Frankfurt'ta "renk" tartışması

Frankfurt Kitap Fuarı konusunda yazarlar, edebiyatçılar, yayınevleri, AKP politikalarına tavır ekseninde saflaştı.

soL (HABER MERKEZİ) 60. Frankfurt Kitap Fuarı (FKF) 15-19 Ekim tarihlerinde düzenlenecek. Fuar'da bu yıl konuk ülke olan Türkiye için, hazırlık ve tanıtım çalışmaları büyük önem taşıyor. Türkiye, 2002 yılında da konuk ülke seçilmiş, ancak, Kültür Bakanlığı'nın 10 milyon dolar olduğu söylenen bütçeyi karşılayamaması nedeniyle bu gerçekleşememişti.

Fuar'da Türkiye'yi temsil etme yetkisi 1999 yılına kadar Kültür Bakanlığı'nda bulunuyor, Basın-Yayın Birliği ile birlikte resmi standlar kuruluyordu. Daha sonra, organizasyonda, sivil toplum örgütleri ve Türkiye Yayıncılar Birliği'nin oluşturduğu düzenleme komiteleri inisiyatif aldıysa da, Fuar'ın, her yıl çeşitli tartışmalara sahne olması durumu değişmedi. Bu yıl, özellikle "konuk ülke" statüsü nedeniyle, hükümet kanadının etkinliğe fazlasıyla müdahil olması tutumu, tartışmaların dozunu biraz daha yükseltti.

Kültür Bakanlığı'nın Fuar'a bu kadar önem vermesi, bu şansı kullanabilmek için ödenecek azımsanmayacak bedelin karşılığını, hem maddi hem siyasi olarak almaya yönelik. Yaklaşık 5 milyon Euro civarında katılım bedeli gerektiren "konuk ülke" oluş, bütçe meselesini ön plana çıkartırken, Bakanlık, bütçe planlamasında, hem dengeleri gözetmek, hem siyasal fayda elde etmek için, kıvrak manevralara zorlandı. Bunun son örneği, Nâzım Hikmet Oratoryosu'yla yapılacak açılışın iptaliydi...

Nâzım pahalı, Yunus olsun...
İlk tanıtım toplantısında, Fuar'a Fazıl Say'ın Nâzım Hikmet Oratoryosu ile gidileceği açıklanmıştı. Ancak, Say, önceki gün "bütçe nedeniyle" programdan çıkarıldığını "basından öğrendi". Ulusal Yürütme Komitesi Müzik ve Sahne Sanatları Moderatörü Görgün Taner, tanıtım için ayrılan bütçenin 7 milyon Euro olduğunu, ancak işin müzik kısmına ayrılan paranın, büyük bir orkestrayla birlikte kalabalık bir koroyu Almanya'ya götürüp getirmeye yetmediğini, programda değişiklik yapmak zorunda kalarak Almanya'daki bir koroyla yapılabilecek Yunus Emre Oratoryosunu tercih ettiklerini açıkladı. Fazıl Say'ın "onur kırıcı" olarak tanımladığı bu iptalin, tepkilere yol açan bir gerekçelendirmesi daha vardı:

Aynı gün, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın TRT 2'deki bir programda, "Nâzım Hikmet Oratoryosu'nun Moskova'da seslendirildiğini ve beğeni topladığını, Nâzım'ın Rusya'yla ilişkileri bakımından anlamlı olduğunu ama Almanya'ya o kadar uygun düşmeyeceğini" söylemesi üzerine, tartışma "ideolojik tercih" boyutuna taşındı.

Eleştirmen Füsun Akatlı için, bu değişiklik, bardağı taşıran damla olmuş, PEN üyelerine hitaben yazdığı mektupta, "bugünün koşulları altında FKF'na katılmanın benim dünyagörüşüme, politik duruşuma ve konjonktürel karar verme zemininde yapmam gereken seçime aykırı olacağı sonucuna vardım" demişti. "Bu sığlıkta bir Kültür Bakanlığı yaklaşımının FKF'da Türkiye'yi temsil ettiğine görgü tanığı olmak istemem doğrusu. Cumhuriyet'le kavgalı bir iktidarın 'kültür çıkartması'nın ne aktörlerinden biri olmayı içime sindirebilirim, ne figürasyonunda yer almayı."

Şair Haydar Ergülen de, bu konudaki sorumuzu, "Fazıl Say'ın yaşadığı durumu ve bütçe açıklamasını yadırgadım. Bu söylenecek laf değil. Nâzım da Yunus da evrensel değerimiz. Karşılaştırma çok kötü. Madem bütçe yetersiz, o zaman Bakanlık daha fazlasını bulsaydı, ayıptır yapılan. Üstüne bir de Bakan'ın açıklaması gelince... Tabii insan ister istemez nedenin bütçe değil ideolojik olduğunu düşünüyor" diye yanıtlıyordu.

