Camileri kim yakıyor?

Son günlerde İstanbul'da ona yakın camide yangın çıktı. Olaylarda yaşanan provakasyon kuşkusu insanların tedirgin ediyor.

soL (HABER MERKEZİ) İstanbul'da son bir haftada sekiz camide çıkan yangın, provakasyon endişelerini artıyor. İstanbul Emniyeti'nden yangınların kundaklama olabileceği yönünde açıklamalar gelirken, cemevlerinin önünde 24 saat resmi polis aracının bekleyeceği ifade edildi.

İstanbul'da son bir haftada çeştili camilerde peşpeşe çıkan yangınlar, insanlarda "yine karanlık güçler provakasyon peşinde mi?" düşüncesini uyandırırken, yangınların kundaklama olabileceğinden şüphelenen İstanbul Emniyeti'nin cemevleri önünde de önlem alacağı belirtiliyor. "Önlem" beklentisi cemevlerinde "polis cemevleri önüne yerleşecek" kaygısıyla rahatsızlık yarattı.

Alevilerin tepkiselliğinin son yıllardaki en yüksek düzeyine çıktığı görülen günlerde ortaya çıkan cami yangınları şüphe uyandırırken, dünya ve Türkiye tarihi, sonu kanlı olaylara varan ve sorumluluğu solcu insanların üzerine atılan provakasyonlarla dolu.

Türkiye tarihi provakasyonlarla dolu
Türkiye'de yaşanan 6-7 Eylül olayları, Maraş katliamı, 12 Eylül öncesinde yaşanan birçok olayla ilgili ortaya konan belgeler bu provakasyonların CIA, MİT ya da sağcılarla ilgili olduğunu ortaya koysa da halen yaşanan provakasyonlarda solcuların, komünistlerin parmağı olduğu iddia edilebiliyor. Örneğin Selanik'te Atatürk'ün evine atılan bir bombanın ardından İstanbul'daki gayrimüslim Rum vatandaşların mallarının yağmalanmasıyla sonuç veren provakasyon bile komünistlerin üzerine atılmaya çalışılmıştı. Olayların ardından, uzun yıllar geçtikten sonra, o günlerde Özel Harp Dairesi görevlisi olan eski MGK Genel Sekreteri Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu bu olaylar için, bir röportajda "6-7 Eylül olayları Özel Harp Dairesi işiydi. Ve muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı" sözlerini sarfetmişti.

18 Aralık 1978 günü yaşanan Maraş katliamına ilişkin devlet belgelerinde bile "Ülkücü Gençlik Derneği Maraş şubesi ikinci başkanı Mustafa Kanlıdere, Ökkeş Kenger ve üçüncü başkan Mustafa Tecirli'ye 'Halkı kışkırtmak, tahrik etmek ve isyanını sağlamak için solcuların attığı süsü verilmek kaydıyla, tahrip gücü az bir dinamit atılmasını' emretmiştir" ifadelerine yer verilirken, geçtiğimiz günlerde Zaman gazetesi "katliamın planlayıcısının Sovyetler Birliği olduğunu" iddia etti. 1970'li yıllarda yaşanan birçok olay tıpkı Maraş katliamı gibi solcuların üzerine yıkılmaya çalışılmış, camilere atılan taşların, bombaların arkasından sağ güçlerin ortaya koyduğu büyük provakasyonlar çıkmıştı. Yine bu yıllarda, ABD patentli darbeye meşruluk kazandırmak için CIA ve MİT operasyonlarıyla devreye sokulan olaylar solcuların üzerine yıkılmaya çalışılmıştı.

Türkiye ile sınırlı değil
Yaşanan bu tip olaylar sadece Türkiye ile de sınırlı değil. CIA'nın çeşitli ülkelerde karışıklıklar çıkartmak için sıkça kullandığı yöntemlerden biri, bu ülkelerde çeşitli provakasyonlara imza atıp sonra bu olayların sroumluluğunu aralarında çatışma bulunan gruplardan birinin üzerine, genelliklede ilericilere, solculara atmak oldu. Bunun yanında, ABD'nin Ortadoğu'ya son saldırılarında en büyük meşruiyet kaynağı olarak kullanılan 11 Eylül'deki saldırının ABD tarafından planlandığına ilişkin iddialar da halen akıllarda. CIA'nin Güney Amerika'da, Arap ülkelerinde, Vietnam'da, Endonezya'da ve başka birçok ülkede planladığı kanlı provakasyonlar onbinlerce insanın ölümüne neden olurken ve bu ülkelerde diktatörlüklerin önü açılırken, ABD gizli servisinin ve bu ülkelerdeki paramiliter güçlerin olaylardaki parmağı hep sonradan ortaya çıktı.