TYS, 2 Temmuz'da unuttuğu kurucusunu 'hoşgörüyle' andı

Türkiye Yazarlar Sendikası, üç gün önce Sivas Katliamı'yla ilgili yayımladığı anma mesajında unuttuğu kurucu başkanı Aziz Nesin'i bugün andı. Aziz Nesin'in ölüm yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yayımlayan TYS, açıklamasında 2 Temmuz katliamcılarını 'dini ve ulusu kendi çıkarlarına alet eden'ler olarak tanımlarken, Aziz Nesin'in Sivas'ta yaptığı konuşmayı ise…

soL - Haber Merkezi

Üç gün önce yayımladığı Sivas Katliamı açıklamasında katliam sırasında otelde bulunan ve saldırganların asıl hedefi olan Aziz Nesin'i unuttuğu için eleştirilen Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), bu kez Nesin'in ölüm yıldönümü nedeniyle bir açıklama yayımladı. 

TYS katliamdan 2 yıl sonra 6 Temmuz 1995'te yaşamını yitiren Aziz Nesin'in ölüm yıldönümü öncesinde "Halklara mal olan aydınlar unutulmaz" başlıklı bir açıklama yaptı.

2 Temmuz'u andığı açıklamada Bruno, El Razî, El Kindî gibi düşünürleri anıp, CHP lideri Kılıçdaroğlu'na Çubuk'taki asker cenazesinde yapılan saldırıya da değinen TYS'nin katliamın hedefi olan kendi kurucu başkanı Aziz Nesin'den hiç söz etmemesi tepkiyle karşılanmıştı. 

TYS'nin Aziz Nesin'in 24. ölüm yıldönümü dolayısıyla yayımladığı açıklamada şöyle denildi:

"O; soyadı kanunu çıktığında kendine 'Nesin' soyadını alacaktı, neden; çünkü o sıralarda bu sorunun yanıtının peşindeydi. İstedi ki; hayatı boyunca 'ne olduğunu' unutttuğu zamanlarda bu soyadı kendisini uyarsın, 'ne olduğu'nu ona hatırlatsın.   

O, bu sorunun yanıtını verdiğinde de yanıtının gereklerine göre yaşamayı ödev bildi. 'Neydi o?' Biz yanıtı onun yaşamına bakarak veriyoruz: Doğru bildiği yolda ısrarla yürüyen, kendiyle birlikte yürüyenlerin yoldaşı olmayı bilen, eğer yoldaşları kendini yalnız bırakacak olursa kendi başına yürümeyi göze almıştı. En sert eleştirilerini yönelttiğinde bunu; halkı, yurdu, dünyası ve insanlık sevgisi için yaptığını insanlara anlatabilecek en güzel yöntemle -mizahla- yapabilmiş, kendisine çok kızan toplumun gericilerini bile 'gülümsetmeyi' becerebilmiş bir aydın.

İnsanın mutluluğuna ve toplumun kıvancına, insanı insana, halkları halklara düşman eden her şeyin karşısındadır o. Siyasetçilerin çıkarları için kurduğu kirli oyunlarına, devletlerin sömürgen politikalarına ve bunu halklara, 'kendi yararları için olduğu' palavraları atmalarına cesaretle karşı durandı o. Dünyanın en zehirli bileşiği (terkibi) dinle karışmış siyaset, siyasetle karışmış dindir."

AZİZ NESİN'İN KONUŞMASI 'HOŞGÖRÜ ÇIĞLIĞI' OLARAK NİTELENDİRİLDİ

Açıklama şöyle devam etti:

"2 Temmuz 1993'te Sivas'ta yoldaşları yakılmadan, kendisi ölümün kıyısından dönmeden hemen önce şöyle seslenmişti kendini dinleyenlere: 'Nerede din ve ulusalcılık varsa, orada kesinlikle savaş da vardır. Tarih bu din ve ulusalcılık savaşlarıyla doludur. Durum böyleyken dini yada ulusalcılığı ortadan kaldırmaya çalışmak hem olası değil, hem de doğru değildir. Yapılması gereken şey, din ve ulusalcılık savaşları yerine, dinsel ve ulusal bağnazlık yerine, dinler ve haklar arasında hoşgörüyü yerleştirmektir. Dünyamızda bütün dinlerin ve dinsizlerin ve ulusların birarada barış içinde yaşamalarının tek yolu hoşgörüdür.'   

Bu hoşgörü çığlığı dini ve ulusu kendi çıkarlarına alet eden taş yüreklerde hiçbir karşılık bulmamış ve bu konuşmayı yaptığı günden iki yıl iki gün sonra kendi yüreği durmuştur. Bütün halka mal olan sanatçılar, aydınlar gibi yattığı yer halkının kalbi, evrenin kucağıdır.   

Soyadını bildiniz, adını da söyleyelim: Aziz. Bizim Azizimiz. Sendikamızın kurucu başkanı da olan Aziz Nesin'i, yitirişimizin 24. yılında saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz."