Deliçay'dan sülfür çıktı

Yıldırım İlçesi'nden geçen Nilüfer Deresi'nin Deliçay koluna deşarj edilmeden akan kırmızı renkli atık suyu inceleyen TÜBİTAK'ın raporu korkunç gerçeği ortaya çıkarttı. Deliçay'da normalin 3 katı katı atık, 8 katı sülfür, 5 katı renk verici madde çıktı.

Yıldırım İlçesi'nden geçen Nilüfer Deresi'nin Deliçay koluna deşarj edilmeden akan kırmızı renkli atık suyu inceleyen TÜBİTAK'ın raporu korkunç gerçeği ortaya çıkarttı. Deliçay'da normalin 3 katı katı atık, 8 katı sülfür, 5 katı renk verici madde çıktı.

Uludağ'dan gelerek Nilüfer Deresi'ne karışan Deliçay kolundan akan kırmızı renkli atık sudan örnek alan Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Ali Uluşahin, TÜBİTAK Bursa Şubesi'nde yapılan testlerin sonuçlarını açıkladı. Test sonuçları endüstriyel atık iddialarını doğruladı.

"Deliçay hala kırmızı akıyor"
Bursa Akademik Odalar Yerleşkesi'nde basın açıklaması yapan Başkan Ali Uluşahin, Nilüfer Çayı'nı besleyen en önemli kollardan biri olan Deliçay'ın Türkiye'deki doğa ve çevre tahribatılarına örnek olduğunu belirtti. Kirlenen doğanın sorumlusunun sadece kirletenler değil, gereken denetlemeyi yapmayan ve göz yuman yetkililer olduğunu vurgulayan Uluşahin, "Bu konunun gündeme gelmesinin ve bizim çalışma başlattığımızı açıklamamızın üzerinden 15 gün geçti ve dün yaptığımız incelemede Deliçay’a halen atıkların kontrolsüz bir şekilde bırakılmaya devam ettiği gerçeği ile karşılaştık. Deliçay'da akan kan olmasa da, mecazi anlamda Deliçay kan akmaya, kanamaya devam ediyor. Aldığımız numunelerin Tübitak-Butal’de yapılan analiz sonuçlarını aldık ve tablonun ne denli vahim olduğu gerçeği ile bir kez daha yüzleştik. Bırakılan atık içerisindeki toplam katı madde miktarı olması gerekenin 3 katı, yağ ve gres miktarı limitlerin üzerinde. Toplam sülfür miktarı limitlerin sekiz kat üzerinde. Renk limitlerin 5 katından daha fazla üzerinde" dedi.

"Bataklık tablosu oluşuyor"
Yağ ve gres gibi maddelerin fazla olmasının sudaki oksijeni tükettiğini ve canlı hayatını bitirdiğini söyleyen Uluşahin, "Aerobik denilen yararlı bakteriler yaşayamayacağından su içerisindeki safsızlıkları bertaraf etme yeteneğini kaybediyor. Yüksek sülfür, sülfat ile dönüşüm içerisinde olarak, hem sudaki oksijeni tüketiyor hem de sülfatın toksik etkisi ile su kirleniyor. Ayrıca yüksek sülfür, hidrojen sülfür olarak uçacak ve ortamda son derece rahatsız edici bir koku oluşturuyor. Yüksek miktarda olan toplam katı madde miktarı ise içeriğinin detaylı belirlenmesi gereken, ağır metaller içerme olasılığı taşıyan bir unsur. Yüksek renk suya güneş ışınlarının ulaşmasını azaltıyor ve yine sudaki yararlı bakterilerden olan aerobik bakterilerin yaşama şansı ortadan kalkıyor. Sudaki aerobik bakterilerin ölümü, sudaki anaerobik denilen çürükçül bakterilerin çoğalmasına neden oluyor ve ortama çok ciddi koku salgılanırken, sağlık açısından son derece zararlı olan bir bataklık tablosu oluşuyor" diye konuştu.

Endüstriyel atık suların, doğru işletilen arıtma tesisleriyle uygun şekle dönüştürülebildiğini kaydeden Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Ali Uluşahin, arıtma tesislerinin doğru şekilde denetlenmesi gerektiğini dikkat çekti. Yetkililer tarafından yaptırımların mutlaka uygulanması gerektiğinin altını çizen Uluşahin, sanayici için maliyet kalemi gibi görülen arıtma tesisleri için devletin destek sağlaması gerektiğini söyledi.

Deliçay gibi çevre felaketlerinin, kontrolsüz deşarjların sayısının çok olduğunu ifade eden Uluşahin, yetkilileri uyardı.

(soL -Bursa)