Ilımlı islamcının çizgi kahraman zihniyeti: Herotürk!

Uluslararası tüketim alışkanlıklarını ve pazarlama tekniklerini az Osmanlı sosuyla “yerli”, “bizden”, “geleneksel” diye yutturan 2. Cumhuriyet Türkiyesi’nin son icadı da Türk çizgi çocuk kahraman: Herotürk.“Türk’ün büyüklüğünü gösteren” bir çizgi kahraman olmanın ötesinde Herotürk, AKP yandaşlığı ile de dikkat çekiyor.

“Ülkemizin birlik ve beraberliğe, dünyamızın barış ve adalete ihtiyaç duyduğu günümüzde... Yüreğinde ecdanının hissiyatını, aklında evrensel değerleri, batının ilmi ile bir tutup onları bir haznede harmanlayan...”

Bu beylik ve klişe sözler silsilesi kötü bir seçim konuşmasından değil, 13 yaşındaki bir Türk çocuk çizgi kahramanının "plot"undan alınma. Hedef kitlesi de yine ilkokul çağı çocukları. “Bizim niye süper kahramanlarımız yok” şiarı ile yola çıkan Herotürk ekibinin aklındaki şey ise gençlere alışık oldukları yoldan ulaşmak. Toplumun aklını birçok şekilde esir almaya çalışan AKP’nin gençlere ulaşma kanallarını yeterince geliştiremediği bir gerçek. Bu gerçekliğe müdahale etmek de eski MÜSİAD danışmanı, AKP’nin çalışma programını yazan kişi olarak bilinen Fehmi Demirbağ’a düşmüş.

Mankurtlaşmak, Kültür Emperyalizmi, Besmele...
Hero Türk’ün çıkış hikayesini birbiri ile alakasız ve birbirine karışmış kavramlar ve hikayeler ile anlatmaya çalışan Demirbağ’ın asıl odaklandığı nokta ise özgün bir iş çıkarmak değil, ABD’de en son ne yapılıyorsa bunu uyarlayıp içini kendi ideolojik formasyonu ile doldurmak. Ve tabii bu işten çok para kazanmak... Demirbağ projeyi,

“Mankurtlaşmış ben, nasıl isyan etmem, nasıl kahretmem? Ne yapmalıydım, ne yapılmalıydı? Uzun yıllar nihayetinde "HeroTürk"ün doğum sancılarına sebebiyet verdi. J.K.Rowling isimli genç İngiliz bayanın yazdığı Harry Potter isimli kitaptan kazandığı paranın 40 milyar dolar olduğunu öğrendiğimde ise olayın salt kültür emperyalizmi olayı olmayıp bir yandan da ekonomik gerçekliğinin masumane bir geçiştirme ile bertaraf edilemeyeceğini gösterdi.

Yalnızca Simpson isimli çizgi karakterin lisans gelirlerinin yıllık 8 milyar dolar olması, dünyadaki bu tür çalışmaların sahiplerine nasıl bir güç kazandırdığı ise tablonun gücünü ortaya koymaktadır.

Ülkemizin lisanslı okul çantaları için yurt dışına ödediği bedelin de 20 milyar olduğunu da hatırlatarak artık bu arenada biz de yer alalım diyerek "HeroTürk" dedik...

Neden "HeroTürk"ün çizgi filmi olmasın? Kalemi, kırtasiyesi, tabağı-çanağı, kılığı-kıyafeti? Yurt dışına ödenen paralar neden memleketimde kalmasın? Neden memleketin çocukları "Herotürk" kültürüyle büyümesin? Dünya çocukları neden "Herotürk" le büyümesin?”

sözleri ile anlatırken aslında kültür emperyalizminin dayattığı estetik biçim ve modellerden uzaklaşmadan, tüketim alışkanlıklarını yeriden üreten bir “marka” çalışması yapacağının sinyallerini veriyor. Demişbaş’ın çocukluğunda okuyup kültürel olarak ele geçirildiğini iddia ettiği eski çizgi romanlarla bugün televizyonlarda gördüğümüz tamamen oyuncaklarının, eşantiyonlarının ve bilgisayar oyunlarının satılmasını amaçlayan, içerikten ve hikayeden yoksun BenTen, Winx gibi çizgi filmlerin, sunulan görsellerden de anlaşıldığı kadarıyla kötü bir kopyası olmanın ötesine geçmeyen HeroTürk projesinin öne çıkardığı tek nüans Osmanlıcılık sosu... Fragmanlarda gelen mehter marşları ve yaratılmak istenen “büyük türk” imajı bu örneklerden birkaçı. Küçük çocuklara bu satış pazarlamasının bir parçası olarak “Allahın verdiği ömür nimetinin” diye başlayan, ve “dilime belime sahip olacağıma” gibi sözlerle devam eden Herotürk andı ise aslında bu zihniyetin çocuklara ulaşmaktan aciz olsa da, çocukların kafalarını nasıl şekillendirmek istediklerini gösteriyor.

Sayın Başbakansız ve vakıfsız olmaz
Roma Büyükelçisinin oğlu olan Ertuğrul ilerinin kahramanlıkları ve daha sonra bulduğu bir yelek ile güçler kazanması, bu arada da çeşitli milletlerden edindiği arkadaşları ile maceralara atılması ile başlayan öykünün ilk macerasının sonunda Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından Ertuğrul yani Herotürke verilmek istenen hediyenin reddedilip bununla bir “Herotürk Vakfı” kurulması kararlaştırılıyor. Bu hikayenin gerçek hayat yansıması olarak da sahiden kurulan vakıf, Koç ailesi, Sezen Aksu, Fatih Terim, Acun Ilıcalı, Cem Yılmaz gibi isimler de arkalarına alınarak “Herotürk çocuk hastaneleri” kurmayı planlıyor. Böylece devletin asli işlerinin ticari kuruluşların vergilerinden düştükleri iaşe yardımları olarak “Herotürk”ler yaratmak adına kullanılacak olması projesi de hayata geçmiş oluyor. Batılı versiyonlarında da gördüğümüz devlet başkanı olgusunun o çizgi filmlerde farazi bir şahıs iken bizim örneğimizde ise kanlı canlı Erdoğan (ve arkasında da Kadir Topbaş!) olması ekibin gayretkeşliğinin de başka bir göstergesi.

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, “Bu çocuklarımız için iyi bir rol model” dediği ve Cüneyt Arkın gibi isimlerin de desteklediği bu çizgi kahraman, amaçları sadece çocuklarını tüketici topluma, temel bazı muhafazakar değer yargılarını ve önemli imgeleri (kahraman ABD askeri, gri-kötü rusya vb.) yerleştirerek alıştıran batılı çizgi filmlerin çok kötü bir kopyası olmanın ötesine gidemiyor.

(soL - Haber Merkezi)