Boyun Eğme'de bu hafta: Normaliniz batsın

Haftalık siyasi gazete Boyun Eğme'nin yeni sayısı yarın okurlarıyla buluşuyor.

soL - Haber Merkezi

Haftalık siyasi gazete Boyun Eğme'nin 176'ncı sayısı, "Normaliniz batsın" manşetiyle yayımlandı.

Yarın okurlarıyla buluşacak olan gazetenin manşetinde şu ifadelere yer verildi:

NORMALİNİZ BATSIN

Hareketli günler yaşadık. Şimdi halktan bu günlerin yarattığı enerjiyi sandığa bırakıp devam etmesi isteniyor.

Yoksulluk, işsizlik, sömürü, yağma belki savaş... Patronlar tüm bunları “normalleşme” diyerek kabul ettirmek istiyor.

İşçilerin ve emekçi halkın, yetkiyi patron siyasetçilere devredip kenara çekilmesi sadece yıkım getirecektir. Halk uyanık olmazsa, patronlar büyük uzlaşmanın keyfini çıkarır, krizi yoksullar yaşar.

Normalleşme’den söz edenler, sömürüyü normalleştirmek, zorbalığı çekilir kılmak peşinde.

Halkın, işçilerin çıkarlarını temsil edenler bu tezgaha girmedikleri için hedef alınıyor ama boşuna. 

PATRONLARLA KUCAKLAŞMAYIN, KRİZDE KAYBEDERSİNİZ

Yerel seçimler, Türkiye siyasetinde önemli bir hareketlenmenin olduğu bir dönemde yaşandı. Bu hareketlenmenin karşılıkları çok farklı cephelerde gözlemlenebilir. Komünistlerin, bu sefer gerçek bir güç olarak düzenin seçim gündemine kendilerini dayatabilmeleri bu cephelerden birisidir.

Önemli bir cephede, 5 yılı aşkın bir zamandır farklı yollarla ayakta tutulan denklemlerin bozulmasıdır. 

Bu hareketlenmenin altındaysa, yoksullaşma ve ekonomik sorunlar duruyor. Sermayenin en büyük korkusu, sistemin kaçınılmaz olarak ürettiği sorunların halkı harekete geçirmesi ve kontrol edilemeycek toplumsal hareketlere kapıyı açmasıydı.

Seçimler, bu işaretlerin sonucu olduğu kadar, bu kapının kapanması için kullanılan bir araç da oldu.

23 Haziran oylaması, bazı tarikatlerin, faşist partinin türevi İYİP’in, kimi zenginlerin katkı koyarak kontrol etmeye çalıştıkları bir halk tepkisini de ortaya çıkardı.

Şimdi bu sonuçtan “kucaklaşma” çıkartmaya çalışanların derdi bellidir. 

“Biz hepimiz” edebiyatı, “aynı gemide değiliz” diyen çatlak sesleri bastırmak içindir.

İşçilerin, emekçi halkımızın iyi anlaması gereken budur: Patronlarla kucaklaşmak yıkım getirir.

FATİH YAŞLI'YLA SÖYLEŞİ: SINIF SİYASETİNDE ISRAR KAZANDIRIR

Erdoğan elbette ki bir kutuplaşma siyaseti izliyor ama sahte kutuplaşmalar üzerine inşa edilmiş bir siyaset bu. Yani esas çelişkinin, emekle sermaye, yoksullukla zenginlik arasındaki çelişkinin üzerini örten, bunun yerine dinsel-kültürel bir kutuplaştırma siyaseti üzerinden yoksul sınıfların sınıf kinlerini manipüle eden, onların düzene yönelmesi muhtemel öfkesini, “vesayet rejimi”ne, “kodamanlar”a, “milletin değerlerine yabancılaşmış olanlara”, “Cehape zihniyetine”, “laikçi”lere yönelten bir siyaset. Bunun ise tek bir panzehri var: Uzlaşma talep etmek değil, tüm bu sahte kutuplaştırmaların karşısına gerçek bir kutuplaşma siyasetiyle çıkmak.