soL (HABER MERKEZİ) Yönetmen Özcan Alper&rsquoin ilk uzun metrajlı filmi &ldquoSonbahar&rdquoın galası önceki gece Beyoğlu Emek Sineması&rsquonda yapıldı. &ldquoSonbahar&rdquo bu yılın Altın Koza Film Festivali&rsquonde en iyi film ödülü de dahil olmak üzere, dünya çapında festivallerden toplam dokuz ödülle yılın en başarılı yapımlarından biri olmaya aday. Hayata dönüş operasyonlarını ve sonrasını anlatan film, çok anlamlı bir günde, 19 Aralık 2000 tarihinde gerçekleştirilen operasyonların yıldönümünde vizyona giriyor.
Sanat ve siyaset dünyası oradaydı
Kokteylle başlayan galaya filmin yönetmeni Özcan Alper, başrol oyuncuları A. Onur Saylak, Megi Kobaladze, Serkan Keskin ve Gülefer Yenigül&rsquole birlikte, yapımcılar Serkan Acar, Ersin Çelik ve filmin çekimlerine destek olan Hopa Belediye Başkanı Yılmaz Topaloğlu da katıldı.
Gala Türkiye siyasetinin ve sinemasının önemli isimlerini bir araya getirdi. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, TTB Genel Başkanı Gencay Gürsoy, TKP Genel Başkanı Aydemir Güler, 68&rsquoliler Derneği Başkanı Sönmez Tarhan ve CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin başta olmak üzere siyaset dünyasından geniş katılımın olduğu gecede, edebiyat ve siyaset dünyasının duayeni Vedat Türkali, yönetmenler Sırrı Süreyya Önder, Semir Arslanyürek, Çağrı Kınıkoğlu, Aydın Kudu, Yüksel Aksu, İsmail Güneş, Aydın Sayman, Raşit Çelikezer, Ahmet Soner, sinema oyuncuları Volga Sorgu, Özgü Namal, Tülin Özen, Erkan Can, Derya Alabora, Hatice Aslan, Ersin Pertan, Akasya Asıltürkmen, Olgun Şimşek, Settar Tanrıöğen, Feza Çaldıran ve Ragıp Zarakolu, Sezai Sarıoğlu gibi ünlü isimler katıldı.
&lsquoBu gece Türkiye temsil ediliyor&rsquo
Galanın sunuşunu yapan sinema eleştirmeni Alin Taşçıyan, prömiyerini Altın Koza Film Festivali&rsquonde yapan &ldquoSonbahar&rdquo filminin, dünya çapında birçok festival dahil olmak üzere, son olarak Tiflis&rsquoten Gümüş Prometheus ödülü haberiyle birlikte toplam dokuz ödülü kucakladığını söyledi. Taşçıyan, &ldquobu film ödül almamış olsaydı bile bizler için çok özel bir anlam taşımaya devam edecek, bizi bu anlamla, bu konuyla buluşturan kişilere teşekkür etmek istiyorum&rdquo diyerek film ekibini sahneye davet etti.
Filmin yapımcılarından Serkan Acar, sahneden salondaki topluluğa baktığını ve filmin, siyasetin başaramadığını başararak sol mücadelenin birçok öğesini bir araya getirdiğini gördüğünü söyledi. Acar, emeği geçen herkesin yanı sıra özellikle ablasına, filmin çekilebilmesi için evini ipotek ettirdiği ve gereken desteği sağladığı için teşekkür etti. Acar, Hopa Belediyesi&rsquonin desteğine değinerek, yerel yönetimin yalnızca yol, su ve elektrik gibi altyapı çözümleri üretmekten daha fazlasını yapabileceğini, bu filmin aldığı ödüllerle gösterdiğini söyledi.
Hopa Belediye Başkanı Yılmaz Topaloğlu, &ldquoiyi belediyecilik anlayışının üst yapı sorunlarıyla sınırlı olmadığını düşünüyorum. Biz küçük bir destekle ve inanarak iyi şeyler yapılabileceğini düşündüğümüz için bu desteği verdik ve bu film alacağı eleştiriler ve açacağı tartışmalarla hak ettiği yere gelecektir&rdquo dedi.
