Haftalık siyasi dergi BOYUN EĞME'nin 35'inci sayısı yarın okurlarıyla buluşuyor.
Boyun eğmeyen komünist şair Nâzım Hikmet'in aramızdan ayrılışının 53'üncü yıl dönümünde haftalık siyasi dergi BOYUN EĞME usta şairi selamlıyor. Dergide ayrıca Gericiliğe Karşı Aydınlana Hareketi'nin Diyanet Raporu'na dair kapsamlı bir söyleşi de yer alıyor.
BOYUN EĞME'de bu haftaki konu, başlık ve yazarlar şöyle:
- "Kapatılsın" diyenlerin mücadelesi sürüyor: İmam hatiplerde durum güncellemesi
Dinci eğitimin yapı taşlarından olan imam hatiplerin bir örümcek ağı gibi yayılmasına sessiz kalmayanlar, birlikte olmakta, ülkenin aydınlanma birikimini birlikte sırtlanmakta büyük yarar görüyor. Gericiliği püskürtecek olan da, yeni kuşakları birer küçük cihat eri olarak yetiştirilmekten kurtaracak olan da bu örgütlü birikim...
- Aydınlanma Hareketi Diyanet Raporu'nu yayınladı: Fiili Türk İslam Devleti
Diyanet İşleri Başkanlığı hakkında bir rapor çalışması bu hafta yayınlandı ve bir kitapçık olarak dağıtımı/satışı yapılmaya başlandı. “DİB Broşürü” hakkında, hazırlayan komisyona sorular yönelttik.
- AKP'nin Suriye'deki suçları takibe alındı: Yargılanıyorlar!
Türkiye’de iç hukukun suçlular tarafından teslim alındığı, uluslararası hukukunsa emperyalizm tarafından bir manipülasyon aletine indirgendiği koşullar “suç”u ortadan kaldırmıyor. O halde haksızlıklara karşı “direniş” nasıl bir temel haksa, mevcut mevzuat ve fiili işleyiş ne derse desin, hakiki anlamda bir sivil mahkeme de bir o kadar meşru hale geliyor. Hem siyasal, hem hukuksal anlamda…
- Sarraf davasında yeni kozlar (Fırat Dağ)
Rıza Sarraf davası odağına 17 Aralık soruşturmasını alırken AKP cephesinde sessizlik hakim. Dosyasına, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın bile girdiği dava karşısındaki bu sessizlik, davanın AKP açısındann çok yaşamsal bir noktaya oynamasından kaynaklanıyor. Türkiye’deki finans sektörünü hedefine alabilecek bir dava, Erdoğan’ı sermaye sınıfı için yük haline getirebilir...
- Onuncu yıl yazısı: Çıktık açık alınla ve yaşamsal bir görev (Kemal Okuyan)
soL iletişimdeki sanallığı kıracak kanallar yaratmayı denemelidir. Okurun aynı zamanda katkıcı hale getirilmesinden söz etmiyorum. Her soL ziyaretçisinin aynı zamanda bir muhabir, fotoğrafçı, yeri geldiğinde yazar-çizer olması kuşkusuz önemli. Ancak yüz binlerce soL okurunun en azından bir bölümünün soL’u var eden ilkeler etrafında bir toplumsal kolektif varlık haline gelmesi için de uygun araçların geliştirilmesi gerekmektedir.
- Rusya, ABD, Türkiye, Suriye... Geniş oyun sahasında Kürtler
Ortadoğu'da Kürtlere dönük ilgi her durumda odakların birbirlerine karşı kurdukları oyunlara bağlı olarak belirleniyor. Türkiye'den vazgeçemeyen ABD tutuklaşırken Rusya Kürtlerle yakınlaşıyor. Bu durumu yarın değiştirecek farklı alışverişler olması ise hep mümkün...
- Kilimli maden direnişi deneyimi ve AKP’nin işçi korkusu: İşçi yalnız yürümemeli
Açlık grevi yapan işçiler basitçe haklarını istiyordu. İşçinin ekmeğine göz dikenlerin tek korkusu Kilimli'nin sesinin duyulması, işçilere verilen desteğin büyümesiydi. Bunun biraz başarıldığı noktada eylemi sonlandırmak için adım attılar. Attıkları adım işçi taleplerinin sadece bir kısmını karşılamak oldu...
- İnşaatta yaşam ve mücadele (Röportaj: Gün Yaman)
“Akrabalık, hemşerilik, arkadaşlık gibi bağlar işçilerin iş ve yaşam alanlarında birbirinden uzaklaşmasına, birbirine yabancılaşmasına sebep oluyor. Her grup kendi içinde kapalı kalıyor; ama yine bu ilişkiler insanları düzene bağlamak konusunda o kadar beceriksiz ki, milliyetçi veya feodal bütün bakış açılarından sıyrılmış bir irade gördüklerinde o irade yi çok kolay bağırlarına basabiliyorlar."
- Haziran Direnişi sorularına komünist yanıtlar: Ders çıkarmak için örgütlü olmak şart
Haziran Direnişi hakkında söylenecekler kabaca 13 milyon insanın bir biçimde dahil olduğu bir harekete ilişkin gözlem, değerlendirme ve yargılardan ibaret olamaz yalnızca. Haziran Direnişi, devrimci özneler için geleceğe dönük sonuçlar çıkartmak üzere de değerlendirilir, anlatılır...
- ‘Emperyalizm bir avuç ülkeden ibaret değil’
22 Mayıs’ta İstanbul'da yapılan kapalı toplantıda partisinin emperyalizm tezleri hakkında (T)KP kadrolarına bir sunum yapan Makis Papadopulos ile söyleştik...
- Herkes önce kendisine acısın (Özgür Şen)
İşçi sınıfının hiçbir üyesinin bir diğerinin vicdanına ihtiyacı yok. Herkes konumunu doğru yorumlasın, başlangıç için haydi haydi yeter.
