Müftülüğün Taranta Babu sansürüne tepkiler büyüyor: Ne Nâzım korkusuymuş arkadaş!

Taranta Babu oyununun sergilenmesini engelleyen Erzincan Müftülüğü’ne tepkiler artarak sürüyor. Sansürü Hürriyet’teki köşesine taşıyan Kanat Atkaya, 'Haberin başlığını okuduğumda önce bir şaka yapıldığını düşündüm, ‘gerçek olamayacak kadar saçma’ demek isterdim ama gerçekmiş' diyerek şaşkınlığı dile getirdi.

Oyun Sandalı ekibi tarafından sahnelenen, Harun Güzeloğlu’nun yönetmenliğini yaptığı, oyunculuğunu ise Cansu Fırıncı’nın üstlendiği 'Taranta Babu' oyunu, geçtiğimiz günlerde Erzincan Müftülüğü tarafından sansüre uğramıştı. 

Ekibin istenen tüm gereklilikleri yerine getirmesine ve dosyanın emniyet onayından geçip müftülüğe teslim edilmesine rağmen daha önce boş olan günlerin dolu olduğu ileri sürülmüştü. Sansür, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi tarafından dün Meclis gündemine taşınmış, Kadıköy Platformu ve Oyuncular Sendikası’ndan da dayanışma mesajları gelmişti. Bu kez de Hürriyet Gazetesi köşe yazarlarından Kanat Atkaya, bugünkü köşesinde konuyla ilgili tepkisini, “Ne Nâzım korkusuymuş arkadaş!” başlığıyla dile getirdi.

'MÜFTÜLÜK TİYATRO OYUNU DENETLEME MERCİİ MİDİR?'

Oyunun müftülük tarafından yasaklanmasını “Tiyatro oyunundan müftülüğe ne? Müftülük tiyatro oyunu denetleme mercii midir? Müftülük sansür ofisine döndüyse aslî göreviyle kim ilgileniyor?” sözleriyle eleştiren Atkaya, kentteki iki salondan birinin müftülüğe bağlı olduğuna da dikkat çekti.

'NAZIM’IN BU ESERİ NİYE KORKUTUYOR?'

Atkaya ayrıca ‘Taranta Babu’ya Mektuplar’ oyununun, Mussolini faşist rejiminin ‘bir lirik’ fotoğrafı olduğuna da köşesinde yer verdi. Yazının ilgili bölümü şöyle:

“’Taranta Babu’ya Mektuplar’ niye istenmiyor, Nâzım’ın bu eseri niye korkutuyor?

Mussolini’nin faşist rejiminin hâkim olduğu İtalya’yı anlatır ‘Taranta Babu’ya Mektuplar’...

Kentin yoksul mahallelerinden birinde bir oda tutan kişi birkaç gün önce Mussolini’nin faşist güçlerinin tutukladığı ve büyük ihtimal kurşuna dizdiği Habeşli bir delikanlının sevdiceğine, Taranta Babu’ya yazdığı mektupları bulur.

Faşist rejimin lirik bir fotoğrafıdır mektuplar...

Rejimin korkunçluğunu, yardakçılarını, beslemelerini, kurbanlarını, acımasızlığını, beslendiği korku damarlarını tanırız okudukça...

84 yıl önce yazılmıştır ama zamanı, sınırları aşmıştır bütün iyi sanat eserleri gibi bu faşizm eleştirisi...

Ne Nâzım korkusuymuş arkadaş, ne korkuymuş!..”