Solcu Liselilerden Bakan Nihat Ergün'e yanıt

Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Ergün'ün fakir-zengin öğrenci "ayrımına" karşı sunduğu giysi kuponu önerisi Solcu Liseliler tarafından tepkiyle karşılandı.

Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün, yeni kılık kıyafet yönetmeliği nedeniyle belirginleşebilecek fakir-zengin öğrenci "ayrımına" karşı giysi kuponu dağıtabileceklerini dile getirmesi Solcu Liselilerin tepkisini çekti.

Ergün’ün açıklamaları birçok haber kuruluşu tarafından “Fakir ve dar gelirli ailelere Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün'den müjde var!” şeklinde sunulurken Solcu Liselilerden bir bölümünün Ergün’ün önerisine verdikleri cevaplar şöyle:

Başakşehir Lisesi’nden bir öğrenci
Bu haberi okuduğumda aslında AKP'nin bize ne gözle baktığını birkez daha anlamış oldum.Onlar yoksulluğu ortadan kaldırmak için uğraşmıyor. Onlar bizlere sadakayı makul görüyor. Ne demek alışveriş kuponu. Kuponunuzu alın da başınıza çalın.Seçimlerde de kömürle gelmişlerdi kapımıza. İsyan ederiz diye ödleri kopuyor.4+4+4 gibi yasalarla,dindar gençlik isteriz söylemiyle,şimdi de sözde kılık kıyafet serbestiliğiyle geleceğimizi karatmaya çalışanlara kanmayız biz.

Davutpaşa Lisesi’nden bir öğrenci
Bilim ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün dün yaptığı açıklamada serbest kıyafet yönetmenliği ile beraber gelecek olan sınıfsal eşitsizlikleri 'giysi kuponlarıyla' ortadan kaldıracağını iddia ediyor.Bu, tam aksine öğrenciler arasındaki maddi farklılığı göstermekle yetinmeyecek, derinleştirecektir de. Çünkü çocukların anne ve babalarının ekonomik durumu öncelikle giysilerine yansıyacaktır. Giysi kuponları ise burada çocukların aileleri üzerindeki baskıyı artıracak ve okullarda 'Kuponlu Öğrenci' damgası yemelerine sebep olacaktır. Biz Solcu Liseliler olarak okullarımızda piyasacılığın yarattığı bu sınıfsal eşitsizliklere karşı, Bakan Nihat Ergün'ün öğrencilerle geçtiği dalgalara karşı öğrenci arkadaşlarımızı mücadele etmeye çağırıyoruz.

Maltepe Kadir Has Anadolu Lisesi’nden bir öğrenci
Bu uygulamada başarılı olabileceklerine inanmak imkânsız. Ülkede milyonlarca işsiz var. Bu da milyonlarca yoksul aile demek ve her birine bu olanağı sağlamanın imkânı yok. Sadece sözde eşitlik kokan propagandalar bunlar. Üniforma kalkıyor yoksul ailelere yardım yapılıyor. Peki anlaşmalı mağazalardan alınan ürünler ne kadar farklı olabilir? Bir firmanın ürettiği kazak pantolon vb. çeşidi bellidir. Bugün dışarıya çıkınca birçok kişide benzer giysileri görürüz. Peki anlaşmalı mağaza olunca ne kadar farklılık olacak? Öğrenciler yine tek tip oldu hani eşitlik? Kız öğrenciler için de tesettür firmalarıyla mı anlaşılacak peki? Kaldı ki bu uygulama öğrencilerin özgüvenini arttıracak sözde. Peki bu kupon onların maddi durumlarını yüzlerine vuran aşağılayıcı bir obje olmuşken o öğrenciler nasıl özgüven sahibi olacaklar? Halka "bizde her soruna çözüm var" imajı çizmek için kendi sözleriyle çelişiyorlar. Buradan da anlaşıldığı gibi amaç biz öğrencilerin refahı, geleceği, özgüveni değil. Asıl amaç dini eğitimi yaymak, türbanı üniversitelerden sonra liselere, ilkokullara sokmak ve amaçladıkları dinci nesli, eski din temelli eğitimi geri getirmektir. Bu kuponlar öğrencileri maddi durumlarına göre damgalamaktan yoksulluklarını her an onlara hissettirmekten ve kendilerine yardım edenlere boyun eğdirmekten, onlara karşı bağımlı borçlu hissettirmekten başka bir işe yaramayacaktır.

