Halbuki son derece sıcak ve samimi bir şey caz

Dün akşam, 6. Kadıköy Caz Günleri kapsamında Kadıköy NHKM'de sahne alan The Cold Vibes grubunun vibrafonisti Can Tutuğ'la caz müziği, dinleyicisi ve "piyasası" üzerine söyleştik.

Ulaş Özer

*6. Kadıköy Caz Günleri, "Başka Bir Caz Mümkün" sloganıyla, caz müziğin önemli isimlerini ağırlamaya devam ediyor. Programın yarısını geride bırakan 6. Kadıköy Caz Günleri'nde dün, Nâzım Hikmet Kültür Merkezi sahnesinde The Cold Vibes vardı. The Cold Vibes'ın vibrafonisti Can Tutuğ'la NHKM'deki konserlerinin hemen arından görüştük.

Can Tutuğ ile yaptığımız, caz dünyasına dair kısa söyleşiyi yayınlıyoruz:

AZINLIK İÇİNDE AZINLIK

Geçtiğimiz Pazar günü Kadıköy Caz Günleri çerçevesinde yapılan bir söyleşide soL yazarı Murat Beşer, caz dinleyicilerinin seçici müzik dinleyicileri içinde bir azınlık olduğunu "azınlık içinde azınlığız" diyerek vurguladı. Bu konuda sizin görüşünüz nedir? İyi müziğin ve cazın dinleyicisi sizce neden bu kadar az?

Müzik günümüzde çok kolay tüketilebiliyor. Bence müziğin kendi içindeki dinamikleri ve emekle üretilen yapısı yozlaştığı için müzik dinleyicisi azaldı. Elbette caz, belki dünya müzik tarihindeki bir çok müziğe göre icrası daha fazla emek isteyen, sürekli doğaçlama gerektiren ve sürekli yenilik katmak gereken bir tür. Bu nedenle bu alanda azınlık içinde azınlık yaratıyor kendi kendine.

Cazın dinleyicisinin az olmasının bana göre en önemli sebebi, toplumla bütünleşemediği hususunda bir takım ön yargılar ve bir çok yorumun olması. Bunun doğrultusunda üretiminin az olmasıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Toplumsal bakımdan kastım cazın kendi hali ve yapısı değil, 1920’lerden beri hep belli bir kesime seslenerek üretilmiş olan bir şeyin 1950/60’lardan sonra giderek düşüşe geçmesi; klasik müziğin bin-iki bin yıllık tarihine rağmen elli-altmış yıllık ya da yüz yıllık bir tarih içinde var olması; belki de evrimini tamamlayamadan çok kolay tüketilen müziklerce boğulmasıyla ilgili olduğunu ve bu yüzden dinleyici sayısının bu denli az olduğunu düşünüyorum.

MÜZİK DEĞİL, KAR-ZARAR HESABI YAPILIYOR

Kadıköy Caz Günleri'nde sahne alan sanatçıların neredeyse tamamı sanatsal üretimlerini sergileyecek mekan bulamadıklarını dile getiriyor. Siz de benzer sorunlar yaşıyor musunuz ve bunun nedeni sizce nedir?

Biz de grup olarak benzer sorunları yaşıyoruz. Örneğin az önce müziğin çok kolay tüketildiğinden bahsettim. Dolayısıyla belli mekanlar ve bu mekanların sahipleri/işletmecileri -sonuçta biz bu müziği icra edeceksek önce onlarla konuşmamız gerekir- tarafından da bir tüketim malzemesi olarak görülüyor müzik. Hep kâr-zarar hesabı üzerinden ve müziğin icrasının niteliği değil de gelecek müşteriler ve mekanın buradan neler kazanabileceği, bizim onlara neler kazandırabileceğimiz hususunda biraz sermayeleştirilmiş bir bakış açısıyla bize yaklaşılıyor. Biz her ne kadar bunu sergilemeyi gönülden istesek de sorunlar yaşıyoruz. Yine de uzlaşma yaşadığımız çok durum oldu. Bunun nedeni caz müziğine ön yargıyla yaklaşılması ve bunun çok ciddi bir maddi boyutu olduğunun düşünülmesi bence. Bir diğer nedeni de bir tüketim malzemesi olarak sermaye açısından ele alınması.

CAZ ELİTİST BİR MÜZİK Mİ?

Caz müziği çoğu zaman "elitist bir müzik" olarak tanımlanıyor. Sizce elitist bir müzik midir caz? Bu tanımlamanın sebebi ne sizce?

Elitizm bizde şekilcilik üzerine kurulu olan bir durum gibi duruyor ama elitist demek, bir şeyin en seçkin olanını sergilemek ve bundan haz alarak bunun farkında olmak istemek gibi bir durum. Ben böyle tanımlıyorum. 

Ama bu bir suçlama olarak caza yöneltiliyor... 

Bu bir suç değil. Bu aslında haz ilkesi doğrultusunda ilerleyen bir bireyin almak istediği bir duyum. Elit olmak değil de haz ilkesinin ileri evrelerine ulaşmak gibi. Bu şekilde söylenmesinin nedenlerinden biri, bana kalırsa, cazın zengin ve diğer müzik türlerine göre daha kaotik bir armoniyi barındırması. Schönberg’in on iki ton müziği ya da Penderecki’nin o grafik tonajlı eserlerine olan yaklaşıma benzer bir şekilde insanların caza biraz mesafeyle yaklaşması. Bunu içselleştiremedikleri için de yabancılaştırarak adeta caza karşı bir antikor oluşturuluyor. Hani hücreler tanımadığı hücrelere antikor oluşturarak onları düşman gibi görürler ya, aslında bireyler de bana kalırsa biraz çekinerek soğuk duvarlar örüyorlar. Halbuki cazın kendi içinde böyle bir yapısı yok. Son derece sıcak ve samimi bir şey caz.

NHKM'DE ÇALMAK HEYECAN VERİCİ

Kadıköy Caz Günleri'ni gerçekleştirme nedenlerimizden en önemlisi günden güne gericileşen ve piyasalaşan Türkiye'de ticari bir beklenti olmaksızın aydınlanmadan yana olan ilerici mekanlar, müzisyenler ve dinleyiciler arasında bir dayanışma kültürü oluşturmak; dinselleşme ve piyasalaşmanın sonucu oluşan kültürel erezyona hep birlikte direnmekti. Son olarak bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Kadıköy Caz Günleri’nde yer almak bizim için çok çok önemliydi. Önemliydi derken, bizim müzikle en büyük keyfimiz -hep bu bizim için en önemli kriterdir- evde çaldığımız gibi çalmak. Biz genelde benim salonumda prova alırız. Arkadaşlarımız salona gelir. Salonda bir şeyler içeriz, salonda müzik dinleriz, çalarız, alkışlanır vs. Biz o salondaki samimiyeti yaşamak istiyoruz. O yüzden Kadıköy Caz Günleri kapsamında Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde çalmak heyecan verici.

Bu bağlamda birbiriyle sıcak temas kuran insanların olduğu bir ortamda, cazı, o tırnak içinde elitist yapısıyla değil, halktan yana olan özüyle sunma fırsatı verdi bize Kadıköy Caz Günleri. Bu yüzden bu, bizim kariyerimiz için de en iyi ve sıcak noktalardan biri oldu. Kısa kariyerimiz için.

THE COLD VİBES
Vibrafonist Can Tutuğ ve gitarist Yalın Doğu Şahin tarafından 2013 yılında kurulan, kontrbasçı Asal Altay, baterist Uğurcan Mamuzlu, trompetçi Öğünç Poyraz’ın eklenmesiyle aktif olarak caz icra eden The Cold Vibes, kurulduğu günden bu yana repertuvarında 1950′ler ve 1960′lardaki caz standartlarının yeniden seslendirmesiyle caza bağlılığını ifade etmektedir. Ülkemizde cazı hem olduğundan ödün vermeden, hem de yenilik katarak seslendiren; 2015 yılında İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın Genç Caz yarışmasını kazanan ve 22. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’nde Parklarda Caz isimli etkinlikte sahne alan gruplardan biri olan; Nardis Jazz Club, Living Room ve 60 M2 gibi İstanbulun seçkin caz kulüplerinde düzenli sahne alan The Cold Vibes, repertuvarına her geçen gün yeni caz eserlerini eklerken bir yandan da ikamet ettiği Trakya’da bölgenin caza ilgisini düzenlediği konserlerle arttırmaktadır.


​*6. Kadıköy Caz Günleri, bu akşam Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek Şirin Soysal konseri ile devam edecek. Kurt Weill'in eserlerinin seslendirileceği konserin biletlerini ve etkinlik takvimini NHKM sitesinden edinebilirsiniz.