50 yılda göllerimizin yarısını kuruttuk...

Yaklaşık iki ay boyunca Türkiye’nin göllerini ziyaret eden ve 3 bin kilometre pedal çevire Suyun İzinde ekibi, yolculukları boyunca otuzdan fazla gölü incelediklerini belirterek, “Göl ve sulak alanların yarısı kurutulmuş, diğer yarısı ise kurumak üzere ya da kirlikle boğuşuyor” uyarısında bulundu.

Handan Elpit çevre, Fatih Taşkıran ise orman mühendisi. Bu iki genç ve idealist mühendis, Anadolu’nun yanlış politikalar sonucu insan eliyle kurutulan gölleri karşısında bir şeyler yapabilmek için bisikletleriyle Haziran başında Burdur’dan yola çıktılar. Amaçları, incelemelerde bulundukları göllerin durumu hakkında yöre insanlarıyla konuşarak sorunları yerinde tespit etmek ve elde ettikleri bilgileri yetkililerin ve kamuoyunun dikkatine sunmaktı. Yaklaşık iki ay boyunca kavurucu sıcağın altında 3 bin kilometre pedal çeviren suyun izinde ekibi, otuzdan fazla gölü ziyaret ederek Ankara’ya ulaştı. Kendilerine destek veren Perşembe Akşamı Bisikletçileri adlı grupla birlikte Güvenpark’ta bir etkinlik düzenleyen Suyun İzinde ekibi, burada yaptığı basın açıklamasında Anadolu’nun gölleriyle ilgili çarpıcı izlenimlerini aktardılar.


Akgöl, Ereğili, Konya

Anayasa korunsun diyor ama Bakanlık kurutuyor
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle korumayı taahhüt ettiği göllerin, insan da dâhil binlerce canlıya hayat verdiğinin altını çizen Suyun İzinde ekibinden Orman Mühendisi Fatih Taşkıran, Anayasa ve ilgili kanunlarda doğal varlıkların korunması gerektiğinin belirtildiğini ancak Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın ‘1000 günde 1000 Gölet’ ve diğer baraj projeleri ile kendi baraj göllerini yaratarak dereleri ve gölleri kuruttuğunu savundu.


Meke Gölü

Doğa Koruma Mevzuatı hiçe sayılıyor
Bakanlığın, doğal göllerin kurutup yerine HES veya sulama amaçlı baraj ve göletler yaparak kamuoyuna bir gelecek sunmaya çalıştığını öne süren Taşkıran, “Türkiye’de doğa koruma ile ilgili bütün hukuki mevzuat hiçe sayılıyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, DSİ Genel Müdürlüğü Kuruluş Kanunu’na dayanarak Anadolu’nun doğasını yaşatmak yerine yok etmeyi tercih ediyor” dedi.

Elli yılda Türkiye'nin göllerinin yarısı kurutuldu!
Açıklamasında, son elli yılda barajlar, drenaj kanalları ve sondaj kuyuları ile göllerin yarısının kurutulduğunu dile getiren Taşkıran, yapılacak yeni barajlar ve göletlerle yok edişin hızlandırıldığını öne sürdü. Sulak alanların korunması amacıyla yapılan yönetim planları ve havza koruma eylem planlarında, bu faaliyetlerin durdurulması kararlaştırılmasına rağmen uygulamada baraj sayısında artış olduğunun görüldüğünü vurgulayan Taşkıran, dört baraj ve yirmiye ye yakın gölet ile kurutulan Burdur Gölü havzasına 11 yeni gölet daha yapılması kararını bu görüşüne örnek olarak gösterdi.


Seyfe Gölü, Kırşehir

Doğa, Samsun'da sel, Konya'da kuraklıkla uyarıyor
İnsan müdahalesiyle tahrip edilen doğanın kendini korumak için aşırı iklim ve hava olaylarıyla tepkisini artık daha sık gösterdiğinin altını çizen Taşkıran, “Güney Asya’daki seller, Kuzey Amerika’daki kuraklık, Samsun’daki sel, Konya’daki kuraklık ve Elazığ’daki hortumlar doğaya müdahale edilmemesi gerektiğini gösteriyor” diye konuştu.


Sultan Sazlığı, Kayseri

Kalkınma bahanesiyle yapılan müdahale yaşamı yok ediyor
30 yıldır Türkiye’deki sulak alanlarla ilgili çalışmalar yürüten Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erol Kesici’nin, göllerin hala kurutuluyor olmasının, yasalar ve sulak alan yönetim planlarının uygulanmamasından kaynaklandığına işaret ettiğinin altını çizen Taşkıran, Kesici’nin, “kalkınma bahanesiyle doğaya yapılan bütün müdahaleler suyu ve yaşamı yok ediyor. Doğal göller dereleri, dağları ve canlılarıyla bir bütün olarak görülmeli ve bu bütüne zarar veren insan kaynaklı faaliyetler durdurulmalıdır” tespitine atıfta bulunarak, “Suyun İzinde ekibi olarak kurutulan gölleri ve sulak alanları incelemek için pedal çevirmeye ve sorunları ilgililerle görüşmeye devam edeceğiz” dedi.

Yusuf Yavuz