Doktor Kemal Naci Ekşi Lisesi’nden bir öğrenci
Gençliği kendi istediği dindar ve kindar kalıba sokamayan AKP hükümeti "ağaç yaşken eğilir" mantığıyla yakın zamanda 4+4+4 eğitim sistemini yürürlüğe koydu. Bu sistem ile amaçlanan, gençliğin AKP'nin istediği şekli almasıydı. Attığı bütün gerici hamlelerde olduğu gibi bu hamlede de "özgürlük" yalanını söyledi AKP hükümeti. Bununla da yetinmeyip kılık- kıyafet tasarısını yürürlüğe koydu. Ve tabi ki yine "özgürlük" yalanına başvurdu. Tektipleşmeden gençleri kurtardığını, özgür bir gençlik yetiştirmek istediğini söyleyen AKP'nin asıl amacının ne olduğu aşikardır. Asıl amaç zorunlu seçmeli derslerle ilkokullara kadar giren dinci- gericiliği, türbanı da araya sokarak pekiştirmek, güçlendirmektir. Gençlik bu yalana kanmamalıdır! Zorunlu din dersleriyle Alevi ve inançsız öğrencilerin inanç özgürlüğü elinden alınırken, Türkçe eğitim dayatmasıyla öğrencilerin anadilde eğitim hakları engellenirken, özel okullar ve devlet okulları arasındaki fark aşikarken, geleceğimizi belirleyen sınavlara her sene onlarca şaibe karışırken kılık kıyafet serbestisi ne gençliği özgürleştirir, ne de ülkeyi ileri götürür. Gençliği gerici kalıba sokmaya çalışan AKP hükümetinin bu yalanına gençlik kanmamalı, özgürlük adı altında dayatılan dinci- gericiliği kabul etmemelidir.

İntaş Lisesi’nden bir öğrenci
Nihat Ergün fakir öğrencilere kupon verebiliriz demiş, demiş ama verilecek kuponların öğrencilerin ihtiyaçlarına mı yoksa firma sahiplerinin kar artışlarına mı hizmet edeceğini söylememiş ? Yoksul öğrencilerin bu kuponlar ile hangi firmalardan ve ne kadar yeterli, sağlıklı kıyafetler alabilecekleri belirsiz. Bir yandan gençlere marka giyinerek ‘farklı olduklarını’ göstermeye çalışmaları empoze edilirken bir yandan da böyle bir uygulama koymaları gülünç doğrusu. Üzülerek söylüyorum ki, günümüz Türkiye'si markalaşma kurbanı olmuştur. Mevcut olan düzende bile zengin öğrenciler çok rahat ayrılabilirken (beyaz lacoste logolu okul gömleği, marka bir ayakkabı, swatch saat, pahalı bir cep telefonu) serbest bırakılması halinde bu uçurum dahada açılacak ve daha çocuk yaşta olan bu kişiler arasında büyük bir sınıf farkı yaratacaktır. Öğrenciler arasındaki fark bu yalancı politikalar ile değil, bizi yönlendirmeye çalışan siyasetçi ve patronlara karşı mücadele ederek ancak değişebilir.

Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi Mezunu bir öğrenci
Yakın zamanda AKP'nin "özgürlükçü" politikalarından biri de eğitim ve öğretim kurumlarındaki kıyafet "serbestliği" olarak karşımıza çıktı. Peki bu uygulamadaki asıl amaç ne? Şüphesiz ki türbanı ilkokul sıralarına sokmak, bunu meşrulaştırmak. Canla başla toplumu gericileştirmek isteyen AKP hükümeti bunu saklamaya bile gerek duymuyor! Neymiş efendim "fakir öğrenciye kıyafet kuponu" kampanyası yapacakmış. Eğitim sistemindeki türlü aksaklıkları bir yana bırakalım bu ülkenin vatandaşlarının gelir dağılımına bakacak olursak hükümetinin güneşi balçıkla sıvamaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyor. Solcu liselilerin size bir çift lafı var: "Sayın" Ak Parti hükümeti biz okullarımıza özgürlük adı altında gericileşme ve sınıf ayrımını gözle önüne sermenizi değil eşit parasız eğitim istiyoruz. Bu bizim temel hakkımızdır, hakkımızı alacağız da!

