'Kadının güçlenmesi, sınıf mücadelesinden ayrı düşünülemez'

Yazılama Sohbetleri'nin Nisan ayı konuğu 'Projecilik ve Neoliberal Çıkmaz' kitabının yazarı Zeynep Beşpınar’dı.

Nâzım Hikmet Kültür Merkezi (NHKM) bünyesinde düzenlenen Yazılama Sohbetleri’nin Nisan ayı konuğu akademisyen-yazar Zeynep Beşpınar’dı. Moderatörlüğünü yazar Şule Süzük’ün yaptığı etkinlikte, Zeynep Beşpınar’ın geçtiğimiz aylarda Yazılama Yayınevi’nden çıkan “Projecilik ve Neoliberal Çıkmaz” kitabı üzerine bir sohbet gerçekleştirildi.

Etkinlik Şule Süzük’ün kitaba dair çerçeve niteliğindeki sorularıyla açıldı.

Zeynep Beşpınar; 2007-2011 yılları arasını kapsayan araştırmasında; devlet ve uluslar arası STK’lar eliyle yürütülen projelere odaklandığını, çalışma sahası olarak Urfa, Batman ve Diyarbakır’ı tercih ettiğini ifade etti. Araştırması sonucunda üç ilin de birbirinden farklı sorunlar barındırdığına, kadın sorunları dinamiklerinin her üçünde de ayrı olduğuna, özellikle Diyarbakır’ı projeciliğin merkezi olması dolayısıyla tercih ettiğine değindi. 

Çalışma sahası olarak seçilen bölgelerdeki proje yararlanıcısı profilin farklarını şöyle ortaya koydu: Diyarbakır’da; zorunlu göç, bir çocuğu dağda bir çocuğu askerde kadınlar, kente tutunmaya çalışan kadın profili; Urfa’da göçebe tarım işçisi kadınlar, devlet tarafından desteklenen aşiret aile yapısı, engelli nüfus oranının yüksekliği, devlet eliyle büyük kaynak aktarımının; Batman’da ise Tekelin özelleştirilmesi sonrasında bir tekstil firmasına hibe edilen Tekel fabrikası ve oradaki tekstil işçisi kadınlar, faili meçhul cinayetler ve kadın intiharlarının yoğunluğu.

'PROJE ALANLARI KADINLARIN OYUN PARKI GİBİ'
Bu projelerin yararlanıcı profilinin kimler olduğu sorusuna ise Diyarbakır’da 60 yaşındaki kadınların İngilizce ve bilgisayar eğitimi almasını örnek verdi. İstihdam yaratmanın gerçekçi bir hedef olmadığı,, kadınların oralarda nefes aldığı ve proje alanlarının kadınların oyun parkı gibi olduğuna dikkat çekti. Projelerin kadınların geleneksel rollerini pekiştirici alanlarda olduğunu söyleyen yazar, zaten dikiş diken kadına biçki dikiş, hamur açan kadına baklava yapmanın öğretildiğinden söz etti.

'PROJELER HALKIN YOKSULLUĞUNA KARŞI OLUŞAN KAMU VİCDANINI SOĞUTMAYA YARIYOR'
AB, dünya bankası projelerinin kadının ev yaşamına sekte vurmadan iş yaşamının eve uyumlulaştırılması şeklinde tasarlandığı ve bu projelere; “Sosyal riski azaltma projeleri” dendiğine vurgu yaptı. Projeler halkın yoksulluğuna karşı oluşan kamu vicdanını soğutmaya yarıyor" dedi.  İstihdam alanlarının muhafazakârlıkla çok uyumlu olduğu da ekleyen yazar,  örneğin kuaförlüğün hiç erkek görmeden yapılabiliyor olmasını örnekledi.

'GÜÇLENME SINIF MÜCADELESİNDEN AYRI DÜŞÜNÜLEMEZ'
Ezilenin ezildiğinin bilgisine sahip olduğu tezine katıldığını belirten yazar esas meselenin; “Bunun arkasındaki mekanizmayı düşünüyor mu? Değiştirmek için bir şey yapıyor mu?” sorularının cevabında olduğuna vurgu yaptı: “Güçlenme için kendi sorunlarının farkında olup çözümün sınırlarını çizmek gerekiyor. Bu durum bireyin siyasi özneye dönüşmesi demek. Güçlenme sınıf mücadelesinden ayrı düşünülemez. Kadın meselesi sınıfsal zemininden koparılırsa eğitim, farkındalık konularına indirgenir,” diyerek sözlerini tamamladı.