İMC çalışanları iş bıraktı

İMC çalışanları bugün 8 kişinin işten çıkartılmasına karşı iş bırakma eylemine başladı. İş bırakan İMC çalışanlarından ilk açıklama geldi: "Her ne yaşanırsa yaşansın, 'emek kazansın' diyoruz."

Uzun süredir sendika çalışması yürüttükleri için yönetim tarafından mercek altına alınan ve bugün 8 kişinin de işten çıkartılmasına tepki gösteren İMC çalışanları, iş bırakma eylemine başladı.

İMC TV’de uzun süredir çalışanların sendikal örgütlenmesine karşı tutum sergileyen yönetim, çalışanların sendikalı olmasıyla birlikte baskılarını da artırmıştı. Son olarak geçtiğimiz gün kanalda yaşanan bir tartışmayı gerekçe gösteren İMC yönetimi 8 kişinin işine son verdi.

Yaşanan tartışma içerisinde yer almayan ama sendikalı olan 8 kişinin hiçbir gerekçe gösterilmeksizin işten çıkartılması ise bardağı taşıran son damla oldu. Öncelikle Haber Müdürü Mustafa Alp Dağıstanlı tepkisini istifa ederek gösterdi. Tepkilerin artması üzerine kanal yönetimi 8 kişinin durumuyla ilgili Pazartesi kararlarını açıklayacağını söyledi.

Kanalda bugün toplantı gerçekleştiren İMC yönetimi, 8 kişinin işten atılmasını kararlaştırdıklarını, yeni bir yönetim oluşturduklarını ve 8 kişinin isterse yeniden iş başvurusu yapabileceğini söyledi. Bunun üzerine sendikalı İMC çalışanları yönetimin tavrını tanımayarak iş bırakma eylemine başladı.

İMC yönetimi kanalda yürütülen sendika çalışmalarıyla birlikte çalışanlar üzerinde baskılarını artırmış ve son 15 gün içerisinde 13 kişinin işine son vermişti.

İMC çalışanlarının açıklamasından satır başları:

"Biz İMC TV çalışanlarıyız. Sorun yönetiliş biçimimizle ilgili hoşnutsuzluğumuzdu. Sorunlarımıza yaklaşım biçimi, çoğu zaman çözüm odaklı olamadı. Sağlıklı ve saygılı bir iletişim kurulamadı. Mesleki yeterliliği ya da yetersizliğine bakılmaksızın, kolayca işten atılabilen arkadaşlarımız oldu. Bunların yanında taleplerimiz, düzelmesini istediğimiz koşullarımız vardı. Örgütlü olmaya, birlikte hareket etmeye karar verdik. İlk seçenek sendikalı olmaktı. Zira, İMC TV gibi bir yerde, sendikalı olmak bir başkaldırı değil, bir hak olmalıydı. Ama olamadı."

"Önceleri bu girişim, olumlu karşılandı, daha sonra ise biraz bekleyin dendi. Beklemedik. Çünkü, belki herkes olmasa bile bu hareketi başlatan arkadaşlarımızın birer birer işten atılacağı kanaatine sahiptik. Güvenemedik. Ve sendikaya üye olma işlemlerini hızlandırdık. Amacımız her şeye rağmen sendikayı arkamıza alıp, pazarlık masasına oturmak, sendika temsilcilerini yönetimin karşısına çıkarmak değildi."

"Arkadaşlarımızın ve bizlerin asıl kaybı, işsiz kalmak bir yana, inandığımız ve inandırıldığımız değerlere sahip olunamaması. Biz bu nedenle sizden destek istiyoruz. Her ne yaşanırsa yaşansın, "emek kazansın" diyoruz."

(soL - Haber Merkezi)