Kabataş Anadolu Lisesi’nden bir öğrenci
Yaşanan skandallardan sonra bile istifa etmeye "gerek duymayan" Ali Demir'in YÖK Başkanı olduğu bir ülkede üniversite sınavına hazırlanan bir genç olarak Bakan’ın açıklamasını garipsemedim. Eşitlik yerine yandaşlığın açıkça ön planda tutulduğu bir düzende devletin, sınıflı bir toplum olmamızdan kaynaklanan eşitsizlikleri önemsenmesini elbette beklemiyoruz. Bu eşitsizliği gidermeye yönelik çalışmak yerine bakanın " Bir şey yapılması gerekiyorsa biz yaparız, biz hallederiz." mantığıyla yaptığı açıklamalar ise asıl niyetlerini tamamen belli ediyor: Gençleri sadaka kültürüne alıştırmak istiyorlar. Bizler para babalarının tekeline sıkışan, yoksul öğrencilere devlet tarafından sadaka mantığıyla yapılan yardımlarla yürütülen bir eğitim sistemi yerine özgür düşünceye dayanan, bilimsel ve en önemlisi eşitlikçi bir eğitim istiyoruz.

Darıca Anadolu Öğretmen Lisesi’nden bir öğrenci
Özellikle genç yaştaki insanlar arasındaki etkileşimden kaynaklı topluluğa uyamama, eksik hissetme, bilgi birikimindense giysiyle öne çıkmak isteme gibi durumları göz ardı etmek bir kopuşu beraberinde getirir. Ekonomik anlamda ise fakir-zengin öğrenci ayrımına karşı dalga geçercesine "giysi kuponu" başlığı ortaya atıldı. Bunun özentiliği ve çocuğunun çevresine göre bu sebeple pasif kalışını gören ailelerin yaşadığı bunalımları engelleyebileceğinin sanılması isteniyor. "Alışılır, alışırız" deniyor. Bir liseli olarak, bugün bu konunun gelişmişliğe yönelik olmayışının ve ancak gelişmişliğin bir getirisi olabileceğinin farkındayım. Buna karşın çevremdeki yaşıtlarım ve küçüklerimi kılık kıyafete yönelik ayrılabilecek zaman ve paranın bilimsel ve kültürel etkinliklere, kitaplara ayrılabileceğine ve bunun gösterişten yana olmamayı teşvik edebileceğine, yararlı bir kazanım olacağına ikna edebilme çabasında olmam gerektiğini düşünüyorum ve bunu başarabileceğime inanıyorum. Bu konuda “dindar nesil” için artık okullara kadar giren dayatmalara karşı mücadele etmekten çekinmiyorum.

Tuzla Anadolu Lisesi’nden bir öğrenci
Kıyafet serbestliği tüm öğrenciler gibi ilk duyduğumda sevinmeme rağmen biraz düşününce ve iç yüzünü görünce aslında biz öğrencilerin iyiliği için değil dindar neslin iyiliği için çıkarıldığını kavradım. Türbanın okula girmesini sağlamak amacıyla kullanılan bu uygulama okuldaki din derslerinin devamı.Din derslerine kapalı girebilen öğrenciler artık okula kapalı girebilecekler. Aslında gerçek dert bu değil yani öğrencilerin kapana bilmesi değil, asıl dert kız öğrencilerin yarım kol giyememesi, etek boyları, vücut hatlarını belli eden elbiselerin yasaklanmasıyla kızların tamamının kapatılması. Yani kızlar kapana biliyor ama açılamıyor. Şu an yarım kol giye bilinen okulumda uygulamayla yarım kol giyilemeyecek hak verilmiyor sanılanın aksine alınıyor.Gelelim üniformanın kaldırılmasına, üniformanın kaldırılmasıyla aramızdaki eşitlik kaldırılıyor. Hepimiz aynıyken artık zengin aile çocukları her gün okula farklı markaların farklı elbiseleriyle gelecek aramızdaki uçurumu göreceğiz ben ve benim gibi işçi çocuklarının değil her gün başka marka giymeyi her gün farklı elbise giyme şansımız yok. Durum böyleyken bu uygulama kızları kapama, sınıfları ayırmak gibi öğrenciye faydadan çok dindar gençliğe faydası ve hükümet tarafından oluşturulmak istenen yeni topluma faydası var.

