Bir Emniyet-Zaman ortak yapımı

31 Ekim tarihli Zaman gazetesi, Emniyet Genel Müdürlüğü raporunun, “kadına yönelik şiddette İzmir ilk sırada” iddiasını haberleştirirken, ne gericiliğin fethedemediği İzmir fobisini ne de kadın düşmanlığını frenleyebildi.

Önceki gün Zaman gazetesinde haberleştirilen Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan rapora göre, İzmir’de son sekiz ayda 4 bin 650 kadın, şiddet gördüğü için devletten koruma ve sığınma talep etti. İzmir mahkemeleri, şiddete uğrayan kadınlardan 800’ünün kocasına evden uzaklaştırma cezası verdi.

Haberde, İzmir Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü yetkilileri de emniyetin raporuna dair bir değerlendirme yapıyor ve “toplum genelinde şiddetin bu kadar artmasında en büyük pay, maalesef basında yer alan şiddet haberleridir. İnsanlar kötüye özenerek şiddetin dozunu artırdı” biçiminde, AKP iktidarı döneminde yüzde 1400 artan kadın cinayetlerinde faturayı “yaygaracı medyaya” kesiyor, yoksulluğun, gericiliğin kadını değersizleştiren, ölüme mahkum eden sosyal hükümlerini görmemeyi tercih ediyor.

Açıklamanın devamı ise Türkiye’deki gerici, erkek egemen hukuk sisteminin, kadın cinayetleri söz konusu olduğunda yıllarca baş tacı ettiği “haksız tahrik indirimini” çağrıştıracak nitelikte. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü “Devlet olarak, biz sizi koruruz, bakarız deyince evi terk etmelerde patlama oluyor. Eskiden bir şekilde Türk örf ve âdetleri kapsamında uzlaşma yoluna gidiliyordu, şimdi bu durum ortadan kalktı” diyerek topu devletten bulduğu yüzle “yuvasını yıkan” kadına atıp, sahip oldukları bu anlayışla şiddet mağduru kadınlara nasıl yardım edebileceklerine dair de ipucu veriyor.

Zaman’ın “uzman” görüşü…
Aynı haberde, bu araştırma için fikri alınan Psikolog Fatih Kalkınç ise bu durumun “büyük şehirlerde yaşayanların haklarını daha iyi bilmesi, bu şehirlerde polise başvuruları artıran önemli bir etken” şeklinde değerlendiriyor.

Haberde fikri alınan uzman da Şifa Üniversitesi bünyesinden seçilmiş. Bir dizi internet sitesinde yaptığı açıklamaları arasında “evde otorite mutlaka babada olmalı” sözleri de bulunan Fatih Kalkınç’ın kadına yönelik şiddete dair bir haberde yorumunun alınması da Zaman’a has bir ironi içeriyor.

Haberin ilginç ve Zaman’a özgü yanlarından biri de, kadına yönelik şiddete dair bir raporu İzmir’i parmakla göstermesinden de faydalanarak ayrıntıyla ele alırken bir yandan da kadın cinayetlerinin haberleştirilmesinin kötü örnek oluşturulduğunu iddia etmesi. Anlaşılan Zaman, hem İzmir’i “uzmanların çalışmalarına dayanarak” yerme hem de “cinayet yok, abartı var” mesajı verme fırsatını kaçırmak istememiş.

Suç bastıran emniyet…
Öte yandan kadına yönelik şiddete dair rapor yazan Emniyetin sicili düşünüldüğünde, suç mahaline dönüp, delilleri yok etmeyi planlarken yakayı ele veren polisiye roman karakterleri akla geliyor.

İzmir’de ailesiyle birlikte eğlenmeye gittikleri müzikholde gözaltına alınan 37 yaşındaki Fevziye Cengiz’in karakolda 2 polis tarafından uğradığı şiddet güvenlik kameraları kayıtlarıyla ortaya çıkmıştı. Olay sonrasında, Türkiye’de her işkence davasında yapıldığı üzere “polise mukavemet” iddiasıyla Fevziye Cengiz hakkında bir de dava açılmıştı.

Polis Akademisi Başkanı Remzi Fındıklı’nın yazdığı bir kitapta kadına dair yaptığı açıklamalar da yine “modern insanın” dudağını uçuklatacak cinstendi. "Bal arıdan, kavga karıdan olur", "kadının cihadı eşiyle güzel geçinmesidir" gibi özlü sözler sarf eden Fındıklı,”15’inde kız ya erde ya yerde olmalıdır” ifadesiyle de “ya benimsin ya kara toprağın” zihniyetiyle hareket eden binlerce failin de nazariyesini yansıtmıştı.

Emekli Emniyet Müdürü Dr. Hasan Yağar da mensubu olduğu teşkilatın geleneğini bozmayanlar arasında yer alıyordu. Çağın Polisi dergisinde “Erkeklerimizin cinayet derecesindeki bir eylemi durup dururken işlemesini söylemek mümkün değildir. Kanaatimce dil ve hareketlerle sebep mahiyetinde gündeme getirilen bir olgunun ağır tahrik derecesinde ve kabul edilemez mahiyette kişiyi, geleceğini murdar eder anlamda öldürme eylemine sürüklediği söz konusu olsa gerek” diyerek “kadınların aslında neden öldürüldüğüne” Emniyetin meşrebince açıklık getirmiş oluyordu.

(soL-Haber Merkezi)