Bolu'nun seçimi

70’lerde solun güçlü olduğu kentlerden biriyken 1980 darbesiyle sağın kıskacında kalan Bolu, sol mücadelede çıkış yolunu arıyor. Kentte en çok konuşulan konular AKP yolsuzlukları ve kraldan çok kralcı CHP.

(soL) Arzu Kayhan/ Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz "Bolu'yu solun kalesi olmaktan çıkaracağız" sözüyle Bolu'da farklı bir tartışmanın gündeme gelmesine neden oldu. AKP'nin karşısına Tanju Özcan'la çıkan CHP, kentin tarihindeki sol geleneğin temsilciliğini yürüttüğünü söyleyedursun, Başkan Yılmaz'ın bu sözüne Bolu halkı çok farklı bir yanıt veriyor.

Gericileşmenin gücünü giderek hissettirdiği kentte bir yanda Fethullah Gülen'in başı çektiği tarikat örgütlenmelerinin izleri görülürken, bir yanda AKP'nin "marka şehirler" yaratma heveslisi özelleştirmeci belediyesinin hışmına uğrayanlar, "Bolu böyle bir kent değildi" diyerek gelecek korkularını da dile getiriyorlar.

CHP'li Özcan'ın "kırmızı beyaz değişim" rüzgarına kapılanlar, eski CHP'yi hatırlayıp sırtını dönenler, "AKP kötünün iyisidir" diyenler ve "her şeye rağmen direnen sol ayağa kalkacak" görüşünde birleşenler... Kent sokaklarında çeşitli meslek gruplarından kişiler sol gelenek, yerel seçimler ve AKP yönetimi hakkındaki sorularımızı yanıtladı.

Solun kalesi yıkılacak diyor Başkan Yılmaz. Bolu'da nasıl bir sol var? Seçim yarışında AKP-CHP çekişir diyorlar, katılıyor musunuz?

Nazım Günenç (33, esnaf) Kendimi bildim bileli Bolu'dayım. Başkan bu sözüyle SHP-CHP geleneğinden bahsediyor. 1980 darbesi öncesi hariç burada çok güçlü bir sol gelenek yoktu. 80 öncesini büyüklerimizden biliyoruz daha çok. O zamanlar neredeyse sağ yokmuş. Ülkücü kanadın çok az temsilcisi varmış. Daha sonra dışarıdan taşınan öğrencilerle sağ görüş yaygınlaştırıldı. Özellikle 1990'lardan sonra gelişti. Turgut Özal'ın getirdiği yozlaşmayla birlikte hem gericilik hem ülkücü hareket büyümeye başladı. Kentin egemenleri açısından bir sorun yok tabii. Kaleleri yıkmak egemenlerin kavgası bu. Bolu'da ticaret odası seçimleri oldu mesela, Cumhuriyetçiler-Fethullahçılar ayrışmasından bahsediliyordu. Halk açısından bunun pek önemi yok.

Zekeriya (54, pazar esnafı) CHP diyoruz. Ama neden diyoruz? Tamam AKP'ye benziyor ama bir ceza vermek lazım bunlara. Cezalandırmak için CHP diyorum ben. Çok kötü durumdayız. 3 liraya alıp 2 liraya satıyoruz. Geçinemiyoruz. Ben emekliyim, yine ek iş yapıyorum yetiştiremiyorum. Şöyle sağlam bir sol gelse aslında. Yıkıp geçse bunları. Yedikleri yeter. Bitirdiler, kalmadı bir şey zaten.

Emrah (23, pazar esnafı) Ben önceki seçimde Saadet Partisi'ne oy verdim. Yerel seçimde de AKP'ye oy veririm herhalde. İnanmıyorum ben artık hiçbirine. AKP geldi bak, Kürtçe şarkı söylüyorlar, herkes istediğini alabiliyor diyorlar, bir de özgürlük var diyorlar. Yani hepsi yalan bunların. Gelecekten umut kalmadı ki.

Suat Caba (38, esnaf) Aslen Boluluyuz. 22 Temmuz'da arkadaşlarla konuşuyorduk. Herkes diyor, "AKP geldi ah vah". Ben soruyorum "İsmail kime oy verdin, şuna verdim. Peki Mehmet sen? Ben de buna oy verdim. E peki AKP'ye kim oy verdi?" İnsanlar önce görüşlerini belli ediyor, sonra "ben AKP'ye oy vermedim" diyor. Ben bu seçimlerde de aynısının olacağını düşünüyorum. AKP karşıtlığı olsa da AKP ve CHP çekişecek ve büyük ihtimalle şu anki Belediye Başkanı kazanacak. Seçim var diye belediye ilgileniyor bizle. 5 yıldır belediyenin tırnak kadar hayrını görmedik. Ben esnafım. Kapımın önünde kuruyemiş tezgahı var. Bir yıl öncesine kadar kapı önüne konan tezgaha laf edip rahatsız ediyorlardı. Son altı aydır çok iyiler. Sesleri çıkmıyor. Bekliyorum, seçimden sonra AKP almışsa, gelecekler kapımıza. Şimdiden düşünmeye başladım. O kadar doluyuz ki, bugün o siyasiler kapımıza gelmesin, yoksa bir yüzlerine tükürmediğimiz kalacak.

Mehmet Demirci (Sanat Sokağı dergisi Genel Yayın Yönetmeni): Açıkçası, Bolu için, Türkiye için de öyle, sol mücadelede yer alanlar olarak "seçimlerden AKP çıkar, geçmiş olsun" dersek halka hakaret etmiş oluruz. Demek istediğim, ben ümitsiz değilim. Bu seçimlerde AKP yerel yönetimleri alabilir. Ama sol kesinlikle vazgeçmemeli. Bu memleket, bu topraklar bizim. Elimizden geldiğince solun örgütlenmesini sürdürüyoruz. Eşitlikten, emekten yana, emperyalizme karşı duran, ABD'den vakıflardan destek almayan insanlar, bizler Bolu'da bunun karşılığını tam olarak alabiliyor muyuz? Şu an için hayır, yine de umutsuzluk bize yakışmaz. CHP muhalefet olmak için bile uğraşmıyor. Pasif bir seçim çalışması var. Mesela Güneydoğu için bir politikası yok. MHP'nin de öyle. Ülkeye bütünüyle sahip çıkmak yok.

Kentin sorunları neler? En çok nedir Bolu'yu ve Boluluları meşgul eden konu?

Nazım: İstanbul'da mesela, en büyük sorun işsizlik ya da trafik dersiniz, Bolu'da işsizlik sorun değil. Halk köye dayalı gelirle yaşıyor çoğunlukla. Gayrimenkulden kazanır, topraktan kazanır. CHP'nin ve SHP'nin milletvekili çıkaramamasının bir nedeni buydu, işçileşmemiş bir kent kültürü var. Köylüye oynayan kazandı. DSP de sağ söylemlerle milletvekili çıkarmıştı. Yakın geçmişte Arçelik eylemi, başka yerlerde de işten atılmalar oldu, biraz bunun etkisi oldu tabii. Ama yine de işsizlik temel olarak çok büyük bir etkiye sahip değil.

AKP'li belediye önceki CHP'li belediyeden çok daha başarılı ama yolsuzluk da bir o kadar arttı. CHP zamanında yok muydu? Vardı. Özal'la başlayan vahşileşen çıkar ilişkileri hayata sirayet etti. Dostluklar çok kolaylıkla çıkar temelli kurulabildi. Aldatma kolaylaştı. Arkadaşlarla bir araya gelince gençliğimizi, eski günleri, günlük işimizi vesaire konuşuyoruz. En çok yolsuzlukları konuşuyoruz. Bir şekilde iş yaptığımız kurumlarda yolsuzluk ayyuka çıkmış. En belirgin özellikleri "utanmıyorlar." Ortak kanı bu hepimizde. Eskiden gizlice olan rüşvet ve kadrolaşma artık boyu aştı. Özellikle Milli Eğitim'de çok fazlalaştı. Bu Özal zamanında da olmuştu. Demirel zamanında da. Bizim bu isimleri unutmamamız lazım. Devran döner, bu isimler hak ettiklerini bulur.

Emrah: Bak ben bu tezgahta eskiden 5 metre yerde satış yapıyordum. Şimdi 2 metre bile çok geliyor. Öyle yaşıyoruz işte. Ne yaparım bilmiyorum.

