Tecavüzü kınayan kadınlar yargılanıyor!

Antalya'nın Kaş ilçesinde üç yıl önce bir yatılı okulda tecavüze uğradığı öne sürülen 16 yaşındaki S. K. adlı genç kadının davasına destek vermek için basın açıklaması yapan kadınlar ile tecavüz mağduru S.K.'nın avukatına dava açıldı.

"Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme" suçlamalarıyla haklarında dava açılan 19 sanığın yargılandığı ve önceki gün Kaş Asliye Ceza Mahkemesinde görülen dava, 13 Aralık tarihine ertelendi. Tecavüz iddiasıyla yargılanan üç kişinin beraat ettiğini ancak tecavüze tepki gösterdikleri için kendilerinin yargılandığını söyleyen kadınlar, haklarında açılan davayı hukuk açısından utanç verici olarak değerlendiriyor.

Tecavüzü kınayan kadınlara şoke edici dava
İddialara göre, yatılı okulda öğrenim gördüğü sırada tecavüze uğrayan 16 yaşındaki S. K.'nin, olaydan ancak bir buçuk yıl sonra açılabilen davasına destek vermek ve tecavüzleri kınamak için geçtiğimiz yıl 11 Mayıs tarihinde Kaş Hükümet Konağı önünde basın açıklaması yapan kadınlara ve tecavüz mağduru S.K.'nın savunmasını üstlenen avukat Tuncay Koç'a dava açıldı.

Kaş Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasında, Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi üyeleri, Eğitim-Sen Antalya Şubesi üyesi öğretmenler ile tecavüz mağduru genç kızın avukatı Tuncay Koç hazır bulundu. Dava açılanlar arasında tecavüz mağduru genç kadına ve ailesine psikolojik destek veren rehber öğretmen Züher Çapar’ın da olması dikkat çekti. Antalya ve Kaş'tan çok sayıda kadının da izlediği duruşma, aynı davada yargılanan bir kişinin ifadesinin de alınabilmesinin ardından yeniden görülmek üzere 13 Aralık tarihine ertelendi.

Av. Hasan Uğur: "İnsan haklarını savunmak görevimiz"
Duruşmanın ardından yargılanan kadınlar ve Tuncay Koç'un avukatları adına bir açıklama yapan avukat Hasan Uğur, savunmacıların yasalar gereği insan haklarını savunmayı görev olarak kabul ettiklerini ancak söz konusu davada savunma yapan arkadaşları için iddianame hazırlanmış olduğunu belirterek, "Ben bu davanın asıl bu yönüne bakıyorum. Diğer yönden yargı kararını verecektir. Ancak uluslararası sözleşmeler, avukatlık kanunu ve anayasamızdaki temel hak ve özgürlükler dikkate alındığında, burada bir suç unsurunun olmadığı kanısındayım. Yargılama devam ettiği için davanın özü hakkında bir şey söyleyemeyiz, ama bu türden hukuka aykırı bulduğumuz olaylar karşısında taraf olmaktan kaçınmayacağız, sesimizi çıkaracağız. Bu konuda yasamızın bize vermiş olduğu toplumu bilinçlendirme ve insan hakları ihlalleri noktasında açıklama yapmaktan, görüşümüzü belirtmekten kaçınmayacağız" dedi.

Açılan davada yargılamayı etkilemeye çalışmak ve toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet etmekle suçlandığını kaydeden Uğur, araç trafiğine kapalı bir yoldan Kaş'taki adliyeye gidilebilen bir güzergah olduğunu belirterek, "Bu da ancak yürüyerek geçilebilecek bir nokta. Bu yönüyle bir tezatlık teşkil ediyor. Diğer yandan bir avukatın vekil olarak taraf olduğu bir dosyada savunma görevini yapmasından dolayı hakkında iddianame hazırlanmış olması da demokratik bir hukuk devletine yakışmıyor" diye konuştu.

"Mağdur vekiliydik, mağdur olduk"
Tecavüz mağduru S.K.'nın Antalya'daki kadın örgütüne başvurusu üzerine vekaletini aldığını dile getiren avukat Tuncay Koç ise, "mağdur vekiliydik, mağdur olarak sanık durumuna geçtik" diye konuştu.

"Yargılansak da mücadelenin takipçisi olacağız"
Kendilerine açılan davanın adil yargılanmayı talep eden ve kadına yönelik şiddeti eylemlilikle bu tür olaylara karşı toplumsal duyarlılığı arttırmayı amaçlayan kadınlara ve avukatlık mesleğini yapanlara karşı yapılan yasal bir baskı olarak gördüklerini kaydeden Koç, "Bir tecavüz mağdurunun davasında adil yargılanmayı isteyerek tacize ve şiddete dikkat çeken bir grubun basın açıklamasına dava açarak bu şekilde bir cezaya tabi tutması bizim açımızdan düşündürücüdür. Ancak yargılansak da her türlü baskıya karşın kadın, insan ve çevre haklarına karşı verilen her türlü mücadelenin takipçisi olacağız" dedi.

