Terörizmin yuvası Miami

ABD’nin Florida eyaletinde yer alan Miami kenti, on yıllardır dünyanın en eli kanlı teröristlerinin, hem de bizzat ABD’nin elleriyle yetiştirildikleri bir mekan.

soL (DIŞ HABERLER) 11 Eylül saldırılarından bu yana ABD dış politikasını belirleyen temel kavram, "teröre karşı savaş" oldu. Başkan Obama bu kavramı kullanmaktan kaçınsa da, kendisi de Afganistan, Irak gibi bu kavramla birlikte ABD'nin işgal ettiği yerlerdeki politikaları sürdürerek, dönemi devam ettirdi.

Ancak batı yarımkürede bir terör yuvası aranacaksa, burası ABD'nin güneyinde uzun sahilleriyle tanınan Miami olmalı. On yıllardır Miami, hem ABD'nin içinde hem de Latin Amerika'daki terör olaylarının arkasındaki isimlerin konuşlandıkları yer durumunda. Başkan Kennedy'ye suikast dahi burada gerçekleştirildi.

Miami'de gizli eğitim kampları, CIA'nın ilk kuruluş yıllarıyla birlikte kuruldu. 1940'lı yıllarda Mami'den yetişen ABD emrindeki teröristler, Latin Amerika'nın birçok ülkesinde bulunan Sovyetler Birliği elçiliklerine dönük terör saldırıları gerçekleştirdiler. Guatemala'da ilerici Jacobo Arbenz hükümetinin devrilmesinde, Miami'deki CIA casuslarının rolü büyüktü.

Dönüm noktası Küba devrimi
Ancak Miami'deki terörist faaliyetin katlanmasında dönüm noktası, Fidel Castro ve arkadaşlarının Küba'da iktidarı almasının ardından Diktatör Batista'ya bağlı on binlerce aşırı sağcı unsurun, ABD'nin bu kentine kaçmasıyla yaşandı. Daha sonra izleyen yıllarda Küba devrimine karşıt o kadar fazla sayıda Kübalı buraya yerleşti ki, Miami'deki karşıdevrimci Küba diasporası, ABD iç politikasını etkiler hale geldi.

Buradaki teröristler öncelikle Küba'yı ve bizzat Fidel Castro'yu hedef aldılar. Castro kısa zamanda dünyanın en fazla sayıda suikast girişimine uğrayan lideri oldu. Kübalı mafyanın adı, Kennedy suikastinden Watergate skandalına kadar onlarca olaya karıştı.

Batının bir numaralı teröristi
1961 yılında Küba devriminden kaçan Luis Posada Carriles, bu grubun en önemli ismi olacaktı. Fort Bening üssünde eğitilen Carriles, kısa sürede CIA tarafından keşfedildi. Carriles, 1960'lı yıllarda CIA için - daha sonra kanlı eylemlere imza atacak olan - Alfa 66, L Komandoları, 30 Kasım Hareketi gibi örgütlenmeleri yarattı.

1967'de Venezuela gizli polisinin sol faaliyetleri bastırma biriminin başına geçen Carriles'in en büyük eylemi, bir Küba yolcu uçağını patlatarak 73 kişiyi öldürmesi oldu. Venezuela'da tutuklanan Carriles, 1985'te CIA'nın araya girmesiyle, henüz cezasının tümünü çekmeden serbest kaldı. CIA'dan yeni bir pasaport alan Carriles, Nikaragua'daki Sandinist hükümete karşı terör eylemleri yapan grupları koordine etmek üzere El Salvador'a geçti.

90'lı yıllar boyunca Carriles'in çetelerinden teröristler, Küba'da halka açık onlarca otelde bomba patlatarak çok sayıda sivili öldürdüler.

2000 yılında Carriles, 3 adamıyla birlikte Panama'da Fidel Castro'ya karşı bir suikast örgütledi. Fakat Küba istihbaratının başarısı sayesinde durumdan haberdar olan Castro, bir basın açıklaması sırasında komployu deşifre ederek Posada ve çetesinin 30 kilo patlayıcıyla birlikte yakalanmasını sağladı. Ancak bizzat ABD'nin o dönemki Dışişleri Bakanı Colin Powell Panama'ya gelerek Carriles'i serbest bıraktırdı.

Yeni hedef Venezuela
CIA, Chávez "belasından" kurtulmak için şiddet de dahil her yolu kullanmaya karar verince, Carriles ve Kübalı karşıdevrimcilerden, Venezuelalı "müstakbel meslektaşlarını" yetiştirmelerini istedi. Bu dönemde F-4 Komandoları adındaki terörist grubun lideri Kübalı Rodolfo Frometa, Venezuela Vatansever Birliği adındaki örgütün lideri Luis García Morales ile işbirliği anlaşması yaptı.

Venezuelalı teröristlerin Miami'deki "kahramanları", Bolivya hükümetini suçlamak üzere Venezuela'nın başkenti Karakas'taki İspanya ve Kolombiya elçiliklerini bombalayan eski subaylar. Bu teröristler, 2002'de Venezuela'da gerçekleşen ABD destekli darbe girişimini araştıran savcı Danilo Anderson'un da suikastinden sorumlu. Yakın zamanda Bolivya lideri Evo Morales'e dönük suikast girişiminde de Miami bağlantıları ortaya çıkmıştı.

Luis Posada Carriles dahil sayısız terörist, birçok Latin Amerika ülkesinin kendilerini yargılamak üzere ABD'den teslim edilmelerini talep etmesine rağmen, Miami sokaklarında özgürce yaşıyor. Miami'de bu gruplar yüzünden Küba karşıtı baskı o kadar yoğun ki, geçtiğimiz aylarda Küba ulusal beyzbol takımının formasını giyen iki genç, bu gruplardan dayak yemişti.

Bu terörist grupların faaliyetlerini açığa çıkarmak üzere Miami'de bulundukları sırada ABD'nin tutukladığı, birçok kişinin "5 Kübalı kahraman" olarak adlandırdığı 5 Kübalı ise, on yılı aşkın süredir ABD hapishanelerinde tutuluyorlar.