TMMOB'dan da AKM tepkisi

Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul Büyükkent Şubesi, bir açıklama yayınlayarak, AKP’nin AKM üzerinde devam eden projelerine tepki gösterdi.

soL (HABER MERKEZİ) AKM binasına reklam alınması konusunda, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ÇED Danışma Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı imzasıyla soL'a gönderilen açıklama şöyle:

Pervasızlığın bu kadarına da pes doğrusu
Kültür Ve Turizm Bakanlığı Döner Sermaye Müdürlüğünün Atatürk Kültür Merkezi'nin cephesine reklâm almak istemesi kültür değerlerimizi sahiplenme ve kültür politikaları konusunda gelinen "düzey"in en son ve en anlamlı göstergelerinden birisi olarak tarihe geçecektir.

Sanatçı dostlarımızın da belirttiği gibi 30 yıldır, AKM'nin hiçbir yerine reklam, afiş vb. asılmamıştır ve bu durum yönetmeliklere de yansıtılmıştır. Aksi de mümkün değildir. Zira Atatürk Kültür Merkezi Bütün ulusal ve uluslararası koruma ilkeleri gereği korunarak yaşatılması gereken Cumhuriyet dönemi kültür ve mimarlık örneklerimizin en önemli yapılarındandır. Türkiye'nin opera olarak tasarlanarak öz kaynaklarımızla gerçekleştirilmiş ilk ve tek binası olarak 1.derece tescilli kültür varlığımızdır.

Ancak, bugün AKM'nin yerine daha iyisinin yapılacağından bahisle yıkımını meşrulaştırmaya daha doğrusu toplumun bilinçaltını yeniden ve kendi kar amaçlı projeleri doğrultusunda yönlendirmeye çalışanların bu talebi ideolojik seçimleri ve kültür politikaları konusunda hafife alınmayacak ipuçları sergilemektedir.

Aslında asıl planlanan AKM'nin kentlilerin bilincinde yaratılmış olan simgesel değerini bir "reklâm panosu" düzeyine indirmek üzere kurgulanmış bilinçaltı yönlendirme operasyonudur. Bu konuda tüm tarihsel ve doğal değerlerimizi kar amaçlı nesneler haline getirip pazarlama konusu eden sistem sanat ve kültürü de aynı mantıkla endüstri haline getirmiş ve tüketim toplumunu yönlendirme konusunda kullandığı bütün araçları seferber etmiştir.

Bugün AKM konusunda yapılan bütün tartışmaların ana ekseninde binanın kültür ve sanat varlığı olarak taşıdığı önemden daha çok binanın popüler estetik anlayışlara uygunluğu daha da önemlisi fonksiyonuna eklenecek ticari amaçlı kullanımlar olmaktadır.

Kamu idaresi, AKM'nin de para kazanmasını bu yolla da kendini finanse etmesini beklemektedir. Çünkü artık sanat ve kültür de alınıp satılabilir nesneler haline getirilmiştir ve kâr edebildikleri ölçüde var olacaklardır. En büyük korkum ise bütün anayasal ödevlerine karşın AKM gibi tescilli bir kültür varlığının onarımına kaynak ayırmayıp kaynak bulmak için cephesini reklâm firmalarına satışa çıkarmayı düşünenlerin, kültür ve sanat faaliyetlerinin devamı için de AKM ve yer aldığı bölgenin tümünü satışa çıkarmak için de yöntemler aramaya başlamış olmalarıdır.

Burada bir başka ideolojik seçimle de karşı karşıyayız. Bu talihsiz talep merkezi ve yerel otoritelerin Cumhuriyet dönemi kültür mirasımızın toplum bilincinde değersizleştirilmesi çabalarının bir başka yansımasıdır. Zira bugün örneğin bir tarihi bir camimizin restorasyonu için nasıl minareler arası mahyalarına ya da duvarlarına reklam almak düşünülemez ise AKM için de aynı kural geçerlidir. Ve kültürden sorumlu bir idarenin de bu konuda bilgi sahibi olmadığı düşünülemez eğer öyle ise bu da bir başka vahim durumdur.

Sonuç olarak kuşkusuz, bu talep koruma kurulu tarafından reddedilecektir ancak bu durum mevcut iktidarın AKM üzerindeki planlarının sona ermediği konusunda hepimize bir uyarı niteliği taşımalıdır.