Mehmet Demirci: Esnaf yavaş yavaş dükkan kapatıyor. İşsizlik artacak. Kriz seçim sonrası daha da artacak. İnsanlar hastalandıklarında ilaç alamayacak haldeler örneğin. Ben Bolu'ya bakıyorum, Bolu böyleyse Türkiye nasıldır diyorum. Bolu bir Köroğlu kenti ama kültür ve sanat alanında oldukça geride. Daha doğrusu bilinmiyor. Herkes kendi halinde kalmış. Birleştiricilik, örgütlenme çok az. Dergimiz ulusal bazda yayın yapıyor, iki ay önce açtığımız Sanat Kahvesi de Bolu'da sanat ve siyaset başta olmak üzere bu eksikliği gidermek amacına hizmet ediyor. Bugün en büyük sorunlardan biri, Türkiye geneli de böyle, kandırılmış halkın tehlikenin farkına varamamasıdır. Direkt soruları soralım. Ergenekonsa, Ümraniye davasını gerçekten soralım, kim yaptı diye. Sorgulayacaksak, Uğur Mumcu'nun, Hablemitoğlu'nun katillerini de sorgulayalım. 12 Eylül'ü de sorgulayalım. Ben samimiyetine inanmıyorum bu davanın.

Yerel seçimden çıkacak sonuç hakkında ne düşünüyorsunuz?
Nazım: Burada bir CHP geleneği var ama bugün CHP'nin AKP'den farkı, söyleyecek lafı kalmadı. AKP'den daha fazla sağda duruyor. Emek-sermaye çelişkisinde kendini emekten yana tanımlayan bir parti değil. Anti-kapitalist olduğunu da artık söyleyemeyiz. "Oy bölünmesin, aman AKP çok fena geliyor" diyerek göz boyuyorlar. Mesela ABD'de Obama'nın seçimleri kazanmasından sonra en büyük lobiyi CHP yaptı AKP'yle birlikte. Belki de bir sonraki iktidar olarak hazırlıyorlardır kimbilir?

Seçimin sonucundan yine AKP çıkacak. Alacağı oy oranından bağımsız olarak AKP'nin seçim başarısı, Türkiye'yi bir dönem belki koalisyonla belki tek başına beş yıl daha götürür. Sonra kendine sol diyen bir parti, mesela CHP, Bush'tan sonra Obama gibi bir etki gösterir. Bir süre rahatlar, yine pazarlarlar ülkeyi. Gerçi satacak bir şey kalmadı ama... Türkiye hiç iyi bir yere gitmiyor.

Bu seçimde eski-yeni solcu, solu yeni tanıyan kim varsa gücünü görmeli. Son bir kez demek yerine... Mesela Düzce'de bir ortak aday etrafında toplanıldı. Bolu'da solun, solcuyum diyenin tarafını iyi seçmesi, gücünü görmesi lazım. Dünyada örnekleri var. Venezuela'da Chavez var. Bolivya ve Nikaragua var. Chavez her kararını referandumla alıyor. Dünyaya demokrasi dersidir bu bence.

Suat Caba: Halkın üstünde bir umutsuzluk var. AKP alacak diye. Biz özellikle çocuklarımız için gelecek göremiyoruz. İlkokula giden iki çocuğumuz var. Eşim çalışıyor, ben çalışıyorum, kriz ortamındayız ve gelecek kaygımız yüksek. Genç olmamıza rağmen kendimizi bıraktık. Onların geleceğini kurtarmaya çalışıyoruz. Birçok parti gördük biz. Kimsenin bir şey yaptığını göremedik. Bizi bu ortamdan kim kurtarır? Ben kaos bekliyorum. Bir iç savaş gibi. Bakın mesela postaneler soyuluyor, bankalar öyle. Yakında bana gelecek diyecek "benim çocuğum aç, ver paranı". Eh yarın bir gün ben köşeye sıkışsam, çocuklarım aç mı kalsın, belki ben de aynını yapacağım. Hakikaten korkuyorum.

Emrah: Bence AKP alır. Yine böyle gelmiş böyle gider. Bizim zaten umudumuz kalmadı.

Mehmet Demirci: Bu toprakların halkı akıllıdır. Hafife almamak lazım. Belki emeğini elinden alırsınız boynunu bükebilir de dalga geçerseniz tokadı çok ağır olur. Seçimde Bolu'dan ümitli değilsek de İstanbul ve Ankara'da çok şey değişebilir. AKP bu iki kenti kaybederse erken genel seçime gidilir ki bu da mücadele için yeni bir adım demek. Türkiye'yi de Bolu'yu da sağlam bir sol kurtarır. Bunun için bütün ülkeyi, emeği, eşitliği kucaklayan, kültürüyle, diliyle, diniyle barışacak bir sol mücadele örülmeli. Türkiye hiçbir zaman cemaatlerin ve şeyhlerin ülkesi olmadı, olmayacak.

Bolu'dan seçim notları