Cemaat yazarlarının kafası karıştı

Deniz Baykal'ın "12 Eylül'cüler yargılansın", "15. maddeyi değiştirelim" önerisi, Zaman gazetesinde karmaşa yarattı. Gazetenin köşe yazarlarından bazıları "bu bir fırsat" derken, bazıları "Baykal'a güvenilmez" noktasında. Star gazetesinde ise genel eğilim, Baykal'ın önerisinin ciddiye alınmaması yönünde.

soL (HABER MERKEZİ) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın "12 Eylül'cüler yargılansın" çıkışı başta Zaman olmak üzere yandaş basında değişik tepkilere yol açtı. Zaman'ın etkili yazarlarından Mümtaz'er Türköne, "bu bir fırsat, değerlendirilsin" derken Baykal'ın samimi olup olmaması ile uğraşılmamasını da sözlerine ekliyordu.

Türköne CHP'nin de tehlikeyi fark ettiğini yazdı
Şimdiye kadar yazdıklarının dışında çıkan Türköne, bugünkü yazısında Deniz Baykal'ın da tehlikenin farkına vardığını ima ederek şunları yazdı: " 'İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın amacı, var olmayan irtica tehlikesini yaratmaya çalışmaktı. Sağa sola silahlar bırakılacak, medya maniple edilecekti. Şimdi, en son savunma hattında bu alenî suçların bile askerin meşru yetkisi dahilinde olduğunu savunan sapık bir anlayış pompalanıyor. Baykal, tehlikeyi ve fırsatı sezmiş olmalı. Tehlike, bu yaklaşımın CHP'nin de içinde yer aldığı siyaset kurumunu ve ülkeyi hukuksuzluğa teslim etmesi. Fırsat ise buna karşı çıkarak yeni bir meşruiyet alanı oluşturmak ve halk desteğini genişletmek. Türkiye'de askerî vesayetin çıpası CHP'nin elinde idi. Bırakın darbe yapmayı, evrakına bile sahip çıkamayan, bütün gizli bilgileri kevgir gibi delik deşik hale gelmiş bir karargâha destek olmak, bu ağır yükün altında ezilip yok olmak demek. Baykal, aynı zamanda partisini bu ağır yükten kurtarıyor."

Yazısını "şeref CHP'nin olsun, ülke kazansın" diyerek bitiren Türköne'ye gazetesinin diğer yazarları pek katılmıyor.

Hüseyin Gülerce: Askerle AKP'nin arasını bozma planı
Bir diğer Zaman yazarı Hüseyin Gülerce ise "Baykal 12 Eylül çıkışıyla ne yapmak istiyor" başlıklı yazısında, CHP liderinin askerle hükümetin arasını açmaya çalıştığını yazdı. Gülerce'ye göre Baykal'ın stratejisi AKP'yi askerle karşı karşıya getirmek: "AK Parti iktidarının askerle münasebetlerindeki iniş çıkışlara bakılsın, CHP'nin, daima asker-hükümet geriliminden siyasî bir beklenti içine girdiği görülür. Askerle hükümet çatışırsa bu, CHP'nin işine yarar gibi bir yaklaşım sergilenmiştir. Başbakan'la Genelkurmay başkanları baş başa görüşüp de ülkede tansiyonun düştüğü her defasında, CHP bundan rahatsız olmuştur. Şimdi bir belge yüzünden yine asker-hükümet karşı karşıya geldi. Başbakan, geçen hafta perşembeyi beklemeden Genelkurmay Başkanı ile salı günü görüştü. Hem Sayın Başbuğ'un hem de Sayın Erdoğan'ın açıklamaları, Genelkurmay'ın bilgisi dâhilinde bir belge hazırlanmış olamayacağının teminatıydı. Sanki Sayın Baykal, bundan da rahatsız oldu. Onun için 12 Eylül hamlesi yapıyor. Nasılsa hükümet, "askerle arayı bozmanın, gündemi AB üyelik sürecinden başka tarafa kaydırmanın şimdi sırası mı?" diyerek, 12 Eylül'le hesaplaşmaya gidemez, CHP lideri, yapsın hamlesini de AK Parti köşeye sıkışsın..."

Şahin Alpay: Eli tutalım ve işi büyütelim
Hüseyin Gülerce diğer bazı yazarlar gibi AKP'ye bir çıkış yolu önermediği yazısında 12 Eylül defterinin açılmasından rahatsız olduğunu belli ederken Şahin Alpay CHP liderinin açtığı kapıdan geçilmesi ve kapsamın genişletilmesi yanlısı. Alpay yazısında AKP'nin yol haritasını şu şekilde çiziyor: "Bana göre iktidar partisi, sivil-asker ilişkilerini normalleştirmek, askerin siyasi rolüne son vermek için Baykal'ın uzattığı bu eli geri çevirmemeli ve ona şu karşı önerileri götürmeli: Sadece Anayasa'nın geçici 15. maddesini yürürlükten kaldırmakla ve böylece 12 Eylül askeri darbesinin sorumlularının yargılanması yolunu açmakla kalmayalım. Türkiye'nin seçimle gelmiş meşru hükümetini demokratik olmayan yollardan deviren 28 Şubat 1997 sürecinden sorumlu olan, 27 Nisan 2007'de seçimle gelmiş hükümeti darbeyle devirme tehdidi savuran e-muhtırayı hazırlayan askerlerin yargılanması için gerekli mutabakatı da sağlayalım. Bu arada: Seçimle gelmiş meşru hükümete karşı darbe hazırladıkları suçlamasıyla yargılanmakta olan "Ergenekon Terör Örgütü" ile ilgili davada gerçeklerin ortaya çıkması için yargı sürecine gereken saygıyı gösterin ETÖ'nün "avukatlığı"nı yapmaktan vazgeçin."

Star'dan "Baykal samimi değil" yaklaşımı
Bir başka "yandaş" gazete Star'da konuya ilişkin yazan İbrahim Kiras, CHP'nin önerisinin bir tuzak olduğuna inananlardan. Bugünkü yazısında "Tarih kitaplarındaki darbelerin yargılanmasına 'evet' diyen Baykal, hálihazırda devam eden darbe yargılamasına karşı çıkmaktan da vazgeçecek mi? Ergenekoncular'ın avukatlığını terk edecek mi? Buna ihtimal vermek saflık olur. Zaten Baykal'ın kendisi istese bile CHP'nin politik kültürü ve genetik refleksleri ne 27 Mayıs'ın ne de 28 Şubat'ın yargılanmasına izin verir. Çünkü bu darbelerin arkasında esasen CHP ideolojisi vardır. Maalesef aynı şeyi bugünkü Ergenekoncular için de söylemek durumundayız" değerlendirmesini yaptı. Yazısını "iyi hamle" diye bitiren Kiras'ın AKP adına mutsuz olduğu gözlendi.

Bir diğer Star yazarı Ergun Babahan ise yazısını "15. madde yetmez, Baykal samimiysen Anayasa'nın yeniden yazılmasına yardımcı ol" fikri üzerine kurdu. Babahan yazısında Baykal'a çağrı yaparak "yaşınız kemale erdi, ülkeye son bir hizmet yapın" dedi.

Hazırlıksız yakalanmışlar
Anlaşıldığı kadarıyla, "yandaş" basın Baykal'ın önerisine hazırlıksız yakalanmış. Fetva da gecikince, her kafadan bir ses çıkmış. Cemaatin gerçek tepkisini ve stratejisini anlamak için biraz beklemek gerekecek.