Çayelililer: ‘Vadime dokunmayın’

Rize’nin Çayeli ilçesinde Derelerin Kardeşliği Platformu tarafından düzenlenen mitingde yüzlerce insan, bölgeye yapılacak olan hidroelektrik santrallere karşı yürüdü.

soL (TRABZON) Derelerin Kardeşliği Platformu, Rize'nin Çayeli ilçesinde hidroelektrik santrallere karşı bir miting gerçekleştirdi. Bölgeye yapılacak olan hidroelektrik santralleri sloganlarla protesto eden halk, pazaryerine kadar yürüdü.

Çayeli Senoz Deresi Koruma ve yaşatma Dermeği Başkanı Dr. Mahmut Akyıldız, mitingde yaptığı konuşmada "Nasıl vücudumuz kendiliğinden kanı yeniliyorsa, dereler de doğayı yenilemektedir. Bu dengeyi bozmak büyük sorunları da beraberinde getirir. Ülkemizde mutlaka enerjiye ihtiyaç vardır. Biz vatan haini değiliz. Ancak birçok dere denize karışırken, yaz ayları ile birlikte azalan derelerimize göz dikilmesi bizi şaşırttı" dedi.

Enerji açığının doğru olduğunu belirten Akyıldız, "doğrudur ama adres yanlıştır. Gözlerini bölgemize diken sermayedarlar 'Nasıl az maliyetle çok enerji elde ederiz' hesabındadır. Dünyada küresel ısınmadan doğan su sıkıntısı vardır. Bizim bölgemiz bu anlamda değer kazandı. Geçmişte toprak için savaş eden ülkeler artık yakın gelecekte su için savaşacaklar. Dünyanın en zengin su kaynağı bizim bölgemizde bulunmaktadır" dedi. Bu olayın bugün Senoz deresinde yaşandığını ancak yarın başka derelerde de yaşanacağını belirten Akyıldız, "Karadenizliler olarak HES santrallerine dur demeliyiz"dedi.

Derelerin Kardeşliği Platformu adına konuşan Avukat Remzi Kazmaz ise Çamlı Hemşin'de kurulacak santrali mahkeme kararı ile durdurduklarını söyleyerek "Mahkemeler, bilim adamları kurulacak olan HES'lerin bölgeye zarar vereceğini söylüyor. Ancak yetkililer hâlâ uyuyor" dedi.

Mitinge bölgede bulunan birçok demokratik kitle örgütünün yanı sıra siyasi partiler de katıldı. Konuşmaların ardından Grup Helesa, yerel sanatçılar ve Gökhan Birben'in sahne aldığı konserler düzenlendi.

Çevre hakkı insan hakkıdır
Bölgede kurulmak istenen HES'lere ve akarsuların satılmasına ilişkin bir basın açıklaması da İnsan Hakları Derneği Trabzon Şubesi'nde gerçekleşti. Basın açıklamasına İnsan Hakları Derneği Trabzon şubesi yönetim kurulu üyeleri Tursun Baytar ve Muammer Celep ile birlikte Çevre ve Kültür Girişimcileri Derneği yönetim kurulu üyeleri Hazar Dilaver ve Ali Atık katıldı.

Derelerin Kardeşliği Platformu adına konuşan Muammer Celep, "Çevre hakkı insan hakkı faaliyetleri arasında bir haktır. Çünkü çevre, doğa yok olduğunda insanlığın da sonu gelmiş oluyor" dedi.

Basın açıklaması sırasında söz alan Çevre ve Kültür Girişimcileri Derneği yönetim kurulu üyesi Hazar Dilaver ise, "Bu vadilerde HES kurulamaz. Neden mi? Elektrik enerji nakil hatları buna asla müsaade etmez. Ederse astarı yüzünden pahalı olur. Bu derelerde HES kurulamaz. Neden mi? Çünkü bu derelerin debisi 12 ay aynı akmaz hatta o elektrik enerjisini ancak dört ay akan dereden alabilirsiniz. Nereden mi biliyoruz? Tabii ki üniversitelerin bilim adamları raporlarından" dedi.

Derelerin Kardeşliği Platformu AKP'ye karşı örgütleniyor
AKP'nin son özelleştirme adımlarından biri olan akarsuların satılmasına karşı ve bölgeye kurulmak istenen HES'lerin çevreye verecekleri zararları, Karadeniz halkının gündemine taşımak için oluşturulan Derelerin Kardeşliği Platformu bölgede bu konuda halkı bilinçlendirmeye çalışıyor. Bölgede birçok il ve ilçede halkın yoğun desteğini de arkasına alarak kurulan Derelerin Kardeşliği Platformu, bünyesinde birçok demokratik kitle örgütünün yanı sıra siyasi partileri de barındırıyor.

HES'lere karşı ortak mücadele
Türkiye Komünist Partisi Trabzon İl Örgütü de akarsuların özelleştirmesi ve bölgeye kurulacak olan HES'lerin zararlarına ilişkin bir rapor hazırlayarak Derelerin Kardeşliği Platformu'nda ortak bir mücadele için emekten yana siyasi parti, sendika ve demokratik kitle örgütlerini mücadeleye çağırdı.

Yayınlanan çağrı metninde, "AKP iktidarı tüm kamusal kaynaklarımızı satarak ülkemizi bir manda cumhuriyetine çevirmek için canla başla çalışmaktadır. Ardı arkası kesilmeyen satış işlemlerinde sıra akarsulara gelmiştir. Ülkemiz ve dünyada doğal güzellikleriyle bilinen bölgesi Karadeniz ve yöre halkı hayati bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Tatlı kâr alanı olarak düzenlenen enerji sektörü yerli, yabancı sermayeye altın tepsi içinde sunulmaktadır.

İkizdere'deki Rüzgârlı Vadisi ve Artvin'de bulunan Macahel bölgesinde başlayan santral inşaat çalışmalarına yöre halkı çeşitli eylemlerle tepkisini dile getirmektedir. Bölgemizde sadece bu iki yere yapılmak istenen hidroelektrik santrali sayısı dokuzdur. Bölge genelinde ise 100'e yakın HES projesi vardır. Bu projelerde ne kamusal yarar, ne halk sağlığı ne de ekolojik denge gözetilmiş sadece sermayeye yeni kâr alanları yaratmak hedeflenmiştir" ifadelerine yer verildi.