bu hükümete alenen yağcılık yapmaya. Çok yakın bir geçmişe kadar Tayyip Erdoğan'ın akıbetinin Menderes ile aynı olması için elinden geleni yaptığı savcılık tarafından tespit edilmiş, her türlü çirkefliği, bel altı vuruşu ve tetikçiliği çete talimatlarıyla hayata geçirmiş ne yazar! Bugün Tayyip Erdoğan'ın kulu kölesi olmak için takla atıp duruyor! Tutuklanmamak için kaçtıktan sonra bu aşağılık yöntemlerle geri gelebileceğini sanıyor herhalde...

(soL - Haber Merkezi)