Kadınlarda ağız ve diş sağlığı: Hangi dönemde, nasıl?

Ağız ve diş sağlığının korunabilmesi için yaşam boyu hijyene ve düzenli kontrollere özen gösterilmesi gerekiyor. Ancak uzmanlar, kadınların özellikle dikkat etmesi gereken kimi dönemler olarak ergenlik, hamilelik ve menopozu işaret ediyor.

(soL - Haber Merkezi) Ağız ve diş sağlığının korunabilmesi için yaşam boyu hijyene ve düzenli kontrollere özen gösterilmesi gerekiyor. Ancak uzmanlar, kadınların özellikle dikkat etmesi gereken kimi dönemler olarak ergenlik, hamilelik ve menapoz dönemlerini işaret ediyor.

Ergenlik: 'Fırçalamayacağım işte'
Bu dönemin başlarında tüm daimi dişler (20 yaş dişleri hariç) tamamlanmış oluyor. Ancak Türkiye'de koruyucu sağlık hizmetleri ve eğitim programları sağlık sisteminin kritik bir halkası olarak tanımlanmadığından, gençler ömürleri boyunca onlara eşlik edecek olan dişlerinin bakımı ve hijyeninin sağlanması konusunda yeterli bilgiye sahip değil.

Ergenlik döneminin getirdiği psikosoyal durum da buna eklenince, yeterli ağız hijyeni sağlanamadığından çürük ve diş eti iltihapları yaygın görülür hale geliyor. Hormonal değişiklikler de (özellikle adet kanamaları döneminde) diş etinde ödem, büyüme ve kanamaları tetikliyor.

Hamilelik: Her çocukta bir kaç diş kaybetmek olağan mı?
Hamileliğin diş kaybına neden olacağı ifadesi bir şehir efsanesi. Ancak hamilelik ağız ve diş sağlığını etkiliyor ve bu konuda özel önlemler almak gerekiyor.

Hamilelik planlayan her kadının mutlaka diş hekimi kontrolünden geçmesi, bu kontrolde gerekli olan tedavilere dönük bir yol haritasının çıkarılması ve hamilelik öncesi tamamlanması öneriliyor. Aksi takdirde bu sorunlar hamilelik döneminde nüksettiğinde tedavi için röntgen çekilmesi veya ilaç kullanılması bebeğin sağlığını tehlikeye atabiliyor.

Hamile kadınların, beslenme sıklıkları ve miktarları artabileceğinden ağız hijyenine daha fazla dikkat etmeleri gerekeceği yönünde bilgilendirilmeleri gerekiyor.

Hamilelik döneminde salgılanması artan östrojen ve progesteron hormonları dişetinde ödem, şişlik ve kanamayı tetikliyor. Bu duruma hamilelik periodontitisi deniyor ve hamileliğin 2. ayında başlayıp 8. ayında en üst seviyeye ulaşıyor. Hamilelik sonrasında ise bu tablo kendiliğinden geçiyor.

Hamile kadınların bu konuda bilgilendirilmesi, diş etlerinde kanama oluyor diye dişlerini fırçalamama eğiliminden mutlaka kaçınması gerektiği belirtiliyor.

Diş tedavileri sırasında kullanılan anestezik maddeler, antibiyotik, ağrı kesici ve diğer ilaçların kullanımında kadın doğum uzmanı ve ilaç firmalarının uyarılarının dikkate alınması gerekiyor.

Tedaviler sırasında röntgen kullanımından kaçınmak, zorunlu hallerde ise hamile kadına kurşun önlük giydirilmesi ve düşük doz tekniklerinin kullanılması öneriliyor.

Sabah bulantıları olan ve sık kusan hamilelerde, ağız içindeki asidik ortam dişlerde aşınma ve hassasiyetlere sebep olabiliyor. Bunu engellemek için ağız gargaraları veya en azından ağzın sık sık bol su ile çalkalanması uygun bulunuyor.

Eğer iyi bir beslenme ile birlikte yeterli ağız bakımı yapılır ise hamilelik döneminde normal dönemden farklı bir sorunla karşılaşılması beklenmiyor. Beslenme hem anne hem de bebeğin sağlığı için çok önemli. Bu dönemde A, C, D vitaminleri, fosfor ve kalsiyum bakımından zengin meyve, sebze tahıl, süt ve mandıra ürünleri ile et, balık ve yumurta dengeli bir biçimde alınması, ağız-diş sağlığı açısından da kritik bir önem taşıyor.

Doğum Kontrol Hapları
Doğum kontrol hapları içerdikleri hormonlar (progesteron ve östrojen) sebebiyle hamileliğe benzer etkiler (diş etlerinde şişme, kızarıklık, kolay kanama) görülmesine sebep oluyor.

Bazı antibiyotikler doğum kontrol haplarıyla birlikte kullanıldığında etkilerinde azalma oluyor, bu yüzden özellikle uzun diş tedavilerinden önce kullanılan doğum kontrol hapının mutlaka diş hekimine bildirilmesi gerekiyor.

Menopoz
Menopoz kadınların yaşamında oldukça önemli bir süreç. Bu dönemde kadınlarda hormonal ve psikolojik değişiklikler oluyor, bu etkileşimden ağız dokuları ve dişler de payını alıyor.

Menopoz süresince östrojen seviyesinde ciddi düşüşe bağlı olarak, kemikteki kalsiyum seviyesinin düşmesi, buna bağlı olarak da kemik erimesi (osteoporoz) tablosu ortaya çıkıyor. Dişi çevreleyen kemik dokusundaki erime, dişlerin destek dokularını yitirmelerine ve dişlerin sallanarak kaybedilmesine neden olabiliyor.

Östrojen aynı zamanda kalsiyum emilimi için de gerekli. Menopoz döneminde yüksek miktarda kalsiyuma ihtiyaç var ve günlük diyetle karşılanamayan kalsiyum ihtiyacı, kalsiyum preparatları kullanımı ve kalsiyum emilimini sağlayan D vitamini ile destekleniyor.

Menopoz döneminde ağız ortamında birçok değişik belirti gözlemek mümkün. Bu belirtilerin tümü veya bir kaçı aynı kişide görülebiliyor. Belirtiler ise ağız kuruluğu, ağızda hassasiyet, çene kemiğinde erime, tat alma duyusunda değişiklik ve ağızda ağrı ya da yanma hissi oluyor

Bu döneme kadar kişi dişlerinin bir kısmını veya tamamını kaybetmiş olabiliyor. Bu eksikliklerin uygun protezlerle giderilmesinin yaşam kalitesi açısından çok önemli olduğu belirtiliyor.