Ayetli yazı, Erdoğan hayranlığı, müftü nikahı ve daha bir sürü şey: Nuray Mert...

Nuray Mert öyle sıkı muhaliftir ki, müftü nikahına verdiği destek, evrim karşıtlığı, cumhuriyet düşmanlığı, patron sevgisi bir anda unutulur ve Cumhuriyet gazetesi yazılarına son verdiği anda bir anda başlar liberal koro: Ama görüşlerine saygı duymak gerekmez mi? Yanıtlayalım: Hayır, gerekmez...

Haber Merkezi

Doğan Medya CEO'su ve Aydın Doğan'ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ'ın, Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'a günlük rapor sunduğunu gösteren maillerden birinde şu ifadeler yer alıyordu:

"Ahmet Hakan, Nuray Mert, Arzu (eşi Arzuhan Yalçındağ’ı kastediyor) ve ben Bodrum’da 12/ağustos cuma akşamı sohbet. Nuray Mert Sayın CB mızın hayranı olmuş, ‘doğru konuşalım olmasaydı mahvolmuştuk’ der. Arzu sorar neden akademisyenler yurt dışında gazete ilanları vermiyorsunuz düşüncelerinizi anlatsanız çok hoş olur. Nuray cevaben çok doğru olur ben bir yoklayayım etrafı der.”

Patron dostu ve Erdoğan hayranı Nuray Mert...

'E AMA FARKLI GÖRÜŞLER'

Cumhuriyet gazetesinde köşe yazmaya başladığında kimileri şaşırırken, kimileri de "e ama farklı görüşler..." demişti.

AKP'nin türban operasyonuna en büyük desteği veren isimlerden biri olan Mert, iktidarın attığı tüm gerici adımları meşrulaştırma misyonunu da başarıyla yerine getiren isimlerden biriydi.

Söz konusu Cumhuriyet olduğunda, üstelik de Cumhuriyet gazetesine yapılan operasyonun hemen ardından şu sözleri dile getirmeyi de başarması da şaşırtıcı değildi:

En zor zamanlardır bunlar; bir düzen yıkılmış ve fakat yenisi henüz tam manası ile inşa edilmemiş. Kimse ne yapacağını bilemez, hayaletler gibidir. Dünkü Cumhuriyet Bayramı bu ortamı bir kez daha gözler önüne serdi. Cumhuriyetçi azınlık, mezardan ıslık çalarak geçti, yapacakları pek bir şey yoktu, binlercesi eski düzeni yad edercesine sokaktaydı, ama tablo hüzünlüydü...

Bu arada, Kemalistler, “Biz size demedik mi” havasında, hâlâ olan biteni memleketin demokratlarından biliyor. Ne dediniz Allah aşkına? Derde deva olacak ne dediniz? Eski statükoya toz kondurmadan savunmak, Cumhuriyet devrinin sonunu hazırlayan en büyük amildi, anlamadınız. Bir türlü anlamak istemiyorsunuz ama, eski düzen çok da matah değildi, dindarı dışlıyordu, Kürt’ü tanımayı reddediyordu, bireysel özgürlükleri muzır sayıyordu. Eski düzen, demokratlaşamadığı için çöktü, şimdi yerine korkunç bir baskı rejiminin inşa edilmesi, bu gerçeği değiştirmez. İstediğiniz kadar zeybek oynayabilirsiniz, ama o artık bir ölüm dansı.

MÜFTÜ VE EVRİM...

Patron dostu, Erdoğan hayranı ve Cumhuriyet düşmanı Mert, Cumhuriyet gazetesinde 2015 yılında başlayan kariyerini, üst üste yazdığı gerici yazılarla, yani zirvede noktaladı.

Önce evrim teorisini hedef alan Mert, "İslama uygun veya değil, ben de evrim teorisinin bilim yerine konmasına karşıyım. Adı üzerinde evrim teorisi, ne kadar bilimsel kesinlik kazandırılmaya çalışılırsa çalışılsın veya ne kadar bilimsel olarak çürütülmeye çalışılırsa çalışılsın, nihayetinde insanın oluşumuna ilişkin bir akıl yürütme biçimi ve bu şekilde değerlendirilmesinin öğrenciyi bilimden soğutması söz konusu değil" dedi.

Cihat kavramının müfredata girmesini, tüm derslere Ensar Vakfı ile imzalanan protokolle akıllara kazınan "Değerler eğitimi"nin eklenmesini, din dersinin saatinin artırılıp biyoloji dersinin saatinin azaltılmasını dert etmeyen Mert, "Yeni eğitim müfredatı üzerine tartışmalar sürüyor, ben o konuya hiç girmeyeceğim, yeni kitapları, konuları gazete özetlerinden değerlendirmek istemiyorum" diyecekti.

Bu yazı sonrası gelen tepkilere "Sizin Allah’ın dışında tapmakta olduklarınız, hepsi bir araya gelseler de bir sinek bile yaratamazlar (Hacc, 73)" ayetiyle yanıt veren de Mert'ti.

Burada da durmadı Mert, AKP'nin müftülere nikah yetkisi vermesine destek verdi ve şöyle dedi:

"Müftülüklere nikâh yetkisine gelince, kusura bakmayın ama bu değişikliğin dini düşünce ve yaşam tarzını dayatma ile alakası yok. Tam da bu nedenle, ateşli itirazların çoğu havada kalmaya mahkûm. Müftülüklerde kıyılan nikâh, şeri çerçevede değil, mevcut medeni kanunun nikâha ilişkin mevzuatına uygun olacak, yani nikâhını müftülükte kıyan dört eş ile evlenmeye kalkışamayacak, ‘eşini talakı selase’ ile boşayamayacak, vs. Öyle bir düzenleme olsaydı, çok ciddi bir gelişme olurdu, olmadığına göre müftünün nikâh kıyma yetkisi olması neden sorun yaratsın? Tam tersine, ‘imam nikâhı’ adı altında, hiçbir yasal güvencesi olmayan akitlerin ve bunların yaratacağı suiistimalleri önlemek açısından faydalı bir sonucu olabilir."

MERT BÖYLE, PEKİ YA DİĞERLERİ?

Mert'in Erdoğan hayranlığı, patron sevgisi, türban ve müftü nikahı destekçiliği, evrim karşıtlığı açık. Peki, Nuray Mert'e iki yıldır köşe yazdıran Cumhuriyet gazetesinin, iki yıl sonra Nuray Mert'i keşfettiğini ilan etmesi ve yollarını ayırma kararı alması sonrası yaşananlar...

Nuray Mert sonradan patron dostu ve gerici olmadı, hep böyleydi. Sosyal medyada "Cumhuriyet gazetesi de düşünce özgürlüğünü savunmuyor, Nuray Mert yazılarına devam etmeliydi, farklı görüşlere tahammül etmeliyiz" diyenler, buyurun Cem Küçük'ün yanına: