Berliner Ensemble 'Kafkas Tebeşir Dairesi' ile İstanbul’da

Brecht’in kurucusu olduğu, Berliner Ensemble 28 ve 29 Mart’ta DasDas’ta Kafkas Tebeşir Dairesi'ni sahneliyor. Topluluğun bir önceki İstanbul ziyaretine göre, oyuna ulaşabilen seyirciler, Brecht’i 'daha fazla' görebildi.

Selen Kartay

İstanbul seyircisi iki sene içinde bir kez daha bir Brecht oyununu, Brech’in tiyatrosu Berliner Ensemble’dan izleme olanağı buldu, dün ve bugün. 

Bir önceki gibi Zorlu PSM’de ve postmodernizmin tiyatrodaki babası sayılan yönetmen Robert Wilson’dan Üç Kuruşluk Opera izlemek gibi bir deneyim de değildi üstelik bu kez. Örneğin geçen sefer, belki artık parçası olduğu oyundan daha fazla bilinen “Banka soymak, bir banka kurmanın yanında nedir ki?” repliğinin de içinde olduğu önemlice bir tirat, Türkçe çevirinin aktığı üstyazı ekranından düşüvermişti. Tabii zaten örneğin 1997’de izlediğimiz Arturo Ui’deki gibi AKM yoktu ki artık. O yüzden bu kez daha çok Zorlu ve daha çok ENKA vardı, vesaire…

28-29 Mart’ta DasDas’ın sahnesinde ise “daha fazla” Brecht görme olanağı oldu, oyuna ulaşabilen seyircinin. Kafkas Tebeşir Dairesi, eski bir meselin içine yerleşen en tipik Brecht dramaturgisi örneklerinden biri sayılabilir. Yönetmen Michael Thalheimer’in 2017 yorumunda oyunun sadece mesel bölümünü izliyor olsak da, “Dünya kime ait?” sorusu sahnelemenin içine yerleşebilmiş. 

Seyirciyi sadece öyküyü ve ana karakteri takip etmekten, onunla ağlayıp gülmekten alıkoymaya odaklanan Brecht dramaturgisi temellerinin, bu açılardan eli kolu epey serbest kalmış belki. Ancak tüm sahneleme olanaklarını yine de Brecht’e doğru kurmaya çalışan bir yorum olduğunu söyleyebiliriz sahnede. Kalabalık sayılabilecek oyun kişilerini sadece sekiz oyuncunun dönüşümlü oynadığı; dekor, ışık ve müziğin tatlı bir uyuşukluğa değil, “burada ne oluyor” dikkatine yönelttiği önemli bir deneme izlettiğini söylemek mümkün yönetmen Thalheimer’in.

“Kafkas Tebeşir Dairesi’nin konusu açık ve anlaşılırdır: Bir devrim sırasında kaçan valinin karısı, bebeğini geride bırakır. Hizmetçisi Grusche çocuğu bulur ve bütün bir gece savaşın ortasında tek başına bir kadın olarak bu çocuğu kurtarıp kurtaramayacağını düşünür. Çocuğu seçer. Bu kaçışın sonunda onu tüm zorluklarıyla bir mahkeme bekler; çünkü valinin karısı çocuğu geri ister. Burada sorulan, son derece basit, ama siyasi anlamı çok büyük bir sorudur: Dünya kime ait?“ (tanıtım bülteninden)

Berliner Ensemble, Bertolt Brecht ve Helene Weigel tarafından 1949 yılında Doğu Berlin’de kuruldu. Almanya’nın en tanınmış tiyatro topluluklarından biri olan Berliner Ensemble’ın Genel Sanat Yönetmeliğini Brecht’in ardından Weigel üstlendi. 1990’lı yıllardan itibaren topluluğun sanat yönetimi ve Brecht anlayışı tartışma konusu haline geldi.