Hürriyet yazarı Fatih Çekirge'den başkanlık sistemine destek

Hürriyet gazetesi yazarı Fatih Çekirge, başkanlık sistemini kendisinin de savunduğunu söylerken "Başkanlık meselesi yalnızca Tayyip Erdoğan’ın değil, onlarca yıldır süren ve benim de şahit olduğum birçok lider sohbetinde konuşulan bir memleket meselesidir" diyerek Özal'ı, Türkeş'i, Kahveci'yi ve Demirel'i örnek gösterdi...

Haber Merkezi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Üniter sistemli başkanlık baktığımızda var. Hitler Almanyası'na baktığımızda da bunu görürsünüz. Başka ülkelerde de görürsünüz" sözleri sonrası artan başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin Hürriyet yazarı Fatih Çekirge de bir köşe yazısı kaleme aldı.

Çekirge, Erdoğan'ın sürekli tekrar ettiği ifadeleri kullanıp Turgut Özal, Alpaslan Türkeş ve Süleyman Demirel gibi isimleri örnek göstererek 'O günlerde ben de başkanlık sisteminin Türkiye gibi “hızlı karar alma' ihtiyacında olan ve 'siyaset bürokrasisi'nden yorulmuş ülkeler için gerekli olduğunu savunuyordum... Hâlâ da aynı görüşteyim" dedi. 

HDP'nin başkanlığa karşı çıktığını açıkladığını ancak Öcalan'a başkan diye hitap ettiğini dile getiren Çekirge, yazısının devamında başkanlık sistemine destek veren isimleri sıraladı. Türkeş'in, Özal'ın, Kahveci'nin ve Demirel'in başkanlık sistemine destek verdiğine ilişkin örnekler sıralayan Çekirge, şu ifadeleri kullandı:

Böyle bir tartışma olabilir mi? Başkanlıktan yanaysan 'Erdoğancı' oluyorsun. Değilsen, 'muhalif'. Üstelik neye karşı olunduğu da belli değil.

...

Süleyman Demirel, “Anayasal vatandaşlık” kavramını anlatıyordu.

Bir Isparta gezimiz sırasında cumhurbaşkanlığı ile hükümet arasındaki yetki çatışmasının nasıl aşılacağını sorgulamıştı...

O günlerde ben de başkanlık sisteminin Türkiye gibi “hızlı karar alma” ihtiyacında olan ve “siyaset bürokrasisi”nden yorulmuş ülkeler için gerekli olduğunu savunuyordum...

Hâlâ da aynı görüşteyim.

...

“Yerli başkanlık” modeli sözü Özal zamanından gelir. Rahmetli Kahveci’yle gece yarılarına kadar süren sohbetlerimizin değişmeyen konusuydu...

Şimdi bu değişiklik özlemini insanları kamplara ayırarak “şucu, bucu” diye ucuzlatmak hiç yakışık almıyor.

Türkiye, sivil bir anayasa için en demokratik yöntemiyle, başkanlık sistemini de elbette tartışacaktır.

Ama daha içeriği belli olmadan kamplara göre saldırlar yapmak... Suçlamak... Aşağılamak...

Yeni bir şey önermek yerine düşman ateşi yakmak olmuyor...

Başkanlık meselesi yalnızca Tayyip Erdoğan’ın değil, onlarca yıldır süren ve benim de şahit olduğum birçok lider sohbetinde konuşulan bir memleket meselesidir.

Önce ne önerildiğini görmek gerekir.

Sonra medeni bir şekilde tartışmak...