Loç Vadisi direniyor

Yolsuzluğun, rüşvetin, kanun tanımazlığın yetmediği yerde kabakuvvetin kolgezdiği onlarca farklı coğrafyada HES sahtekârlığına karşı direnişler devam ediyor. Kastamonu'nun Cide ilçesine bağlı Loç Vadisi içlerinde belki de en sıcak olanı.

Türkiye’nin her yerinden destek vermek üzere gelenlerle kolkola iş makinalarının önüne çıkan Loç köylüsü bir defa daha özel güvenliğin saldırısına uğradı.

Loç köylüsü HES'e karşı bir yandan hukuki mücadeleyi sürdürürken diğer yandan genciyle yaşlısıyla her fırsatta iş makinalarının önüne çıkarak toprağını koruyor. Ümran Boru ve iştirakı Orye A.Ş. ellerinde ruhsat olmadığı halde köylüye ve köy tüzel kişiliğine ait topraklarda talana devam ederken en bildik, en arsız yöntemlerle saldırıyorlar.

Daha şimdiden, Loç Vadisi’ne bağlı dört köyün muhtarlarına, sakinlerine yüz binlerce liralık rüşvet teklif edilmiş durumda. Gecenin bir yarısı gelen telefonlarda köylünün köylünün aileleleri, yaşamları tehdit ediliyor sahte belgeler ve imzalarla arazilere giriliyor yöre insanı birbirine düşürülüyor bilirkişi raporları yok sayılıyor…

Bunlar yabancısı olduğumuz yöntemler mi? Her fırsatta HES karşıtlarını “terörist” ilan eden Erdoğan, önceki günkü açıklamasında Taksim’deki saldırıyı da “HES komplosu” ilan etti! AKP saldırganlığıyla birleşerek kontrolsüzleşen HES saldırısının Erdoğan’ın son birkaç günde yaptığı “Su akar, Türk yapar” beyanatlarıyla çok daha büyük bir talanın planlı parçası olduğu artık ortada.

Anadolu’nun farklı yerlerinde süren direnişlerde köylüsüyle çevrecisiyle HES karşıtları giderek siyasallaşan ve güçlenen bir mücadeleye sahip çıkıyorlar.

Loç köylüsü inatçı. Aylardır süren mücadelesi, Erdoğan’ın açıklamalarıyla kritik bir evreye girdi. “Baraj köyü ‘Evet’çiler ve ‘Hayır’cılar diye ikiye böldü” diyen Loç köylüsü de toprağını korumanın taşeron şirketle kavga etmekten öte bir anlamı olduğunun farkına varıyor.

Loç’ta neler oldu?
Haftasonu Türkiye’nin her yerinden HES karşıtlarının direnişe destek olmak için buluştuğu Loç Vadisi’nde iş makinalarının çalışmasını engellemek isteyen köylüler Orye A.Ş.’nin özel güvenlik biriminin saldırısına uğradı. Bu karşılaştıkları ilk saldırı değil. Orye A.Ş. daha önce de çalışma ruhsatını görmek isteyen ve şantiye şefi olmadan çalışamayacaklarını belirten köylülere karşı kaba kuvvete başvurmuştu.

Şirketin yasadışı çalışmasını sağlamak üzere sık sık köylülerle karşı karşıya gelen Jandarma da saldırıya müdahale etmeyerek özel güvenliğin köylüleri tartaklamasına göz yumdu.

Ümran Boru’nun iştirakı olan Orye A.Ş. Loç Vadisi’ne girdiğinden beri köy tüzel kişiliğine ve köylülere ait arazilerde izinsiz çalışma yürütüyor. “Çoktan kamulaştırıldığı” belirtilen tarlalar tapu kayıtlarında halen köylüye ait görünüyor. “Gerekli izinlerin alındığını” belirtmelerine rağmen ne şirket ne de Jandarma izinleri gösteremiyor. Köylülerin açtığı davalara ve proje hakkındaki olumsuz bilirkişi raporlarına rağmen şirketin vadide yaptığı tahribat geri dönülmesi zor bir boyuta ulaşmak üzere. Şimdiden binlerce ağacı kesen şirket proje kapsamında 220 bin metrekarelik alandaki tüm ormanı yok etmeyi planlıyor. Doğal koruma ve sit alanı olan Loç Vadisi’nin büyük bir kısmı proje sonunda sular altında kalacak. Devrekani deresinin suyunun yüzde 85’ini borularla taşıyacak olan baraj projesi bölgede doğal hayatı da tehdit ediyor. Orye A.Ş. baraj inşaatına paralel olarak bölgede bir de taşocağı açmayı planlıyor. Çalışmakta olan makinaların sesi nedeniyle vadideki hayvanların çoktan uzaklaştığını söyleyen köylüler, taşocağı açıldığında yağacak tozun bitki örtüsünü de hızla bozacağını belirtiyorlar.

Üç gün boyunca Loç Vadisi’nde doğayı, yaşamı, direnişi fotoğraflarla belgelemeye çalıştım. Loç’un ve bir bütün olarak HES karşıtı direnişin girdiği bu kritik evrede hızla güçlenmesini dileyerek.
Ve elbette, onbeşlik delikanlısından en önde yürüyen seksenlik İmmi ninesine, inat ve enerjiyle kapı kapı dolaşıp HES’i ve Loç’u anlatan Halime ablasına, kar-kış demeden direnişe destek olan Türkiye’nin her yerinden “Loç”lulara selamla…

Tuluğ Ünlütürk (soL)