Bu TRT ancak "sınıfta çakar"!

AKP organizasyonu bir medya ve iletişim konulu toplantıda kamu yayıncılığı hakkında konuşan TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin'in ağzından, "rekabet"ten, "sınıf atlamak"tan, "Ergenekon"dan başka bir şey çıkmadı.

soL (HABER MERKEZİ) TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, İstanbul'da gerçekleştirilen İletişim Türkiye '09 Medya ve İletişim Zirvesi'nin ilk günkü "Kamu Yayıncılığı" başlıklı oturumunda yaptığı konuşmada, AKP iktidarı ile birlikte çehresi değişen ve son derece tartışmalı icraatlarıyla gündemden düşmeyen kuruma ilişkin yine tartışma yaratacak değerlendirmelerde bulundu.
Bugün de devam edecek olan zirveye ilişkin düşülebilecek ilk kayıt, Başbakanlık ve RTÜKtarafından desteklenen, AKP'ye yakınlığı ile bilinen MNG Holding'in Wow oteller grubundanİstanbul Convention Center'da yapılan, Star gazetesi ve aynı grubun Kanal 24 adlı televizyonunu destek sponsorcular arasında olması nedeniyle baştan aşağıya AKP organizasyonu olduğunu düşündürmesiydi. "Ergenekon" yayıncılığıyla "sınıf atlamak"... Şahin'in konuşmasının en dikkat çekici yönlerinden biri, başında olduğu kuruma bağlı TRT-2 Kanalı'nın, Tuncay Güney'i, tam da "Ergenekon" operasyonunun çıkış noktası olan kuşkulu sorgu görüntüleri televizyon kanallarına düştüğü gün, dört saat süren canlı yayın programıyla ekrana getirmesi nedeniyle yoğun olarak eleştirilmesine rağmen tekrar gündeme getirerek, "Tuncay Güney olayı TRT'ye yeniden sınıf atlattı. Bazı olumsuzluklar yaşanmasına rağmen TRT tekrar milletin gündemine düştü" ifadesini kullanması oldu.
Şahin'in bu olayı yeniden hatırlatması, konuşmasının, bağımsızlık ve özerklik konusunun kamu hizmeti yayıncılığında önemli olduğuna işaret ettiği kısma rastlaması dikkat çekti. "Devlet değil AKP memurluğu..." Özel kanallarla rekabetin zorluğundan yakındıktan sonra TRT'nin bir "sıkıntısı"na daha işaret eden İbrahim Şahin, kurumun kadrolu ve sözleşmeli 7 bin 200 çalışanı olduğunu, buna karşılık Türkiye'de yayın yapan ulusal özel televizyon çalışanlarının toplam sayısının yedi bine dahi ulaşmadığını söyledi. İşin başına geçtiğinde, TRT'nin "klasik bir devlet kurumu gibi" olduğunu söyleyen Şahin, "çalışanlar da kendini öyle hissediyordu. 'Biz memur yayıncılığı yapmayacağız' deyince, başta TRT çalışanı karşı çıkıyordu" dedi. TRT'de, AKP hükümetinin iş başına gelişiyle başlayan ve İbrahim Şahin'in yönetiminde hızlanan hükümet yanlısı yayıncılığa ve kurum kadrolarının Gülen cemaatinden isimlerle doldurulmasına ilişkin pek çok gelişme yaşanırken, Şahin, çok sayıda TRT çalışanını emekli etmiş, kadrolaşma suçlamaları karşısında kendini, "emekli olanlar tarafından boşalan kadrolara kimseyi atamadım, eğer kadrolaşma yapılıyor olsaydı, bu boşalanları hızla doldururduk" sözleriyle savunmaya çalışmıştı. Fakat her türden kritik pozisyona da cemaatçi isimleri yerleştirmeye devam ederek TRT'nin yayıncılığının yönünü değiştirmeyi, kurumun çalışma kültürünü alt üst etmeyi başardı. AKP memuru değilsen işine girişin zor Şahin'in Haber-Sen üyeleri başta olmak üzere bu değişimlere ayak direyenleri "fazlalıklar" arasında gördüğü sır değil... Geçtiğimiz haftalarda Haber-Sen üyelerine yönelik usulsüz görevden alma ve sürgün uygulamaları ile gündeme gelen TRT yönetiminin, en son da, Haber-Sen yöneticisi iki TRT çalışanını Ankara Oran Sitesi'ndeki binaya sokmaması karşısında sendikanın yaptığı açıklamada, "TRT yönetimi TRT emekçilerine resmen savaş açtı" denilmiş, TRT kapılarının kuruma emek veren TRT emekçilerine kapatılırken taşeron şirketlere, tarikatlara, hortumculara, yağmacı özel şirketlere açıldığına işaret edilmişti.