Frankfurt Kitap Fuarı’nı basmış!

Nihat Behram 1989’da “Kültür Bakanlığı standına baskın eylemi”ni kendisinin düzenlediğini açıkladı.

soL (HABER MERKEZİ) Fransa'nın 'Konuk Ülke' olarak katıldığı1989 daki 41.Uluslararsı Frankfurt Kitap Fuarı'nda, TC Kültür Bakanlığı Standı'nda bir baskın eylemi yaşanmıştı. Bir grup devrimci militan, Bakanlık standında düzenlenen kokteyl sırasında standı kuşatmış ve faşizmi, kitap düşmanlığını protesto eden pankartlar açıp bildiriler dağıtmaya başlamışlar, grubun sözcüsü ise toplanan kalabalığa ve standa biriken çeşitli ülkelerin TV ve basın elemanlarına yönelik olarak konuşma yapmıştı.

Eylem, Türk basınında, 'Frankfurt Kitap Fuarı'nda olay!', 'Bir grup terörist Kültür Bakanlığı standını bastı!' diye verilmiş, haberlerde, "Sıkı güvenlik önlemlerine rağmen, fuara sızmayı başaran aşırı solcu bir grup, açılış kokteyli sırasında Türk standında bildiri dağıtarak eylem yaptılar. Kültür Ateşesi'nin de üstüne yürüyen eylemcileri, çağrılan Alman polisi dışarı çıkardı" diye yazılmıştı.

Söz konusu eylem, çeşitli Avrupa ülkeleri ve dünya televizyonlarında "Türkiye'de demokrasi iteyenler, kitap yasakları ve yazar tutuklamalarına karşı Frankfurt Kitap Fuarı'nda eylem yaptılar!', 'Bir grup demokrasi savaşçısı aktivist, Türkiye'deki baskılara karşı eylem yaptı!' biçiminde duyurulmuştu. Bu eylemi düzenleyenin Nihat Behram olduğu 20 yıl sonra ortaya çıktı. Behram, soL'da yaptığı 'Kında Duran Onur Paslanır' başlıklı, 'Devrimci, Demokratlara Yazar ve Sanatçılara Çağrı'sında, bu olaya da açıklama getirdi. Behram, "Fuara katılıp katılmama kararları kadar, bu kararları uygulama yani katılıp katılmama biçimleri de önemlidir!" diyerek, 1989'daki 'Fuara katılma biçimi'ni, "O günlerin koşulunda bu biçim gerekmişti. Yurttaşlık hakkım gasp edilmişti. Yasak altındaydım. Yurt Yayınları'nca basım aşamasında olan kitaplarıma matbaada el konulmuş, onbinlerce kitabım imha edilmişti. Beşikçi'ye ceza üstüne ceza kesiliyordu. Devrimci yazarlar cezaevlerindeydi. Devrimci yayınlar üstünde baskılar katmerliydi. Onların sesi olacak bir şey yapmam gerekiyordu. Bunu Frankfurt Kitap Fuarı'nda uygulamayı düşündüm. Partizan'dan devrimci arkadaşlarla konuştum. Bir grup arkadaş gönüllü olarak bu eyleme katıldılar. Bildiri hazırladık. Değişik dillerde hazırladık. Bilmem ki hangi yüzle, ama onca kitap yasağı, yazarına karşı onca zulüm uygulanan bir ülkeden gelip, uluslararası bir kitap fuarı'nda kokteylli açılış düzenlemişler ve 'yayın ve düşünce özgürlüğü' üstüne konuşacaklardı. Eylemi tam o anda ve o mekanda uygulamayı planladım. Ve uyguladım. Bütünüyle demokratik bir eylemdi. Bütünüyle yurduma ve onun mazlum halkına duyduğum aşkın ve Türkiye'de demokrasi arzusunun ifadesiydi. Orada dile getirdiğim bütün düşünceler, ondan önce de onurum saydığım, bu gün de dile getirmekten onur duyduğum düşüncelerdir. Bu eylemin saklısı gizlisi yok. O günkü o Bakanlık koktelinde arkadaşlarım da olan bir çok yazar vardı. Onlar gerçi bu konuda 'sır' vermemişlerdir, ama ben, uzun yasaklı yıllarından sonra, özgür kaldığında, 'Ser Verip Sır Vermeyen Bir Yiğit' kitabımın girişinde, kitabın yasaklı yıllarındaki öyküsünü anlattım. Bu da onun içindedir." diye açıkladı.