&lsquoMücadele buradan ateşlenmeli&rsquo
Daha sonra sahneye DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve edebiyat dünyasının duayeni Vedat Türkali davet edildi. Çelebi, &ldquomücadelenin yeniden örülmesinde bu filmin ışık tutacağını ve yeni yol haritamızın çizilmesine katkıda bulunacağını düşünüyorum&rdquo diyerek, bu anlamda filmin, sol mücadelede ortak düşünceyi bir araya getirdiğini söyledi ve mücadelede uzun yıllar aynı yolda yürüdükleri Vedat Türkali&rsquoye çiçek verdi. Çelebi, oluşacak ortak yürek ve güçle 2009 1 Mayısına çağrıda bulundu.
&lsquoEmek tek gücümüz&rsquo
Vedat Türkali, &ldquobiliyorsunuz, bugüne kadar edebiyat, sinema başta olmak üzere birçok alanda eser verdim. Çalıştım. Sanatın başka alanlarında tek başınıza eser verebiliyorsunuz ama sinema bir kolektif iştir. Bakın bir film adına sahnede kaç kişi bir araya geldi, sinema ortak emeğin ve aklın ürünüdür Ben sanatta emek verdim ama temelde bir işçiyim. Bu gece de bu çiçeği işçilerin temsilcisinin elinden alıyor olmak benim için onurdur, ben de bu çiçeği, yönetmen oğluma vermek istiyorum&rdquo dedi. Türkali, emek ve dayanışmanın önemine değinerek, bu anlamda bir &ldquoemek ve dayanışma ödülünün&rdquo düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Türkali, senaryosunu yazdığı ilk işçi filmi &ldquoKaranlıkta Uyananlar&rdquo filmini örnek göstererek, DİSK eski Genel Başkanı Kemal Türkler&rsquoin ve Kimya-İş işçilerinin büyük desteğiyle, tam bir dayanışma sonucu ortaya çıktığını hatırlattı. İnsanlığın gittikçe karanlık bir duruma sürüklendiğini hatırlatan Türkali, bunun karşısında var olmakla yok olmak arasında, tek gücün emek gücü olduğunu vurguladı.
Yönetmen Özcan Alper de Sırrı Süreyya Önder&rsquoin bir sözünü hatırlatarak, &ldquoen çok eşitlik ve özgürlük isteyenler, en büyük zulme maruz kaldılar. Bu yolda Behice Boranları, Yılmaz Güneyleri ve 19 Aralık operasyonlarında can verenleri anmak ve alkışlamak istiyorum. Onlar dört metrekare yerde yaşamak için değil, tüm Türkiye hapishaneye dönüşmesin diye o eylemleri yaptılar&rdquo dedi.
&lsquoBu filmle birlikte Türkiye sorunlarını tartışmalı&rsquo
Galanın ardından sorularımızı yanıtlayan Alper, filmi birlikte izleyerek konukların tepkilerini almaktan dolayı mutlu olduğunu söyledi. Alper, aldıkları ilk yorumların, filmin Türkiye açısından son derece önemli bir konuyu tekrar gündeme taşıyabileceğini gösterdiğini belirtti. Çalışmanın başından bu yana hedefledikleri gibi, filmin vizyona girmesiyle birlikte tüm ülkede bu tartışmayı başlatabilmesi, ayrıca Türkiye&rsquonin güncel sorunlarının da konuşulabilmesi açısından önemli bir başlangıç olacağını, bu amaçla filmin vizyondaki gösterimleri dışında kendi çabalarıyla özel gösterim ve söyleşiler düzenleyeceklerini anlattı. 20-25 kent ve ilçeye ulaşmayı, buralarda üniversite öğrencilerinden demokratik kitle örgütlerine kadar birçok özneye temas etmek istediklerini belirten Alper, &ldquofilmin görevi asıl şimdi başlıyor&rdquo dedi. Sinemada üretenin, üzerinde bulunduğu memlekete bir anlamda borcunu ödediğini söyleyen Alper, &ldquobu filmle gördük ki, daha fazla çalışarak çok daha önemli ve güzel işler ortaya çıkarmalıyız. Bu bizim görevimiz ve toplumsal borcumuzdur&rdquo dedi.