Hürriyet Anadolu Lisesi’nden bir öğrenci
Bu uygulama bir kılıftır, biz bunun farkındayız. "Bir baskı aracı olarak formaya ihtiyacımız yok,bunun için düşüncelerinizi kullanırız" diyorlar. Uygulamaya halk itiraz etmesin diye kıyafet yardımı akıllarına geliyor. Şimdiye kadar kıyafet ihtiyacı olan yok muydu?

Ayrancı Aysel Yücetürk Lisesi’nden bir öğrenci
AKP'nin kıyafet yönetmeliği ne de iyi geldi tam 4+4+4 ün üzerine,sıkıştıkça saldırganlaşan ve üzerimize saçılan o gericilik ateşini tekrardan gördük.Bir de açıklamaları var ki dillere destan oldu,kupon dağıtacaklarmış öğrencilere,sınıf farkının ortadan kalkması için böyle de bir iyilik.Sanki haberdar değiliz biz okullara türbanın rahat rahat girmesinin en sağlam temelinin böyle bir yönetmelik olduğundan.Sanki haberimiz yok okulda verilecek bir kuponun her şeyi düzeltmeyeceğinden. Biz ne kalkıp onların göstermelik sevecenliklerine kanacağız ne de susup oturacağız bu alçaklıklarına karşı.

Kayabeyazıtoğlu Lisesi’nden bir öğrenci
Bu insanları ikna etmek için yapılan bir çözüm. İşte biz sınıfsal farklılıkları ortadan kaldırıyoruz böyle yaparak halkı kandırıyorlar. Asıl amaçları ise okulları dini kurallara uyarlamak gericiliğin önünü açmak.

Zeynep Salih Alp Meslek Lisesi’nden bir öğrenci
Liselerde kapalıları rahatça sokmak için yapılmış bi yürütme olduğu söz konusu. Fakat nedense biz onlar kadar okullarımıza rahat giremeyecegiz. Bizim için belirli kısıtlamalar varken, diğerleri için bu rahatlık söz konusu olmamalı. En çok gözüme batan da bu.

Batıkent Lisesi’nden bir öğrenci
Serbest kıyafet yönetmeliğiyle okullarda öğrenciler ayrıştırılmak isteniyor. Yönetmelikte yer alan maddelerin ucu çok açık. Örneğin Vücudu belli edecek dar giysiler giyilemez diyo. Kime göre dar? Neye göre dar? bunun bi ölçüsü yok tamamen okul idaresine ve hocalara kalmış, yani öğrenciler hem bu sayede fişlenebilecek, hem de okullarda solcu ve aydın görüşlü ailelerin çocuklarına bir baskı olacak.

Demetevler Mimar Sinan Lisesi’nden bir öğrenci
Bu tamamen göz boyama yönünde bir hamle. Özgürlük anlayışı ''kıt'' olan bazı kesimlerin ''aaa.. bak adamlar ne biçim sivil, özgürlükçü'' dedirtebilmek için yapılımştır. Faşist AKP iktidarı ne yaparsa yapsın bu ülkenin aydın insanlarının gözünü boyayamayacaktır. Bu adamların vereceği 3 kuruşluk kıyafet kuponu ancak kendi koyunlarına post olacaktır.

