Tuzla'daki Cahit Arf İlköğretim Okulu 4+4+4 düzenlemesi ile İmam Hatip Ortaokulu'na dönüştürülmek istenmesi üzerine Okulda okuyan öğrenciler, öğretmenler, idareciler ve veliler toplu bir şekilde buna karşı çıkmışlar ve kararı geri aldırmışlardı.
Ancak bu karar özellikle Eğitim Bir-Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı Talat Yavuz ile sendika yöneticisi ve aynı zamanda Okul Müdür Yardımcısı Nebahat Türk’ü memnun etmedi. Yurt'un haberine göre Yavuz ve Türk, okulun imam hatip olmasına karşı çıkan Okul Müdürü Hasan Ateş hakkında linç kampanyası başlattı.
Türk’ün, Ateş hakkında yaptığı “suç duyurusuyla” da memnuniyetsizlik zirveye çıktı. Müdür Yardımcısı, Ateş’in kendisine hakaret ettiği iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Gerekçe olarak da savcılığa ilginç bir rapor sundu.
Eğitim-Bir-Sen Başkanı uğraşıyor
Bu arada Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Talat Yavuz, Hasan Ateş hakkında hakaretlerle dolu bir yazıyı köşe yazarlığı yaptığı internet sitelerinde yayınladı. Ateş’in mahkeme kararıyla tekzip yayınlatması, linç girişimini engellemeye yetmedi. Üstelik, internet siteleri henüz hazırlık soruşturmasındaki bir dosyanın belgelerini yayınladı ve masumiyet karinesini yok saydı. Üstelik haberlerine “Hangi okul müdürü, yardımcısını hastanelik etti” başlığı koyarak Ateş’i hedef gösterdi.
İlk görüşte ‘Anksiyete bozukluğu’
Sitenin yayınladığı “rapor”da, Nebahat Türk’e “anksiyete bozukluğu” teşhisi konulması yeni bir skandalı da ortaya çıkardı. Rapor için Tuzla Devlet Hastanesi'ne giden Nebahat Türk, “anksiyete” tanısıyla psikiyatri bölümüne sevk aldı. Ancak nedense psikiyatri bölümü olmayan Gebze Özel Yüzyıl Hastanesi Nöroloji bölümüne gitti. Muayeneyi gerçekleştiren Nörolog Dr. İbrahim Çifti, Türk’e “anksiyete bozukluğu” teşhisi koyarak 3 günlük rapor verdi.
Uzmanlar öyle düşünmüyor
“Anksiyete” (kaygı) ve “anksiyete bozukluğunun” (kaygı bozukluğu) birbirinden farklı iki teşhiş olduğunu söyleyen Türkiye Psikiyatri Derneği yöneticisi Doç. Dr. Burhanettin Kaya, “anksiyeti”nin bir hastalık değil bir ‘durum’ bir ‘his’ olduğunu, kişilerin anlık anksiyete krizleri geçirebileceğini, ancak ciddi bir hastalık olan ‘anksiyete bozukluğu’ tanısının konulabilmesi için öncelikle bu krizlerin kişinin yaşam kalitesini bozacak kadar uzun süre örneğin 6 ay devam ediyor olması gerektiğini ifade etti. Anksiyete bozukluğu tanısı konulan kişilerin huzursuz, sabırsız, çabuk heyecanlanan, korkan, her şeyin en kötüsünün olacağını düşünen, kendilerini devamlı diken üzerinde ve ağlamaya hazır hissettiklerini belirtti. Nöroloğun bir günde bu hastalığın tanısını koyamayacağını söyleyen Doç. Dr. Kaya, “Örneğin bir hastanın epilepsi olduğunu görür görmez anlamama rağmen bu raporu nörolojik muayeneden geçirmeden veremem. Nörolog da bir hastayı görür görmez ‘anksiyite bozukluğu’ olduğunu bilse bile böyle bir rapor yazamaz, psikiyatriste sevk etmesi gerekir. Kaldı ki, tek bir muayeneyle ve tek bir olayla bu tanının konulması mümkün değildir” dedi. Kaya, anksiyete bozukluğu tanısı konulan bir hastanın mutlaka gözetim altında olması gerektiğini ve tedavisine devam etmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Hastane susuyor
Raporu veren Özel Gebze Yüzyıl Hastanesi’ndeki görevli Nörolog Uzm. Dr. İbrahim Çiftçi ve hastane başhekimi Uzm. Dr. Lütfi Çetinkaya ise telefonlara çıkmayarak sessizliğini korudu.
‘Dini inançlara saygısız’
İstanbul Valiliği’nin, Cahit Arf İlköğretim Okulu’nun imam hatip yapılmaması kararı sonrasında, internet sitelerinde Talat Yavuz imzasıyla yayınlanan, “Okul Dönüşümlerinde Provokasyon” başlıklı haberde “Ateş’in velileri imza toplamak için kışkırttığı, gazetelere haberler yaptırttığı, hakkında yolsuzluk soruşturmaları bulunduğu ve kendisinin dini inançlara saygısı olmayan bir provokatör olduğu” ileri sürülüyordu. Hasan Ateş bu yazı üzerine Tuzla Sulh Ceza Mahkemesi’nden “İçeriğin Yayından Çıkarılması ve Tekzip Metninin Yayınlanması Kararı” aldı ve Talat Yavuz hakkında suç duyurusunda bulundu.