Yaşanan bu tartışmanın habercisi, daha işin başında görülmüştü aslında. Fuar'ın tanıtım toplantısı için Almanya'da bir araya gelen taraflardan, FKF Direktörü Jürgen Boos, konuşmasını Nâzım Hikmet'ten dizelerle süslerken, Onur Konuğu Türkiye Projesi Genel Koordinatörü Ahmet Arı, Kuran'dan alıntılar yapıyordu.

Fuar'a katılma noktasında tartışmalar
FKF etkinlikleri için Almanya'ya davet edilen edebiyatçıların, yazarların bir kısmının "AKP Şovu"na katılımı reddetmeleri, tartışmaların bir başka boyutuydu. Genişleyerek devam eden bu tartışmada ilk açıklama, yazar Leyla Erbil'den geldi. Erbil'in ardından Kaan Arslanoğlu, Tahsin Yücel, Füsun Akatlı, Nihat Behram gibi isimler, AKP iktidarının ve Kültür Bakanı'nın politikalarını eleştirerek Fuar'a katılmayacaklarını belirttiler. Daveti kabul eden yazar ve şairler arasında, düzenlemeye herhangi bir itirazı olmayanların yanı sıra, AKP'nin varlığına rağmen bu etkinliğe sahip çıkılması gerektiğini düşünenler de vardı.

Komite'nin "ikna" girişimi
Gerek bu tartışmalar, gerek genel programlamaya ilişkin eleştiriler üzerine Fuar Ulusal Yürütme Komitesi, hafta başında bir basın açıklaması yayınlayarak Fuar'ın bir devlet ya da hükümet etkinliği olmadığını, komitenin bugüne kadar sürdürdüğü çalışmalara ve ortaya konan emeğe sahip çıkılması gerektiğini belirtti. Nihat Behram ve Füsun Akatlı ise komiteden gelen bu açıklama karşısında, AKP'nin Kültür Bakanlığı'nın yer aldığı etkinliğe katılmama kararlarını yinelediler.

Fuar çalışmalarına bir başka eleştiri de "Konuk Ülke Türkiye" etkinlik programının açıklanması konusunda çok geç kalındığı yönündeydi. Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) Genel Sekreteri Metin Celal, komitenin Fuar'ın Almanya yönetimi ile eşzamanlı bir çalışma yürüttüğünü, dolayısıyla programda gecikmenin mümkün olamayacağını, yazarların katılımının onaylanması aşamasının uzun sürdüğünü ve bunun gecikme olarak algılandığını ifade etti.
Fuar'da yer alan yayınevlerinden Telos Yayıncılık'ın yöneticisi Zafer Yılmaz ise, önceki yıllara bakıldığında, konuk ülkelerin programlarını yılın başında açıkladıklarını, Türkiye'nin bu yıl haziran ayına kadar net bir programla ortaya çıkamadığını söylüyordu. Yılmaz, bunun Kültür Bakanlığı ile komite arasında "kimin dediği olacak" türünden bir tartışmanın sonucu olup olmadığını merak ediyordu.

Organizasyonun yapısı
Bu yılın çalışmalarını yürüten Ulusal Yürütme Komitesi'nin eşbaşkanı ve temsilcisi Müge Gürsoy Sökmen, Türkiye'nin konuk ülke olduğunu öğrendiklerinde, Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) üyeleri olarak bir toplantı yaptıklarını, Türkiye'nin kültürel temsilinin konuyla ilgili yayıncılar ve yazarlarda olması gerektiği düşüncesiyle, bu hakka sahip çıkmak için bir fuar komisyonu kurduklarını söylüyordu. TYB, Basın-Yayın Birliği (BYB) ve PEN temsilcileri, 2008 çalışmasının bu şekilde yürütülmesi gerektiğini düşündüklerini, bu şartlarda Fuar'a katılacaklarını bildirmişlerdi. "Tüm yayıncı, yazar ve çevirmen örgütlerini temsil ettikleri için" Kültür Bakanlığı'nca kabul edilen bu öneriyle oluşturulan Yürütme Komitesi'nde, yazar ve yayıncı komitelerinin seçtiği moderatörler, sanat, müzik gibi dallarda konusunda uzman kişiler görev aldılar. Bütçe ve organizasyon konusundaki ayrıntıları yürütmek üzere Bakanlık'tan bir yetkili olarak Ümit Yaşar Gözüm de bu komiteye katıldı.