Hasan Cemal Kuzey Irak'ta

Üç gündür Kuzey Irak'tan yazan Hasan Cemal, Kürt sorununun çözümü için kapsamlı bir affın gerekli olduğunu belirtiyor. Cemal'in yazılarındaki Barzanicilik de gözlerden kaçmıyor.

soL (HABER MERKEZİ) Milliyet yazarı Hasan Cemal, üç gündür Küürt sorunu ile ilgili yazılar kaleme alıyor. Kürt sorununun çözümünün kapsamlı bir aftan geçtiğine dikkat çeken Cemal, Kuzey Iran izlenimleri ve görüştüğü insanlar üzerinden Barzanicilik yapmayı da ihmal etmiyor.

"Herkes Kuzey Irak'a"
Uçak yolculuğundan itibaren, Kuzey Irak'ın nasıl bir "cazibe merkezi" olduğunu anlatmaya başlayan Cemal, "Medikalci imiş, İstanbul'dan Erbil'e gidiyor, tıbbi malzeme, ilaç satmak için... Bir diğeri, ticarette şansını denemek için hayatında ilk kez Kuzey Irak'a ayak basacağını söylüyor. Türk işadamları dolu uçakta, iş yapmak için Kuzey Irak'a giden..." dedi.
Pasaport kontrolünü yapan bayanlardan ikisinin türbanlı olduğunu belirten Cemal, duvarda gördüğü İngilizce "Kürdistan'a hoş geldiniz! Byblos Bank" ve "Amerikan köyü! Kürdistan'daki en özel villalar..." yazan bilbordları da not etmeyi ihmal etmedi.

"Kuzey Irak çok gelişmiş"
Kuzey Irak'ın şimdiki durumunu Baas'ın iktidarda olduğu dönem ile karşılaştıran Hasan Cemal, görüştüğü bir taksicinin de "Abi herşey acayip değişiyor dediğini yazdı. Otel odasındaki televizyonunda yirmi civarında Kürtçe kanalı izleyebildiğini ve otelde kablosuz internet olduğunu belirten Cemal, gördüğü Bangldeşli ve Afrikalı işçilerin de Kürtçe konuştuğunu yazdı.

"PKK silah bırakmalı"
Bir dönem DEP Genel Başkanlığı yapan ve Özgür Gündem Gazetesi'nin genel yayın yönetmenliğini üstlenen Yaşar Kaya, "Gizli örgütler, silahlı mücadeleler devri kapandı. Kürt silahlı ayaklanmasının miadı doldu. Önşartsız silah bırakması en doğru yoldur PKK için" dedi. ABD, AB, Irak ve Kürdistan yönetiminini ortak bir plan hazırladığını söyleyen Kaya, bu isin artık biteceğini söyledi.
"PKK, ABD ve AB'nin dostluğunu kazanmalı"

Hasan Cemal ikinci yazısında Osman Öcalan ile yaptığı röportaja yer verdi. Öcalan PKK'den kopuşunun üç nedeni olduğunu belirtti. Öcalan nedenleri şu şekilde sıraladı:

Birincisi, PKK'nın artık ABD ile AB'nin dostluğunu kazanması gerektiğini savundum. İran ve Suriye'ye mesafe konmasından yanaydım.
İkinci olarak, genel Kürt siyasal hareketi içinde Barzani'nin KDP'si ve Talabani'nin KYP'si ile çatışma değil, uzlaşma aranması gerektiğini düşünüyordum.

Son olarak da evlenme, özel mülkiyet gibi bireysel hakların PKK içinde de kabul edilmesini istiyordum.

Bu görüşlerinin örgüt içerisinde kabul görmediğini belirten Osman Öcalan, daha sonraki yıllarda örgütün merkez kadrosuna tekrar girdi ve 1999-2003 yılları arasında yönetimi fiilen üstlendi.

"Başlangıç aftan geçiyor"
Kürt sorununun çözümünün kapsamlı bir aftan geçtiğini belirten Öcalan, "Başka yol yoktur. İşin püf noktası aftır. Ayrım yapmadan ilan edilecek bir af. Şimdi deniyor ki, 200-250 kişi, lider kadrosu dışındakileri bırakalım. Olmaz. Ancak yüzde 1-2 çıkar lideri, lider kadrosunu dinlemeyen. Diğerleri yine dağda kalır, inmez. Başlangıç noktası olarak af, işin püf noktasıdır. Ama Türkiye'de devlet buna direniyor" dedi.

PKK için de artık dağda inme zamanının geldiğini söyleyen Öcalan, PKK'ye siyseten bir alternatif oluşurulamadığı sürece PKK'nin tasfiye edilemeyeceğini iddia etti.

Hasan Cemal yazısının sonunda, Osman Öcalan'ın Türkiye'ye dönmek ve siyaset yapmak istediğini belirtti.