Yaftalılar yaftalarını anlattı

Zaman gazetesi, bir süre önce başladığı "Yaftalamadan Düşünün" başlıklı reklam kampanyası için basının yaftalılarına, hangi yaftalara sahip olduklarını ve bu yaftalar ile ilgili görüşlerini sordu.

soL (HABER MERKEZİ) "Yaftalamadan Düşünün" başlıklı reklam kampanyasıyla kendisini haklı nitelendirmelerden sıyırmaya çalışan Zaman gazetesi, basının "önemli yaftalıları"na sayfalarında yer verdi. Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertüğrul Özkök'ün, kampanyayla ilgili yazılarına yer verilen haberde, "bu yazılardan yola çıkarak", basındaki "yaftalanmış"lara sorular yöneltildi.

"Yaftalamak korkaklıktır"
Haberde, Ekrem Dumanlı'nın, "Bu ülkede 'bilgi sahibi olamadan fikir sahibi olmak' adeta görenek haline gelmiş. Okumadan, araştırmadan, hatta anlama gayretine bile girmeden katı bir önyargı oluşturuluyor ve o kemikleşmiş peşin hükmü tashih etmek mümkün olmuyor. Oysa ki kolayca yaftalamak, düşünceden kaçmaktır fikrin cazibesinden, gücünden kaçmak. Daha açıkçası, yaftalamak bir korkaklık emaresidir her ne kadar cesaretmiş gibi sunulsa da" sözlerine yer verildi.

"Etiketsiz yerim kalmadı"
Geçen cumartesi Zaman'ın reklam kampanyasını köşesine taşıyan Ertuğrul Özkök'ten de alıntı yapıldı. Kendisini "etiketlenme mağdurlarından" birisi saydığını söyleyen Özkök, gazetecilik mesleği boyunca, "sırtında etiket yapıştırılmadık bir santimetrekare yer kalmadığını" belirtti.

Kendisine uygun görülen yaftaları "'Özköşk' dendi, 'Dönek' dendi, 'Yalaka' dendi, 'Liboş' dendi, 'Askerci' dendi" şeklinde sıralayan Özkök, kendisinin de "Yandaş medya" ve "Dinci medya" gibi yaftalar kullanabildiğini söyledi.

Yaftalıyım yaftalısın yaftalı
Zaman, Özkök ve Dumanlı'nın yazılarından yola çıkarak Mehmet Ali Birand, Yılmaz Özdil, Ahmet Hakan Coşkun, Alper Görmüş, Nazlı Ilıcak, Leyla İpekçi ve Abdurrahman Dilipak'a "Bugüne kadar size hangi yaftalamalarda bulundular? Bu yaftalamalardan rahatsızlık duyuyor musunuz?" sorularını yöneltti.

Yaftalılar yaftalarını sıraladılar:

Ahmet Hakan: "Dönek", "Davayı sattı", "İmam gazeteci", "Özenti", "Dinden çıktı", "Yavşak".

Mehmet Ali Birand: "Komünist ajan", "Moskova'nın beslediği gazeteci", "AB ajanı", "Gizli AKP'li", "Amerikan ajanı", "Kürtçü", "Ermeni dölü" ve "Rum piçi".

Nazlı Ilıcak: "Yandaş", "Dönek".

Alper Görmüş: "Liboş", "İkinci Cumhuriyetçi", "Sorosçu", "Fethullahçı", "Ordu Düşmanı".

Abdurrahman Dilipak: "Yobaz".

Yaftaları hakkında
Kendisine çok fazla yafta takıldığını ve artık bunları sayamadığını söyleyen Yılmaz Özdil, "Bana takılan yaftaların bazıları sıvama durduğu gibi, bazıları da terzi işi gömlek gibi" dedi.

Bugünlerde kendisine yeni bir yafta yapıştırılmadığını söyleyen Birand, "İnsan ne yaptığını biliyorsa, yaftalama doğruysa, üzerine alınır ve rahatsız olur. Benim umurumda bile değil. Kendileri yazıp kendileri dinliyor" dedi.

"Bu durum, önceleri beni ürkütüyordu... Sonra ben de işi pişkinliğe vurdum... Artık takmıyorum... Çünkü kendime bir saçak altı buldum" diyen Ahmet Hakan, kendisinin de aynı şekilde karşılık verdiğini belirtti.

Yaftaları olumlu ve olumsuz olarak iki gruba ayıran Dilipak ise "Yaftalar sizin inancınızla, düşüncenizle ilgili bir şey ise bu sizi rahatsız etmez. Mesela bana Müslüman denmesi beni rahatsız etmez ama bu kelime, vurgu yapılarak aşağılamak için kullanılırsa rahatsız olurum. 'Yobaz', yaftalamanın ötesinde bir hakarettir. Küfredenlere ne diyeceksin ki!" dedi.