Ali Bulaç kadın-erkek eşitliğini yazarsa...

Zaman yazarı Ali Bulaç, bugünkü yazısında "Kadın erkek eşitliği, erkeklerin, kadınların sorumluluklarından kurtulmasına ve önüne gelenle ilişki yaşamasına sebep olur" dedi.

Zaman yazarı Ali Bulaç bugün, “Eşitlik kimin yararına?” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Kadın erkek eşitliğinin kadınların zararına olacağını söyleyen Bulaç, böylece erkeklerin kadınların sorumluluklarından kurtulacağını, “gayrı meşru” ilişkilerin artacağını söyledi.

Çok eşlilik tartışmasının yaşandığı bugünlerde, yeni muhafazakâr burjuvaziden, gizli olarak imam nikahlı yaşayan bir çok kişinin olduğunun konuşuluyor olması ayrıca düşündürücü.

Kadın erkek eşitliği batının dayatması
Ali Bulaç, muhafazakar bakış açısının klasik argümanıyla “işin arkasında kötü batı” var diyor ve şöyle devam ediyor:

“(…) Sorun ataerkil kültürün baskısını veya geleneksel hiyerarşiyi çoktan aşmış bulunuyor. Sorun, küresel kapitalizmin 'Batı'da yaşanan trajik tarihsel tecrübenin hâsılası olan erkek-kadın ilişkisini Batı-dışı dünyaya taşıma azminde olması ve özellikle İslam dünyası üzerinde emredici ve taşıyıcı araçlarıyla külli bir projenin uygulama alanına konmuş olmasıdır.”

Eşitlik erkeği özgürleştirir
Bulaç, eşitliğin, kadını erkeğin emrinden çıkaracağını söylüyor, ancak bunun o kadar iyi bir şey olmadığını iddia ediyor. Çünkü bu sayede erkek “kadına karşı sorumlu olmaktan kurtulur” ve…

“Bu ilk görünürde "kadına özgürleştirici" geldiği kadar "erkeğe de özgürleştirici" gelmektedir. "Kadın-erkek eşitliği" tabii ki kadını erkeğin itaati dışına çıkarır, ama unutmayalım ki erkeği de "kadına bağımlı" olmaktan kurtarır. Çünkü iki cinsin eşit olduğu bir dünyada bu sayede erkek "sorumlu-gözetleyici" olmaktan kurtulmuş oluyor. 'Nikahsız beraberlikler', ev arkadaşlığı, bedenin laikleşmesi, cinsel özgürlük, zinanın suç olmaktan çıkarılması vb. modern teamüller erkeğin kadına kolay, maliyetsiz, yani sorumluluk yüklenmeden, külfet üstlenmeden erişebilirliliğini sağlıyor.”

Kadın evinden çıkarılırsa
Ali bulaç’a göre kadının evinden dışarı çıkması “felakete” yol açıyor. Erkekler de kadınlardan faydalanmak için “kadın erkek” eşitliğini savunuyorlar:

“(…) Hakikatte evinden dışarı çıkarılan, kendi geçimini kendisi üstlenmek zorunda bırakılan ve genç yaşında aranıp da yaşlandığında -kuzey ülkelerinde 35 yaşından sonra kadınlık cazibesini kaybetti diye- bir kenara itilen, bu suretle asıl mağdur olan kadın oluyor. Bu, toplumda cinsiyet ayrımı, erkek-kadın eşitliği fikrini erkeklerin niçin sahiplendikleri konusunda bize bir fikir verir. Artık erkekler, kadınlardan elde etmek istedikleri azami faydayı elde edebiliyorlar, ama onlara karşı kalıcı bir sorumluluk üstlenmiyorlar.”

Feminizm kadınların aleyhine
Bulaç, tüm "tabuları" yıkmakta kararlı bir şekilde, bilinen aksine “feminizmin kadınların değil, erkeklerin lehine” olduğunu iddiasını ortaya atıyor ve şöyle devam ediyor:

“Feminizm, cinslerin eşitliği ve pozitif ayrımcılık -iddia edildiğinin ve beklendiğinin aksine- kadınların aleyhine işlemektedir. Kadınlar, sanayi devrimi ve Aydınlanma'dan sonra bu sefer küresel düzeyde ikinci dalga sömürüye maruz kalmaktadırlar.”

Muhafazakar burjuvazi eşitliği niye savunmaz?
Ali Bulaç iddiasını, aydınlanmacı ideolojiye yönelik eleştiriler üstüne kuruyor. Kadın erkek eşitliğini isteyenleri ise “kadınlardan faydalanmak” için bu görüşü savunduklarını söylüyor. Bu iddiaların ciddiyeti bir yana, Bulaç’ın önce “kendi mahallesine” bakmasında fayda var. Son yıllarda serveti katlanan muhafazakar burjuvazinin, kendilerine kurdukları lüks gettolarda, gözlerden uzak çok eşli yaşadıkları ortaya çıkmıştı. Bulaç’ın yazarı olduğu Zaman Gazetesi’nin desteklediği AKP’yi arkasına alan zengin muhafazakarların, kadın erkek eşitsizliğini ne adına savundukları da anlaşılmış oluyor.

(soL –Haber Merkezi)