"Bu, tecavüzü kınayan kadınlara açılan ilk dava"
Kendilerine başvuran tecavüz mağduru genç kızın davasına müdahil olduklarını belirten Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi eski Başkanı Serap Gürbüz Gürler de gönüllü avukatlar ve uzmanlarla birlikte bu davaya sahip çıktıklarını söyledi. Benzeri davalara katılmayı sürdüreceklerinin altını çizen Gürler, "Ancak bugüne kadar ilk kez tecavüzü kınayan kadınların yargılanmasıyla karşı karşıyayız. Bu anlamda bir ilktir bu dava. Son olmasını diliyoruz. Biz adil yargılamayı engellemek için değil, adil yargılamanın sağlanması için buradaydık. Bizler bilime ve hukuka olan inancımız doğrultusunda avukatlar ve psikologlarla çalıştık. Aksi halde erkekler gibi kendi adaletimizi kendimiz sağlamaya çalışırdık. Oysa içinde bulunduğumuz toplumun kurallarına yaslanarak bunu sağlamaya çalışıyoruz. Çünkü bizler tecavüzü ve tacizleri durdurmak için bir mekanizmanın çalışması gerektiğine inanıyoruz. Ancak bu mekanizma şu anda çalışmıyor. Bizler kadınların ve çocukların yanında olmak için buradayız. Her yerde de olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

"Tecavüz mağdurlarının yanında olmak sorumluluğumuz"
Davada yargılananlardan Eğitim-Sen Antalya Şubesi Kadın Sekreteri Fatma Dilek Eldeniz de "Kadına yapılan her türlü taciz ve şiddetin karşısında olan bir eğitimci olarak mağdur olan genç kızlarımızın yanında olmak gibi bir sosyal sorumluluğumuz var" değerlendirmesinde bulundu.

"Suçlular beraat etti, bizler yargılanıyoruz"
Kaş'ta bir lise öğrencisinin tecavüze uğraması karşısında sessiz kalamayacaklarını belirten Eldeniz, tecavüzün bir suç olduğunu ve bunun herkes tarafından anlaşılarak tepkiyle karşılanması gerektiğinden hareketle bir basın açıklaması yaptıklarını belirtti. Eldeniz, "Toplumun tecavüzler ve kadına yönelik şiddet karşısında sessiz kalmamasını sağlamaya yönelik bir baskı oluşturmak istedik. Biz adaletin yerini bulması için buraya geldik. Anayasa ve evrensel hukuk ilkeleri doğrultusunda hareket ettik ve bunun bir suç olmadığını düşünüyoruz. Ama ne yazık ki asıl suçlular beraat ettiler, bizler yargılanıyoruz. Hakkımızda soruşturma ve dava açılması yargı açısından utanç verici bir olay ama biz yaptığımızdan asla utanmıyoruz. Asıl suçluların utanması gerekir ancak adalet kurumuna güvenmekten başka çaremiz yok. Bizler kadın erkek demeden bu tür konularda duyarlılıklarımızı göstermek durumundayız" diye konuştu.

Dosya Yargıtay'da
Bugün 19 yaşında olan tecavüz mağduru S.K.'nin Kaş Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen davası Yargıtay tarafından uygun bulunmayıp, davanın Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesi kararlaştırılmıştı. Ancak yerel mahkemenin hükmünü vermesinin ardından usul yönünden yeniden Yargıtay aşamasında olan dava dosyasında üç kişi, "küçük çocukla cinsel ilişkiye girmek" suçlamasıyla tutuksuz yargılanıyor.

Kaş’ta tecavüzü kınayan basın açıklaması yapan ve aralarında öğretmenlerin de bulunduğu 19 sanık, Züher Çapar, Müminiye Aydın, Fatma Dilek Eldeniz, Aliye Özbay, Dilek Omaklılar, Zeynep T. Melikoğlu, Hacer G. Öztürk, Özlem Ak, Emine Karakurt, Nesrin Hançer, Serap Çöl, Hülya Karna, Serap Gürbüz Gürler, Özlem Havadır, Oya B. Demirel, Nigar Yılmaz, Tuncay Koç, Nazmiye N. Yöngeniz ve Semra Y. Üvendire gibi isimlerden oluşuyor.

Yusuf Yavuz