Zeynep Cemali Edebiyat Günü kutlandı

Çocuk edebiyatının usta yazarlarından Zeynep Cemali’nin anısına ithaf edilen ve Günışığı Kitaplığı tarafından düzenlenen edebiyat günlerinin ikincisi İstanbul'da gerçekleştirildi.

Çocuk edebiyatımıza usta bir dil ve anlatım zenginliği katan 2009’da yitirdiğimiz öykücü Zeynep Cemali’nin adına gerçekleştirilen edebiyat günlerinden ikincisi 6 Ekim Cumartesi günü Kadir Has üniversitesi Cibali Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi.

Günışığı Yayınevi’nin düzenlediği çocuk ve gençlik edebiyatı konferansını yazar ve şair Onur Caymaz yönetti.

Günışığı Kitaplığı Yayın Yönetmeni Mine Soysal’ın kısa süre önce aramızdan ayrılan yazar, şair Bilgin Adalı’yı andığı açış konuşmasının ardından Türkiye’de çocuk kitapları yayıncılığının ve dergiciliğinin yanı sıra haberciliğin de önemli isimlerinden olan Yalvaç Ural söz aldı.

“Asıl mesele çocuklar ve gençlik üzerindeki büyük kuşatmayı kaldırmak”
Ural konuşmasında bugünün gençlerini anlamak gerektiği üzerinde durdu. Çocuğu tanımak, çocuk eğilimlerini bilmek gerektiğini söyleyen Ural, asıl meselenin çocuklar ve gençlik üzerindeki büyük kuşatmayı kaldırmak olduğuna dikkat çekti. Ural, sözlerini, Şinasi’nin “Kurt ile Kuzu Hikâyesi”ni, Muallim Naci’nin “Mavi Alacalı Pasta”sını, Nabizade Nazım’ın “Sansar ile Tavuk”unu, Fikret Kartal’ın “Transfer Ahmet”ini ve bunun gibi bugün artık hatırlanmayan birçok önemli eserin çocukların dünyasına sunulması gerektiğiyle bitirdi.

Yalvaç Ural’ın ardından sözü edebiyat ve yayıncılık üzerine yazan kalemlerden Semih Gümüş aldı. Yaratıcı yazarlığın ne olduğunu anlatan yazar edebiyatın gerçekle olan ilişkisinin yaratıcı bir dil gerektirdiğini, başka alanlarda böyle bir dile gerek olmadığını vurguladı. “Kitaplar kitaplardan, yazarlar yazarlardan doğar” sözü doğrultusunda Gümüş, bu sözü desteklemek için birkaç çarpıcı örnek de sunarak renkli bir konuşma gerçekleştirdi.

Gümüş’ün ardından söz alan Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Zekeriya Kaya, “Türkçe Sorunları ve Ders Kitaplarımız” başlıklı sunumunda 16 ders kitabı incelendiğini ve bu kitaplarda ne gibi dil hataları yapıldığını örnekler üzerinden dinleyicilere aktardı.

Kocatürk: “Devlet yayıncılardan elini tamamen çekmeli, özelleştirme hız kazanmalı”
Türkiye Yayıncılar Birliği Genel Sekreteri olan Kocatürk, konuşmasında FATİH Projesi’nin olumlu bir gelişme olduğunun, devletin yayıncılar üzerinden elini tamamen çekmesi ve özelleştirmeye hız kazandırması gerektiğini savundu. Bunun üzerine söz isteyen Yalvaç Ural bu projeye tamamen karşı çıktığını belirtti. Ural’ın bu çıkışı dinleyiciler tarafından da alkışlandı.

Öğle yemeğinden önceki son konuşmacı, 1992-2000 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi Rektörü olarak görev yapmış Prof. Dr. Üstün Ergüder oldu. Bugün Eğitim Reformu Girişimi Direktörü olan Ergüder, “4+4+4, Okuma Kültürümüzü Geliştirmek İçin Bir Fırsat Olabilir Mi?” başlıklı sunumunu Mine Soysal’ın sorularına cevap verecek şekilde düzenledi. Soru cevap şeklinde giden sunumda Mine Soysal’ın çeşitli yollarla anlatmak istediği “uzaydan gelme 4+4+4 projesi”nin olumsuzluklarının üzerinde durmamaya çalışan Ergüder, bu yeni eğitim sisteminin siyasi temelli bir çıkış olduğunu ama nihai olarak bir eğitim reformcusu bakışıyla bu sistemi de diğer eğitim sistemleri gibi anlamaya çalışacaklarını söyledi.

“4+4+4 eğitim sisteminin açıkları bir türlü kapatılamıyor”
Sunumun sonunda dinleyicilere ayrılan on dakikalık soru-cevap bölümünde söz alan bir öğretmen, 4+4+4 eğitim sisteminin başlarında bir bela olduğunu, okullarda bu eğitim sisteminin açıklarının bir türlü kapatılamadığını, ana akım medyanın gerçekleri insanlardan sakladığını en sonunda da hiçbir şekilde bu dayatmayı kabul etmeyeceklerini dile getirdi. Sözlerini, Ankara Batıkent’te İmam hatibe dönüştürülen Kardelen İlköğretim Okulu velilerinin verdikleri mücadeleler sonucu okullarını geri aldıkları haberini paylaşarak bitiren öğretmen dinleyiciler tarafından coşkulu bir şekilde alkışlandı.

İplikçi: “Edebiyat gençliği güruhlaştırmaktan birey olmaya çekebilir”
Öğle yemeğinin ardından Yazarlar Behçet Çelik ve Aslı Tohumcu’nun konuşmacı olduğu “gençlik edebiyatı bizde de yazılabilir mi, yoksa zaten yazılıyor mu?” başlıklı paneli, yazar ve köşe yazarı Müge İplikçi yönetti. Dergilerde çocuk, gençlik ve edebiyat üzerine yazma eğiliminin azlığına değinen Tohumcuyu, edebiyatın gençliği güruhlaştırmaktan birey olmaya çekebileceğine değinen İplikçi takip etti. Çelik de isyankâr edebiyatla gençlik ruhunun birbirine benzediğini dile getirdi.

Son konuşmacı “edebiyattan yaşama süzülen öyküler” başlıklı konuşmasıyla Selim İleri oldu. İleri, sunumunda gerçeği ancak edebiyatın, sinemanın, tiyatronun anlatabileceğini söyledi.

Zeynep Cemali Edebiyat Günü, Zeynep Cemali 6-7-8. Sınıflar Öykü Yarışması 2012’nin Ödül Töreni’yle sona erdi.

(soL- Haber Merkezi)