Sokullu Mehmet Paşa Lisesi’nden bir öğrenci
Okullar, AKP'nin gericileştirmek istediği en önemli yerlerden birisidir herhalde. Okullarda yapılmak istenenler, 'serbestlik adı altında yapılan zorlamalar ve bir öncekiler gibi ardından gelecek dayatmalarolmayacak gerici, piyasacı eğitim öğrencileri zehirleyip onları koyunlar gibi istedikleri yere götürüp istedikleri şeyleri yaptıramayacaklar, okullar, öğrenciler padişaha ve onun sözde emirlerine boyun eğmeyecekler.
Beşevler Meslek Lisesi’nden bir öğrenci
Kıyafetler sadece lafta serbest oluyor halbuki bu AKP'nin dindarlık oyunlarından başka birşey değil. Herşey yasak sadece türbanı getirmek için yaptıkları bir oyundur bu. Bazıları ise seviniyorlar kıyafet serbest diye, halbuki işin ne olduğunu bilmiyorlar bile .

75. yıl Lisesi’nden bir öğrenci
Okullarda serbest kıyafete en başından beri karşıyım. Bu durum öğrenciler arasinda sınıf farkını doğuracak, aileler zor durumda kalacak, öğrenciler ne giyeceğini derslerden daha cok düşünecek. Çocuk yeni kıyafetler isteyecek aile alamayacak. Çocuk almadiklari icin üzülecek, aile alamadigi için üzülecek. Her yönden sıkıntı. Tabi öğrencilerin askeri tabur gibi üniformalastırılmasını da saçma buluyorum. Müdürün cebine para girsin diye uyduruk bi gomlege 34 lira verilmesinide sacma buluyorum. Siyah pantilon beyaz gömlek ya budur yani altı üstü yapacakları şey. Ne gerek var orasinda burasinda okul ismi yazan uyduruk şeylere bir sürü para vermeye. Türban açısından değerlendirince de yani ideolojisi oluşmuş bireylerdir. Lisedeki öğrenciler türban onların seçimidir bir şey söyleyemeyiz ama bunun yeri okul degil. Hele de lise hiç degil.

Tuğba Özbek Anadolu Lisesi’nden bir öğrenci
Ben bu değişikliğin öğrenciler açısından da aileler açısından da kötü sonuçlar doğuracağını düşünüyorum. Evet maalesef ki her birimizin maddi imkanları farklı ama en azından ortak kıyafetler giyince bu ayrım üzerinden durumu kötü olan arkadaşlarımız kendini kötü hissetmiyor, sürekli ne giyeceğim derdine düşmüyor. Şimdi maddi imkanları kötü her öğrenci bunun sıkıntılarını yaşayacak. Öğrenciler arasında sen ne giydin ben ne giydim yarışı olacak. Ayrıca bu düzenleme gerçekten bir kılık kıyafet serbestliği getirmiyor, AKP'nin istediği ölçüde bir kıyafet anlayışı getiriyor. Özellikle kız öğrencilerin kıyafetlerine dair uzun bir düzenleme var. Etek boylarından şekillerine kadar AKP'nin gericiliğine uyum sağlayan bir kıyafet anlayışı görüyoruz. Ve tabi bir de türbanın elini kolunu sallayarak okullara girmesi var. Bunun özgürlükle, kılık kıyafet serbestliğiyle alakası yok, tamamen AKP'nin geriliği okullarda yayma projesidir bu.

Bornova Anadolu Lisesi’nden bir öğrenci
Gericiler yıllarca türbanı üniversiteye sokmak için uğraştı ve en sonunda başardı. Şimdi daha ileri bir adım atıp gericiliği ilkokullara, liselere kadar götürüyorlar. AKP iktidara geldiğinden beri bir çok hamle yaptı eğitim gericileştirilmesine dair. Özellikle 4+4+4 düzenlemesinde çok ciddi şeylere adım attı.Şimdi bu yaptıklarının devamını getirmeye çalışıyor. Son kılık kıyafet düzenlemesi de bununla ilgilidir. Serbest kıyafet diyerek türbanın ilkokula kadar girmesi hedefleniyor. Sadece türbanla da kalmıyor hedef. Düzenlemeyi incelediğimizde muhafazakar bir kılık kıyafet çerçevesi görüyoruz. AKP kendi dindar ve kindar neslini yetiştirmeye çalışırken gençliğin tamamını gericileştirmeye çalışıyor. Ama bizler bu düzenlemeyi kabul etmiyoruz çünkü AKP'nin emellerini çok iyi biliyoruz.

(soL - Haber Merkezi)