Tencere kapağını buldu

Danimarka’nın piyasacı reformlarına imza atan ve ülkeyi emperyalist saldırganlığa ortak eden Rasmussen, NATO’nun genel sekreteri oldu.

soL (DIŞ HABERLER) Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen, NATO'nun yeni genel sekreteri oldu. 1 Ağustos tarihinde göreve başlayacak olan Rasmussen, geçmişteki icraatlarıyla "yeni pozisyonuna" çok uygun olduğunu kanıtlıyor.

Piyasacı
1978 yılından bu yana Danimarka siyasetinde yer alan Rasmussen, sağcı Poul Schlüter hükümetinde 1987-1990 yılları arasında Vergi Bakanlığı, 1990-1992 yılında ise Vergi ve Ekonomi Bakanlığı görevini üstlendi.

1992 yılında parlamentoyu belirli ödemeler konusunda yanlış bilgilendirdiği ortaya çıkan Rasmussen, istifa ederek bakanlık görevinden ayrıldı.

2001 yılında başkanı olduğu Liberal Parti en yüksek oyu alınca, Rasmussen de başbakanlık görevine geldi. Rasmussen, 2005 ve 2007'deki seçimlerden de başarıyla çıkarak başbakanlığını sürdürdü.

Siyaset hayatı boyunca özelleştirmeci ve piyasacı bir çizgiye sahip olan Rasmussen, devletin küçültülmesini ve sermayenin vergilendirilmemesini savundu. Danimarka'nın "sosyal devlet" görüntüsünü de yok eden isim olarak bilinen Rasmussen, Danimarka işçi sınıfının birçok kazanımını gasp eden isim olarak tarihe geçti.

Rasmussen ayrıca Danimarka çapında köklü bir yerel yönetim reformu gerçekleştirerek "devleti küçülttüğünü" iddia etti. Yerel yönetimlerin piyasaya açılmasının mimarı olan Rasmussen 1993 yılında "Sosyal devletten minimal devlete" adında bir kitap yayınlamış, bu ve diğer kitaplarında istediği piyasacı dönüşümün ipuçlarını vermişti

Emperyalist saldırganlığa tam destek
Rasmussen, başbakanlığa geldiği 2001 yılından bu yana Irak ve Afganistan başta olmak üzere birçok uluslararası gündemde ABD ve İngiltere'nin tam destekçisi oldu.

Rasmussen döneminde Afganistan işgaline tam destek veren Danimarka, işgale ilk asker gönderen ülkelerden biri oldu. Danimarka ayrıca bu dönemde Bosna ve Kosova'ya da asker gönderdi.

Rasmussen, Irak işgalinin Avrupa'daki en büyük destekçisi oldu. Gerek Avrupa Birliği nezdinde, gerekse Birleşmiş Milletler platformunda işgalin gerekliliğini sayısız kez tekrarlayan Rasmussen, Irak'ın kitle imha silahlarına sahip olduğunu en çok vurgulayan Avrupalı lider oldu. İşgalin hemen ardından 2004 yılında Uluslararası İşgal Gücü'ne 550 asker yolladı. Askerler, 2007 yılında geri çağrılana kadar Şii bölgesi Basra'da görev yaptı.

"Irak kitle imha silahlarına sahip" iddiasının düzmeceden ibaret olduğu ortaya çıkınca ABD'li yetkililer bile geri adım attı ancak Rasmussen bu yönde bir açıklama yapmadı.

Rasmussen ayrıca 2005 yılındaki "Karikatür krizi"nde de saldırgan tutumuyla öne çıktı. Rasmussen, özür dilemesi yönündeki baskılara rağmen ısrarla özür dilemedi ve ülkesindeki basın özgürlüğüne vurgu yaptı.
Ortadoğu'daki emperyalist işgallere birinci elden desteği olan Rasmussen'in, yeni dönemde öne çıkması beklenen Afganistan ve Pakistan operasyonlarında NATO'nun amaçlarını "en iyi biçimde" yerine getirebilecek isim olduğu, bu yüzden NATO adına doğru bir seçim olduğu yorumu yapılıyor.