ABD'nin 2009 yılı tehditleri

ABD Ulusal İstihbarat Başkanlığı'nca yayınlanan ve ABD çıkarlarına yönelik tehditleri inceleyen raporun en geniş kısmını Ortadoğu oluşturuyor.

soL (HABER MERKEZİ) ABD Ulusal İstihbarat Başkanlığı tarafından her yıl yayınlanan ve ABD'nin dünya çapındaki çıkarlarına yönelik tehditlerin incelendiği "Yıllık Tehdit Saptamaları" raporunun, bu yıl en önemli başlıklarını ekonomik kriz ve Ortadoğu oluşturuyor.

En büyük tehdit ekonomik kriz
2009 yılı boyunca ABD çıkarlarına yönelik en büyük tehdidin ekonomik kriz olduğu belirtilen raporda, krizin "henüz dip noktasının görülüp görülmediğinin" ve "dip noktasının ne kadar kötü olacağının" halen tartışıldığı ifade ediliyor. Raporda, gelişmiş ülkelerin toplu biçimde resesyona girdiği hatırlatılırken, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu "yükselen pazarlar" olarak tanımlanan ülke grubunda da büyümenin yavaşladığı kaydediliyor.

Krizin etkisiyle petrol fiyatlarında yaşanan düşüşün ise Venezuela ve İran'ı finansal açıdan sıkıştırıyor olmasının ABD çıkarları açısından olumlu olduğu vurgulanıyor.

En geniş başlık Ortadoğu
Raporda Ortadoğu'ya ayrılan bölüm, "İslami terörizm"e ayrılan bölümün neredeyse tamamı da Ortadoğu'yla ilgili olduğu için, raporun en hacimli kısmını oluşturuyor.

Raporda, bölge ülkelerinden Afganistan ve Pakistan'ın tehlike altında olduğu ve her iki ülkede de Taliban rejiminin iktidar iddiasını sürdürdüğü belirtiliyor. İran'da ise son yıllarda İslami cumhuriyetin eskisine göre güçlendiği ve yüksek petrol fiyatlarından faydalanarak büyük miktarda döviz rezervi sağladığı vurgulanıyor.

Filistin'de Hamas'ın, Lübnan'da Hizbullah'ın İsrail ile olan çatışmaları sayesinde siyasi güçlerini artırdıkları ifade edilen raporda, Irak'ta ise geçmişe göre ABD çıkarlarına uygun bir dengeye yaklaşıldığı savunuluyor. Lübnan Hizbullahı'na özel bir bölüm ayrılan raporda, Hizbullah'ın ABD çıkarlarına karşı bir saldırıya geçmesi için kendisini ABD tarafından tehdit ediliyor hissetmesi gerektiği savunuluyor ve Hizbullah'ın birinci önceliğinin İsrail'le yeni bir savaşa hazırlanmak olduğu belirtiliyor. Raporda ayrıca, Hizbullah'ın İsrail'e karşı 2006'da olduğundan çok daha hazırlıklı durumda olduğu not ediliyor.

ABD'nin çıkarlarının bölgede ilerletilebilmesi için Irak'ta mevcut dengenin korunmasının ve İsrail-Filistin çatışmasında barış yönünde ilerleme kaydedilmesinin kritik olduğu belirtilen rapor, önümüzdeki dönemde ABD'nin Türkiye'den bu yönde hizmetler bekleyeceğini de gösteriyor.

Rusya
Raporun Rusya'ya ayrılan bölümünde, Rusya'nın sahip olduğu silah gücü ve enerji kaynaklarının yanı sıra, Çin, Venezuela ve İran ile kurduğu diplomatik ve ekonomik ilişkilerin altı çiziliyor. Rusya ordusunun giderek zayıfladığı savunulan raporda, buna rağmen ağustos ayında yaşanan çatışmalarda Gürcistan'ı beklenenden daha kısa sürede yendiği belirtiliyor.

Raporda, Rusya'nın son aylarda ABD'ye diplomatik açıdan yakınlaştığı, ancak, füze kalkanı konusunun, Gürcistan'dan ayrılan Abhazya ve Güney Osetya'daki durumun ve NATO'nun Ukrayna ve Gürcistan'ı içerecek biçimde genişlemesi hedefinin Rusya tarafından tehdit olarak algılandığı ifade ediliyor. Rusya'nın sık sık Gürcistan ve Ukrayna'nın NATO üyeliği konusunda mevcut ilişkilerin zora gireceği yönünde uyarılarda bulunduğu hatırlatılan raporda, böyle bir durumda, Rusya'nın iki ülkeye yönelik baskılarını, askeri müdahale ihtimalini de içerecek biçimde artırabileceği ifade ediliyor.